DEVA Partisi Kayapınar İlçe Başkanı Av. Mehmet Oruç ile Partisinin Kürt Sorunu Raporu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve partisinin Diyarbakır’daki teşkilatlandırılmasını değerlendirdik. Oruç, İlçe Teşkilatlarının çoğulcu yapısı siyasete ve hayata nasıl baktıklarının açık bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, “Bu yapı ile çalmadık kapı elini sıkmadığımız el kalmasın istiyoruz. Bu yolla ülkemizin dertlerine DEVA olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Demokrasi ve Atılım Partisi Kayapınar İlçe Başkanı Av. Mehmet Oruç ile yaptığımız röportajımızın detayı şöyle;
“KÜRT SORUNUN KANGRENLEŞMİŞ BİR HAL ALMASININ TEMELİNDE ANAYASADA EKSİKLİK OLMASIDIR”
Parti Programınızda Kürt sorununa nasıl bir çözüm bulunmak isteniyor?
Parti programımızın “özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu demokrasi” başlığı altında incelendiği üzere Türkiye’nin siyasal sorunlarının temelinde anayasal düzen tercilerine ilişkin hata ve eksiklikler yatmaktadır. Ülkemizin bahse konu sorunlarının başında geldiğini düşündüğümüz Kürt Sorununun kangrenleşmiş bir hal almasının temelinde de yine bu hata ve eksikliklerin bulunduğunu düşünmekteyiz. Esasen demokrasimiz, anayasal düzenimiz ve Türkiye halkları için vazgeçilmez olarak gördüğümüz; adem-i merkeziyetçi bir anlayışa sahip yeni bir anayasanın, sınırları açık, net ve şeffaf olarak belirlenmiş kuvvetler ayrılığının ve güçlü bir parlamenter sistemin genelde Türkiye’nin bütün siyasal sorunlarının özelde Kürt Sorununun çözümüne katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Altını çizerek belirtmiş olduğumuz 3 başlığa ilişkin yapısal ve kalıcı reformların Türkiye demokrasisi için vazgeçilmez nitelikte olduğunu kabul ediyoruz.
“SİVİL VE YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VARDIR”
Kürt Sorunu hangi boyutlarıyla el alınırsa çözümü daha da kolaylaştırır?
Uzun bir tarihi arka plana sahip olan Kürt Sorununun siyasi, iktisadi ve kültürel boyutları olup partimiz bu sorunun her bir boyutuna farklı çözüm ve reform önerileri ile yaklaşmaktadır. Kürt sorununun siyasi boyutunda karşımıza çıkan en önemli husus sivil ve yeni bir anayasa ihtiyacıdır. Zira bütün Türkiye halklarının aidiyet duyacağı bir vatandaşlık tanımının yer aldığı, yerinden yönetim anlayışının hâkim olduğu ve birey özgürlüklerinin temel alındığı yeni bir anayasanın Türkiye Cumhuriyeti için vazgeçilmez nitelikte olduğunu düşünüyoruz. En genel tabiri ile temel insan hak ve hürriyetlerinin üstünde hiçbir güç, yapı veya kurumun olamayacağından hareketle anayasayı “Milletimizin bir arada yaşama ilkeleri” olarak görmekteyiz”
“EN ÖNEMLİ KONU ANADİL MESELESİDİR”
Sizce Kürt sorununda en önemli ve öncelikli sorun nedir?
“Kürt sorununun kültürel boyutu hususunda karşımıza çıkan en önemli konu Anadil meselesidir. Anadil hususunda partimizin ve bizlerin yaklaşımı açıktır. Bizler anadile ilişkin taleplerin bir çatışma veya siyasi çekişme konusu haline getirilmesini doğru bulmuyoruz. Ülkemiz sınırlarında yaşayan her bir dilin geliştirilmesinin ve kullanılmasının temel bir insan hakkı olduğunu kabul etmekteyiz. Anadilde eğitimin tabii bir hak olması kabulünden hareketle bu hususta göstermelik düzenlemelerden ziyade yapısal düzenlemeler yapılması gerektiği ve yapılacak bu düzenlemelerin anayasal güvence kapsamına alınması gerektiği kanaatindeyiz.
