Doç. Dr. Ünal Uluca, gelişen tıp teknolojisi sayesinde erken teşhis ve etkili bir tedavi ile löseminin, artık iyileşme şansı oldukça yüksek bir hastalık olduğunu belirtti.
2-8 Kasım Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Ünal Uluca, gelişen tıp teknolojisi sayesinde erken teşhis ve etkili bir tedavi ile löseminin, artık iyileşme şansı oldukça yüksek bir hastalık olduğuna dikkat çekti.
Günümüzde tedavi şansı epey yüksek olan lösemiden korkulmaması gerektiğini hatırlatmak, erken teşhisin önemini vurgulamak, lösemi tedavisi gören çocuklara ve ailelerine maddi manevi destek olmak için 2-8 Kasım haftası, her yıl Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası olarak kutlanıyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkede 2 bin çocuğun lösemi hastası olduğunu ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ünal Uluca, çocukluk çağı lösemisi nedir, belirtileri ve tedavi seçenekleri nelerdir, ebeveynler hangi belirtileri ciddiye almalıdır gibi sıkça sorulan sorular hakkında açıklamalarda bulundu.
“ÇOCUKLUK ÇAĞINDAKİ KANSER TÜRLERİNİN YÜZDE 30-35’İNİ LÖSEMİ OLUŞTURUR”
Halk arasında kan kanseri olarak bilinen lösemi, kemik iliğinde bulunan ve kan hücrelerinin üretiminden sorumlu olan kök hücrelerin kanserleşerek kontrolsüz ve hızla çoğalması sonucu oluştuğunu söyleyen Uluca, “Lösemi, akut ve kronik lösemi olarak iki ayrı gruba ayrılır. Aniden ortaya çıkan, hızlı ve agresif ilerleyen türüne Akut Lösemi; yavaş ilerleyen ve gelişimi uzun yılları bulan türüne ise Kronik Lösemi diyoruz. Kronik Lösemi daha çok erişkin dönemde görülür. Çocukluk çağındaki kanser türlerinin yüzde 30-35’ini lösemi oluşturur. Akut lösemi hastalarında asıl görevi enfeksiyonlara karşı savaşmak olan beyaz kan hücreleri yapılamadığından bu çocukların bağışıklık seviyesi oldukça düşük olur. Hafif enfeksiyonları dahi şiddetli geçirebilirler. Görevi, kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombosit hücreleri de üretilemediği için cilt kanamaları, sindirim sistemi kanamaları ile de karşılaşılabilir.” dedi.
EBEVEYNLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN BELİRTİLER
Lösemi hastalığının geliştiği süreçte bazı şikâyet ve belirtilerin görülebileceğini dile getiren Uluca, “Bunların en belirgini yorgunluk, zayıflık ve solukluktur. Herhangi bir neden olmaksızın kilo kaybı yaşanması ciddiye alınmalıdır. Şişmiş lenf düğümleri, tekrarlayan enfeksiyonlar (bademcik iltihabı veya akciğer enfeksiyonu gibi) dikkate alınmalıdır. Uzun süren ateş, gece terlemeleri olabilir. Ciltte kolaylıkla morarmalar oluşabilir veya peteşi denilen küçük kırmızı noktalar görülebilir. Kemik, eklem veya karın ağrıları sık tekrar edebilir. (Kanserli kan hücreleri böbrek, karaciğer ve dalak gibi organlarda birikir.) Bu bulgular, sık görülen çocukluk çağı hastalıklarının belirtileriyle benzerlik gösterebilir. Belirtileri takip edip tedavi seçeneklerine yanıt verip vermediğine göre mutlaka uzman doktor kontrolüne başvurmak gerekir.” ifadelerini kullandı.
“LÖSEMİNİN KESİN NEDENİ BİLİNMİYOR”
“Löseminin kesin olarak nedeni bilinmemekle birlikte bazı viral, genetik ve çevresel etkilerden söz edilebilir.” diyen Uluca, “Yüksek düzeyde radyasyona maruz kalma, Down sendromu gibi kimi genetik hastalıklar iyi tanımlanmış nedenler olmakla beraber son dönemde çocuklarda alışkanlığa dönüşen tablet, telefon gibi cihazlara uzun süre maruz kalmak, hazır ve işlenmiş gıdalarla beslenmek, kirli hava gibi faktörler bilim insanlarınca nedenler arasında sayılıyor.” şeklinde konuştu.
“EN SIK GÖRÜLDÜĞÜ YAŞ ARALIĞI, 2-5 YAŞ ARALIĞIDIR”
Löseminin en sık görüldüğü yaş aralığının 2-5 yaş aralığı olduğunu belirten Uluca, şunları söyledi: “6 yaşından önce ikiz kardeşinde hastalık olan bir çocuğun kendisinde de lösemi gelişmesi riski herhangi bir çocuğa göre yüksektir. Kalıtsal genetik problemi olan (Li-Fraumeni sendromu veya Down sendromu gibi) çocuklar bu hastalığa daha yatkın olabilir. Organ nakli sonrası bağışıklık sistemini baskılamak için alınan ilaçlar, annesi doğum öncesi röntgen ışığına maruz kalan ya da diğer kanser türleri için kemoterapi alan çocuklarda görülme oranı daha yüksektir. Lösemi, tüm çocukluk döneminde görülebilmekle birlikte hastalığın en sık görüldüğü yaş aralığı, 2-5 yaş aralığıdır.”
“ERKEN TEŞHİS VE ETKİN TEDAVİ İLE LÖSEMİ TEDAVİ EDİLEBİLİR”
Lösemiye işaret eden belirtilerin dikkatle izlenmesi ve mutlaka uzman bir hekimin görüşüne başvurulması gerektiğini söyleyen Uluca, diğer kanser türlerinde olduğu gibi, hastalığı yolun başında yakalamanın tedavi şansını da yükseltmekte olduğunu kaydetti. Uluca, sözlerine şöyle devam etti: “Lösemi tanısı, uzman bir hekim tarafından yapılan kan testleri, bel bölgesinden alınan beyin omurilik sıvısı incelemesi, görüntüleme yöntemleri ve genetik testlere göre konur. Çocuğunuza lösemi teşhisi konmuşsa öncelikle, günümüz tıp teknolojisi ve etkin bir tedavi yöntemi ile iyileşme şansının çok yüksek olduğunu unutmayın. Lösemi tedavi edilebilen bir hastalıktır ve son yıllarda denenmiş birçok yeni yöntemle başarı oranı giderek yükselmektedir.”
“LÖSEMİ TEDAVİSİ, AİLE-HEKİM UYUMUNU GEREKTİREN UZUN SOLUKLU BİR MÜCADELEDİR”
Lösemi tedavisinin uzun soluklu bir mücadele gerektirdiğini vurgulayan Uluca, son olarak şöyle konuştu: “Lösemi konusunda bilinçlenmek ve etrafımızı da bilinçlendirmek bu hastalıkla savaşma konusunda önemli bir etkendir. Ebeveynler olarak, çocuklarınıza güç verebilmek için hastalığın yenilebilir olduğunu unutmayın. Moral ve enerjinizi, uzun soluklu bir mücadeleye göre ayarlayın. Lösemi tedavisi yılları bulan bir tedavi şeklidir. Tedavinin başarı şansını arttırmak için aile-hekim uyumu çok önemlidir. Löseminin tipine göre kemoterapi uygulaması, kemik iliği nakli gibi uygulamalar ülkemizde dünya standartlarında uygulanabilmektedir.”