Diyarbakır’daki 50 milyon TL’lik kuyumcu vurgununda, 7 şüpheli hakkında dolandırıcılık suçundan toplam 305 yıl hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
Diyarbakır’da 22 Haziran 2020’de yaşanan kuyumcu vurgunuyla ilgili soruşturma tamamlandı. Dosyada 51 mağdur, 7 şüpheli bulunuyor. 50 milyon TL’lik vurgunun iddianamesinde, Zerya Gold Kuyumculuğun ortakları Zülfükar, Zülfü Ortaç ve Serdar Adıgüzel ile işyeri çalışanları Mustafa Ortaç, Tamer Adıgüzel ve Fatma Aydın, Rauf Tulpar şüpheli olarak yer alıyor.
12 MİLYON TL’SİNİ KAPTIRDI
İddianamede, mağdurların ifadelerine yer verildi. Mağdurlardan Mehmet Eren, Zülfikar, Zülküf Ortaç ve Serdar Adıgüzel’e 19 Haziran 2020’de 27 kilogram külçe altın karşılığında 12 milyon 390 bin TL’yi bıraktığını, ancak ödeme günü olan 22 Haziran 2020’de Zerya Kuyumculuğa gittiğinde işyerinin boşaltılmış gördüğünü ifade etti.
Dosyada ifadesi bulunan Öz Medeni Kuyumculuk Sahibi Rüstem İçöz de Zülfükar, Zülfü Ortaç ve Serdar Adıgüzel’in kendisine 911 bin 837 TL, 54 bin dolar borcu olduğunu bu borcu kendisine ödemediğini borcunu almak üzere gittiği Zerya Kuyumculuğun kapalı olduğunu, işyerinin boşaltıldığını gördüğünü ve böylelikle dolandırıldığını anladığını kaydetti.
İŞYERİNİ SATTIP PARASINI KAPTIRDI
Mağdur Vehbi Serin ifadesinde, kendisine ait işyerini kapattığını bu nedenle elindeki parayı altın almak amacıyla Zerya Kuyumculuğa verdiğini, altınları fiilen almadığını, Zerya Kuyumculuğun kendi parasını, ara sıra dövize çevirdiğini o güne herhangi bir sorun yaşamadığını söyledi. Toplamda Zerya Kuyumculuğa 4 milyon 364 bin 815 TL, 6 bin 358 dolar verdiğini belirten Serin, Zerya Kuyumculuğun işyerini kapatıp birçok kişiyi dolandırdığını öğrendiğini, işyerine gittiğinde işyerinin kapalı olduğunu gördüğünü ve işyeri sahiplerine ulaşmadığını belirtti.
İşyeri ortaklarından Zülküf Ortaç ise kollukta verdiği ifadede, mağdurların ifadelerine rağmen işyeri ortaklığını reddetti, işyerinin ağabeyi Zülfükar Ortaç ile Serdar Güzel’in olduğunu dile getirdi.
BANKA HESAPLARINI BOŞALTTILAR
Zülfükar Ortaç ifadesinde dolandırıcılık yapmadığını, kurdaki dalgalanma ve pandemi nedeniyle para, altın ve dövizlerini işletmek amacıyla kendisine bırakanlara ödeme yapamadığını savundu. Ortaç’ın ifadesine karşın, 3 ortağın kaçmadan önce banka hesaplarını boşalttıkları tespit edildi. İddianamede, Zülfikar Ortaç’ın 2020 yılı Mayıs ayında kendi hesabından 9 milyon 338 bin TL nakit para çektiği, 2020 yılı Haziran ayında ise 3 milyon 300 TL nakit para çektiğinin görüldüğü belirtildi. İddianamede, diğer şüpheli Zülküf Ortaç’ın 2020 yılı Mayıs ayında kendi hesabından 2 milyon 950 bin TL nakit para çektiği, 2020 yılı Haziran ayında ise 875 bin TL nakit para çektiği, şüphelilerin 23 Haziran 2020 tarihi itibariyle hesaplarını sıfırladıkları kaydedildi.
İŞYERİNİ BOŞALTILMASI KAMERALARDA
İddianamede banka hesaplarının yanında şüphelilerin kuyumcudaki işyerini boşalttıklarının kamera kayıtlarına yansıdığına işaret edildi. Zülküf ve Serdar Adıgüzel’in kuyumcuya gelerek işyerindeki kasalarda bulunan ziynet eşyaları, döviz ve paraları toplayarak valize doldurdukları araca yerleştirerek olay yerinden uzaklaştıkları belirtilen iddianamede, “Böylelikle hile ile temin edilen paraların kaçırılarak dolandırıcılık suçunun haksız menfaat aşamasının da tamamlandığı…” değerlendirmesi yapıldı.
‘PARALARI KAÇIRMA YOLUNA GİRDİLER’
İddianamede, şüpheli Zülfikar, Zülküf ve Serdar’ın iş yerine gelen müştekilere altın ve döviz fiyatlarının düşmesi durumunda alım yapacaklarını, yükselmesi durumunda satım yapacaklarını, bu şekilde yaptıkları al-sat işleminden yüksek kar elde edeceklerini, elde edilecek kârı kendilerine ödeyecekleri şeklindeki söylemlerde bulunarak müştekileri etkileyerek onlardan güven oluşturmaları tespitine yer verildi. İddianamede, şüphelilerin faaliyetlerinin normal ticari faaliyet olmadığı vurgulanan iddianamede, oluşturdukları güven duygusuyla müştekileri aldatıp müştekilerden aldıkları ziynet eşyası, döviz ve paraları kendilerine çıkar sağlamak amacıyla uhdelerine geçirmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemiş oldukları değerlendirmesi yapıldı. İddianamede, eğer müştekilerle şüpheliler arasındaki ilişki normal bir ticari ilişki olsa idi şüphelilerin paraları ve ziynet eşyalarını iş yerinden kaçırmak, bankalardaki hesapları sıfırlamak yerine mağdur olanların alacaklarını tamamen ya da kısmen karşılamak iradesini gösterebileceklerinin altı çizilerek, ancak şüpheliler elde ettikleri paraları kaçırma yoluna gittikleri ifade edildi.
‘DOLANDIRCILIK KASTIYLA HAREKET ETTİLER
Şüphelilerin 51 kişi olan müştekilerden hile ile temin ettikleri haksız kazancın 50 milyon TL’den fazla olduğu dile getirilen iddianamede, şüphelilerin basiretli bir tacir gibi tedbirli davranmak yerine paranın tamamını ve ziynet eşyalarını kaçırarak, banka hesaplarını sıfırlayarak olayın başından sonuna kadar dolandırıcılık kastı ile hareket ettiklerini gösterdikleri değerlendirmesi yapıldı.
TOPLAMDA 350 YIL HAPİS İSTEMİ
İddianamede, “Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı” suçundan Zülfikar Ortaç, Zülküf Ortaç ve Serdar Adıgüzel hakkında mağdurlara karşı 51 kez 2 yıldan 7 yıla kadar hapis istendi. İddianamede diğer şüpheliler Tamer Adıgüzel, Fatma Aydın, Mustafa Ortaç ve Rauf Tulpar hakkında ise dolandırıcılık suçuna yardımdan, 7 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep edildi.