“İHTİYACA GÖRE BÖLGESEL EKONOMİK REFORMLARIN YAPILMASI GEREKİR”
Bir de Kürt Sorununun iktisadi boyutu da var! Onu nasıl tahlil ediyorsunuz?
Kürt sorununun iktisadi boyutunda bölge ekonomisinin iyi tahlil edilmesi ve ihtiyaca göre bölgesel ekonomik reformların yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bölgemiz ekonomisinin cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana yaşadığı sorun ve sıkıntılar bir yana özellikle 6-8 Ekim 2014 tarihinde yaşanan toplumsal olaylar, akabinde 2015-2016 yıllarında şehir merkezlerindeki hendek ve terör olaylarına istinaden mülki idarelerce alınan sokağa çıkma yasağı kararları ve son olarak Covid-19 Pandemisi bölgemiz ekonomisinin son yıllarda tabiri caizse nefes almasını engellemiş ve derin yaralar bırakmıştır. Başkanlığımız tarafından yapılan görüşme ve toplantılarda bölgemiz açısından en önemli sorun her ne kadar Kürt Sorunu olarak dile getirilse de Kürt Sorununun en önemli ayağı olarak ekonomik sorunlar ve işsizlik dile getirilmiştir. Güncel TÜİK verilerine göre bölgemizde bulunan iller, işsizlik ve aktif işgücüne katılım oranlarında maalesef ülkemiz bazında ilk sıralarda gelmektedir. Başkanlığımızca İŞKUR ile şifaen yapılan görüşmelerde sadece ilimiz Diyarbakır genelinde İŞKUR’a yapılan başvuruların 100.000 – 150.000 arasında olduğu ifade edilmiştir. Türkiye genelinde açıklanan yüzde 26,1 işsizlik oranı maalesef bölgemiz bazında daha yüksek rakamlara çıkmaktadır.
“BÖLGESEL GÜVENLİK POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİLMELİ”
Başkanlığımızca gerek kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütleri gerekse de vatandaşlarla yapılan görüşmelerde sorunlara ilişkin çözüm önerileri, beklentiler, tavsiyeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Kamu bankaları aracılığıyla basit ve sadece kısa vadede borçlanmaya sebep olacak düşük meblağda ki kredi paketlerinden ziyade üreticiyi, tarımı, hayvancılığı, sanayiyi teşvik edecek istihdam kaynaklı kapsamlı paketlerin ilimiz ve bölgemiz açısından elzem olduğu, esnaf ve işletmecilerin bankalara olan borçları ortadayken faiz oranlarındaki fahiş artışların engellenmesi gerektiği, başta ilimiz olmak üzere bölgesel olarak uygulanan güvenlik politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği, hukuk alanında yapılacak reformlarla özgürlük ve refah ortamının sağlanmaya çalışması gerektiği belirlenmiştir.
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM
Yine Partinizin savunduğu ve önemsediği konuların başında Güçlendirilmiş parlamenter sistem var? Bu sistem açar mısınız?
“CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMININ TARAFSIZ OLMASINI SAĞLAYACAĞIZ”
Dilerseniz, sistemi 6 başlık ile anlatmaya çalışayım. Şöyle ki;
“Cumhurbaşkanlığı makamının, halen geçerli olan Anayasadaki yemin metninde de vurgulandığı gibi, tarafsız olmasını sağlayacağız. Partili bir cumhurbaşkanı tarafsız olamaz. Hem bir partinin genel başkanı olup, diğer partilere karşı cephe alıp hem de “ben tarafsızım” diyemez. Hem “üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getireciğim” diye Anayasa gereği yemin eden, hem de bir partinin genel başkanı olup, diğer partileri karşısına alan bir Cumhurbaşkanlığı makamı olamaz. O zaman bu ülke bölünür, parçalanır. Öteki olur, beriki olur. Kutuplar, kutuplaşma olur. Bu toplumun bütünlüğünü sağlayamaz, insanları kucaklayamazsınız.
