Yeşil Yıldız Bağımlıklarla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öger, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün, bilgisayar oyunu bağımlılığını resmen akıl hastalığı olarak tanımladığını hatırlatarak, oyun oynamak ile oyun bağımlısı olmak arasındaki 3 büyük fark olduğunu söyledi.
“OYUN BAĞIMLILIĞI RESMEN RUHSAL BİR SAĞLIK PROBLEMİDİR”
DSÖ’nün teknoloji bağımlılığı alanında uzman isimlerinin 29 Kasım-1 Aralık 2017’de Yeşilay ev sahipliğinde bir araya geldiğini hatırlatan Öger, “Online oyun ve online kumar bağımlılığı üzerine hastalık, önleme, koruma, tedavi, rehabilitasyona dair tüm konular konuşuldu. DSÖ hastalık sınıflandırmalarını kararlaştıracağı ICD-11 (Uluslararası Hastalık Sınıflandırmaları) için ciddi hazırlıklar yapıldı. Bu kapsamda Haziran ayında gerçekleştirilen ICD-11’de online oyun ve kumar bağımlılığı resmen bir ruhsal sağlık problemi olarak tanımlandı. Toplantıya 20’nin üzerinde uzman katıldı” diye konuştu.
Öger, DSÖ’ye göre teknoloji bağımlılığının 3 belirtisinin bulunduğunu ve bu belirtilerin ilkinin oyun davranışının diğer sosyal aktivitelerin önüne geçmesi olduğuna dikkati çekerek, “İkincisi bu davranışın önlenememesi. Üçüncüsü de kişinin belirli bir şekilde strese girmesi, kişisel, sosyal ve eğitimsel alanlarına vakit ayıramamasıdır. Sonuçta kişi uykusuzluk, beslenme problemleri ve fiziksel rahatsızlıklar yaşıyor. Bu davranışın bağımlılık olarak kabul edilebilmesi için en az 12 ay sürmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
TEKNOLOJİ ÇOCUKLARI SUSTURMA ARACI DEĞİLDİR
Öger, şöyle dedi:
“Maalesef ki çocuklarımız ile baş edemediğimiz durumlarda, çok yorulduğumuz zamanlarda, çocuklarımız çok hareketli olduğu durumlarda, arkadaşlarımız ile dışarı çıktığımız, rahat sohbet etmek istediğimiz zamanlarda, çocuğumuz ağladığında susturmak istediğimizde, ısrar edip tutturduğu zamanlarda… (ne kadar çok sebebimiz, kullandığımız alan var değil mi?) ekranı eline veriyor ve sakinleşmesini, susmasını, durmasını, bir an bile olsa kafamızı dinlemeyi istiyoruz. Sınırsız bir dünyanın içerisine çocuğumuzun yalnız başına dolaşmasına, kendini kandırarak hep bir sakinleştirici araca bağımlı olarak kendini sakinleştirebileceğini öğretiyoruz.”
“TATİL DEMEK SINIRSIZ TEKNOLOJİ KULLANMAK DEMEK DEĞİLDİR!”
Tatilin sınırsız teknoloji kullanmak anlamına gelmediğine işaret eden Öger, “Çocukların ebeveynlerinden en büyük istekleri tatil boyunca istedikleri kadar televizyon izlemek veya bilgisayar oynamak olabilir. Fakat unutulmamalıdır ki bunların kısıtlanması çocuğun okul dönemi ile ilgili değil, genel gelişim ve dikkati için gereklidir. Bu nedenle de televizyon ve bilgisayar sürelerine aşırıya kaçmadan kontrol altında devam ettirilmelidir.” dedi.
“ÇOCUKLAR BU TATİLDE BAĞIMLI DEĞİL SOSYAL OLSUNLAR”
Öger, Çocukların beş duyuya hitap eden oyunlar oynaması gerektiğini belirterek, “Çocukların dünyayı ve çevreyi en iyi tanımalarının yolu beş duyularını da kullanarak yaptıkları etkinliklerdir. Eski zamanlardan beri bu oyunların en zengin kaynağı “sokak ”tır. Sokakta oynanan oyunlar yaratıcılığı, problem çözme becerisini, sosyal ilişkileri geliştirir. Bunu deneyimlemesi için çocuğunuza imkân yaratmaya çalışın. Sitenizin bahçesi, anneannesinin meyve bahçeli evi veya onun arkadaşlarını da gezimize katalım sosyal ortamlara katılmasını teşvik edelim.” diye konuştu.