Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Genel Başkanı Yahya Öger, Türkiye’de türlerine göre bağımlılık oranları, alınan tedbirler neticesinde gelinen süreç ve bundan sonra takip edilmesi gereken metotlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü münasebetiyle açıklamalarda bulunan Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Genel Başkanı Yahya Öger, madde kullanımı ya da bağımlılığının toplumu ilgilendiren bir sağlık sorunu olduğunu belirterek bağımlılıkla mücadele alanında daha geniş adımların atılmasının kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye’deki bağımlıların yüzde 82’sinin 20 ile 35 yaş aralığında olduğunun altını çizen Öger, “Türkiye nüfusunun yüzde 15,8’i 15-25 yaş grubunda. 12 milyon 971 bin 396 çocuğumuz madde bağımlılığı riskine karşı savunmasız durumda. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon insan madde ve davranış bağımlısıdır.” dedi.
“MADDE KULLANANLARIN YÜZDE 94,2’SİNİN ERKEK, YÜZDE 5,8’İNİN KADIN”
Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaş ortalamasının 20,8 olduğunun söyleyen Öger, “Uyuşturucu öncesi tütün kullanım oranı yüzde 81, alkol kullanım oranı ise yüzde 38’dir. Yüzde 82’si madde kullanmaya esrar ile başlamıştır. Yüzde 74,4’ü maddeyi ilk kez arkadaş veya yakın çevresinden temin ederken yüzde 36’sı maddeye merak etkisiyle, yüzde 55,3’ü bağımlı olduğunu ifade ediyor, yüzde 55,6’sı uyuşturucu madde kullandığı için sosyal güçlük çekiyor.” ifadelerini kullandı.
2019 yılı verilerine göre, hayatının herhangi bir döneminde madde kullananların yüzde 94,2’sinin erkek, yüzde 5,8’inin kadın olduğunu belirten Öger, “Yüzde 64’ü ortaokul ve ilkokul düzeyinde eğitime sahip, yüzde 89,6’sının annesi ev hanımı. Bağımlı gençlerin, annelerinde ortaokul ve ilkokul eğitim düzeyi yüzde 94,8 iken babalarında ise ortaokul ve ilkokul eğitim düzeyi yüzde 88,8’dir. Maddeyi kendi evinde kullananların oranı yüzde 45,9 iken bunlardan aile fertleriyle birlikte yaşayanların oranı ise yüzde 85,5’tir.” şeklinde konuştu.
Dünya’da son 10 yıl içerisinde madde kullanımı, satışı ve ölüm vakalarında ciddi artışların olduğuna dikkati çeken Öger, Türkiye’de 2016’da 920, 2019’da 342 ve 2020 yılında ise 314 kişi doğrudan uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle öldüğünü söyledi.
“RİSKLİ ŞEHİR VE MAHALLELERİN HARİTASI ÇIKARILMALI, DANIŞMANLIK HİZMETİ VEREN BİRİMLER OLUŞTURULMALI”
2017 yılında, 211 bin 126 kişinin bağımlılıktan kurtulmak için hastanelere başvurduğunu hatırlatan Öger, madde bağımlılığı ile mücadelede kamu kurumları ve STK arasındaki iş birliği ve koordinasyonda istenilen başarı elde edilemediğini belirtti. Bağımlılıkla mücadele alanında bundan sonra atılması gereken adımları sıralayan Öger, “Tedavi gören bağımlı sayısı, tedavi sonrasındaki başarı oranı, potansiyel kullanıcı, riskli şehir ve mahallelerin haritası çıkarılmalıdır. Mücadele eden STK sayısı artırılmalı, STK yönetim ve üyelerine eğitimler verilmeli, bir tek STK üzerinden çalışmaların yürütülmesi çalışmalarından vazgeçilmelidir. Medikal tedavi merkezleri sayısı arttırılmasıyla beraber medikal tedavi ile sosyal uyum merkezleri, mesleki kurslar, sportif çalışmalara yönlendirme merkezleri ivedilikle açılmalıdır. Her mahalleye danışmanlık hizmetleri veren birimler oluşturulmalıdır. AMATEM ve ÇEMATEM de çalışan personel sosyal ve ekonomik anlamda desteklenmeli, personelin kalıcılığı sağlanması noktasından olumlu adımlar atılmalıdır.” dedi.