“BAKANLARA DAHA ÇOK YETKİ VE DAHA ÇOK SORUMLULUK”
Bakanlıkları ve devlet kurumlarını güçlendireceğiz. Yürütme yetkilerini aşağı kademelere doğru delege edeceğiz. Bütün bu koskoca ülkenin tüm kararlarının; süt fiyatından ve buğday taban fiyatından tutun, Covid salgını sebebiyle okulların ne zaman açılıp kapanacağına kadar bütün bunları tek bir kişiye bağlarsanız mümkün değil altından kalkması. O kişinin de 24 saati, haftada 7 günü var. Bu kadar büyük bir ülkeyi, sorumluluğu ve yetkiyi yukarıdan aşağıya doğru delege ederek, tek tek her bir yöneticiyi güçlü kılarak yönetebilirsiniz.
“YEREL YÖNETİMLERİ GÜÇLENDİRECEĞİZ”
Yerelin sorunları en iyi yerelden çözülür. Ankara’dan koskoca ülkenin bütün detaylarıyla bilinmesi ve takip edilmesi imkansız. Her bir ilimizde, ilçemizde görüyoruz. Bunu çok iyi biliyoruz. Yerel yönetimlere daha çok yetki vereceğiz. Doğrudan halk tarafından seçilenlerin, çok daha büyük bir sorumluluk hissiyle çalıştıklarını iyi biliyoruz.
“MECLİSİ GÜÇLENDİRECEĞİZ”
Meclisimiz, yürütmeyi, yani hükümeti etkin bir şekilde denetleyebilecek. Meclisteki muhalefet partilerinin bilgi edinme yollarını işlevsel hale getireceğiz. Gazi Meclisimizi, iktidar partisinin uzantısı olmaktan çıkartacağız. Şu andaki Meclisimizin yüzde 98’lik bir temsil gücü var. Oysa hükûmet yüzde 50+1. Hesaptan korkmuyorlarsa, Meclise karşı her an hesap verebilir olmaları lazım. Aksi halde buna sistem denmez.
“SİVİL TOPLUMU GÜÇLENDİRECEĞİZ”
İfade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Konuşan, tartışan, soru soran, hakkını arayan bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Sivil toplumu kanun yapım süreçlerine daha etkin bir biçimde dahil edeceğiz. Şu anda sivil toplum, iş dünyasını temsil eden örgütler, insan hakları örgütleri, çevre örgütleri tamamen pasifleştirilmiş durumda. En ufak bir eleştiri veya öneri getirseler teperine hemen sopa iniyor. Demokrasi, sadece sandıktan sandığa işeyen bir sistem değildir. Demokrasi, iki seçim arasında sürekli olarak sivil toplum tarafından beslenir. Özgür basın tarafından sürekli rapor edilen, yorum yapılan bir rejimdir. Demokrasi böyle beslenir. Çözüm için sivil toplum kuruluşlarımızla aynı masaya oturacağız.
“HUKUKA VE ADALETE OLAN GÜVENİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
Altıncısı; hukuka ve adalete olan güveni ayağa kaldıracağız. Anayasa Mahkemesine yapılan atamalarda meclisimizin nitelikli çoğunluğunu söz sahibi kılacağız. Böylece tek bir parti veya ittifak, Yüksek Mahkeme heyetini tek başına şekillendiremeyecek. Yargıyla ilgili yapılacak çok işimiz var. Mahkemelerdeki süreçlerin çok uzun sürdüğünün farkındasınız. Maalesef adalet çoğu zaman yerini bulmuyor, bulsa bile çok geç buluyor. Yargının tarafsız ve bağımsız çalışması, yargıya olan güvenin arttırılması için çalışacağız”
“GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM, DEMOKRASİ, HUKUK VE ADALETİ TESİS EDECEK”
Sizce savunduğunuz sistem Türkiye’de Demokrasi, Hukuk ve adaleti tesis eder mi?
Oruç, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteminin Demokrasi, hukuk ve adaleti tesis edeceğine işaret ederek, “Bu sistemde tüm vatandaşlarımız haklarından daha iyi yararlanacak, herkes adil muamele görecek. Ülkemiz derinleşen yönetim krizini güçlendirilmiş parlamenter sistem ile aşacak. Evrensel hukuk devleti ve demokrasi standartlarına uygun, temel haklara öncelik veren bir yönetim sistemine hep beraber kavuşacağız” diye konuştu.
“ÜLKEMİZİN DERTLERİNE DEVAM OLMAYI HEDEFLİYORUZ”
Kayapınar Teşkilatı olarak, ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? İki aylık süreçte neler yaptınız?
Parti tüzüğümüzün üçüncü maddesinde açıkça belirtilen amaç ve ilkeleri yerine getirmek amacıyla DEVA Partisi Kayapınar İlçe Başkanlığı olarak Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan tarafından görev tevdii edildiği ilk günden beri büyük bir gayret ile görev yapmaktayız.
Görevi üstlendiğimiz günden bugüne kadar geçen iki aylık kısa süre içerisinde; teşkilat olarak vatandaşlarımıza daha iyi hizmet vereceğimiz ilçe başkanlık binamız ve donanımlarını tamamladık. Yönetim Kurulumuzu büyük bir titizlikle oluşturduk. Yönetim kurulunda kadınlara ve gençlere büyük bir yer vererek birçok oluşuma örnek olmaya çalıştık. İş insanından ev hanımına, inşaat işçisinden esnafa, emekliden öğrenciye geniş bir yelpazede oluşturduğumuz parti teşkilatımız ülkemizin her vatandaşının hayatına dokunacak, sorunlarına çözüm üretecek, onlarla yan yana yürüyecek bilinçle oluşturuldu. Partimizin en önemli misyonu olan Demokrasi, hak, özgürlük ve adalet kavramlarını hayata geçirmek, toplumun her kesimine hitap etmek, kısacası herkesin partisi olabilmek için teşkilat yapımızı geniş katılımlı olarak oluşturduk. Vatandaşımız tarafından partimize gösterilen yoğun ilgi bizleri oldukça memnun etti ve çalışma azmimizi artırdı.
“MUHTARLARIMIZA PARTİ PROGRAMIMIZI ANLATTIK”
Teşkilatların tamamlanmasının ardından vatandaşlarımıza ulaşmanın temel taşı olarak gördüğümüz İlçe muhtarlarımızı ziyaret ederek, parti programımızı onlara anlattık. Parti politikalarımızdan bahsettik ve ülkemizin geleceği için hayal ettiklerimizi paylaştık. Bugünden sonra da bu ziyaretler ve görüş alışverişleri devam edecektir.
“ÜLKEMİZİN DERTLERİNE DEVA OLMAYI HEDEFLİYORUZ”
İlçemizde faaliyet gösteren STK’larımızı ikinci önceliğimiz olarak kabul ettik ve halen STK’larımıza ulaşmaya devam ediyoruz. Toplumumuzun kanayan yarası haline gelen Kadına Şiddet olgusu ile ilgili olarak Kadın Politikalarımızdan sorumlu başkanımız tarafından basın açıklaması yapıldı ve kadın cinayetleri şiddetle kınandı. Ülkemizin geleceğinin kadının toplumdaki yerini yüceltmek olduğu bilinci içerisinde bu günden önce olduğu gibi bu günden sonra da kadın cinayetlerine yüksek sesle karşı çıkmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. İlçe Teşkilatımızın çoğulcu yapısı siyasete ve hayata nasıl baktığımızın açık bir göstergesidir. Bu yapı ile çalmadık kapı elini sıkmadığımız el kalmasın istiyoruz. Bu yolla ülkemizin dertlerine DEVA olmayı hedefliyoruz”
Sait BAYRAM’ın Özel Röportajı