Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yağışların yeterli olmaması nedeniyle kendini hissettiren kuraklık, çiftçileri tedirgin ediyor.
Her yıl milyonlarca ton hububat üretimi gerçekleştiren Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yağışların yeterli olmaması nedeniyle kendini hissettiren kuraklık, çiftçileri endişelendiriyor. Türkiye’de buğday üretiminde üçüncü sırada yer alan Diyarbakır’da çiftçi, geçtiğimiz yılın kasım ve aralık aylarında yağışların yeteri kadar olmamasının, çimlenme aşamasındaki buğdayı olumsuz etkilediğini belirtiyor. Konuyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Yenişehir İlçe Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, yaşanan kuraklık nedeniyle çiftçinin tarlasına gübre atamadığını söyledi.
İskenderoğlu, “Kasım ve aralık aylarında yağması gereken yağmurlar hem bölgemizde hem de ilçemizde çok eksik düştü. Yıllara göre hesapladığımızda belki yüzde 20 yağış yağmamıştır. Gördüğünüz gibi, arazi daha yeşermemiş, tohum, attığımız gibi toprağın üzerinde duruyor. Üstte tek tek yeşeren bitkiler de nemden dolayı yeşermiş. Ciddi bir kuraklık tehlikesi var. Bu doğal bir şey olduğundan bir şey diyemiyoruz ama devletin çiftçilerimize TARSİM’de yapmış ya da yapacağı yüzde 50’lik indiriminin üzerinden tekrar bir indirimin olması lazım. Çiftçi ve üreticilerimizin de mutlaka TARSİM’lerini yapmaları lazım. TARSİM’in içerisinde de mutlaka kuraklığın katılması gerekmektedir. Bu, bu yıla özel yapılmalıdır. Bölgemizde ciddi bir kuraklık riski var.” dedi.
“ÜRETİCİLERİMİZ KORKMUŞ DURUMDA”
Bazı bölgelerde kuraklık nedeniyle herhangi bir yeşerme olmadığını dile getiren İskenderoğlu, şunları söyledi: “Geçen yıl bu vakitlerde bayağı yağmur yağmıştı. Şu gördüğünüz arazi siyah toprak görülüyor, normalde geçen yıl burada olmuş olsaydık toprak görülmezdi ve buğdayın boyu bir karıştan fazla olmuştu. Kasım ve aralık aylarında yağmurun hem geç hem de az yağmasından dolayı bitki daha istenilen düzeye gelmemiş. Karacadağ Bölgesi’nde tohum olduğu gibi yerde ve yeşerme de yok. Hava nemli oluyor, yağmur yağmıyor. Hava nemli oluyor sonra kuruyor. Bir seferde yeterli derecede yağmur yağsa zaten bitki hemen çimleniyor. Hal böyle olunca ciddi bir kuraklık sıkıntısı var. Şu anda yağış eksikliği var ve bundan dolayı üreticilerimiz korkmuş durumda.”
“GÜBREYİ ATARSAM ZARARIN ÜSTÜNE ZARAR ETMİŞ OLACAĞIM”
Çiftçinin, tarlasına gübre atmadığını anlatan İskenderoğlu, “Yağışların eksik olmasından dolayı gübreyi alan çiftçi tarlaya atamıyor. Mesela; ben gübre almışım ama Tarım Kredi Kooperatifinde duruyor. Gübreyi atmaktan korkuyorum. Çünkü ben gübreyi atarsam zararın üstüne zarar etmiş olacağım. Şu anda üretici ve çiftçi bekliyor. Hepimiz hava raporlarını kontrol ediyoruz. Şu anda gübre atmamız mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
Çiftçiye verilen desteğin artırılması ve bölgede devam eden baraj yapımlarının ivedilikle bitirilmesi çağrısında bulunan İskenderoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Yaklaşık olarak 10 yıldır buğday desteklemesi 5 kuruştur. 10 yıldan bu yana mazot ve ilaç fiyatları nereden nereye gitti. Sertifikalı tohum ve gübre aldı başını gitti. Buğday priminde en azından yüzde 50 yükselişe gidilmelidir. Pamuk primi 80 kuruştur, bunun da bir lira olmasını istiyoruz. Her platformda ‘ithalat, ithalat’ diyoruz. Şimdi üretici ve çiftçilerimizin önünü açacağız, gereken desteği vereceğiz ki devlet olarak dışarıdan üretim yapmayalım. İvedilikle barajların bitmesi lazım. Suya kavuşan kuru topraklara arz açığımız olan pamuk, buğday ve mısırı dışarıdan getirmemek için ekeriz. Kendi topraklarımızda bunları ekersek paramız dışarıya gitmez. İthal eden değil, ihraç eden bir ülke olacağız. Mesela; Silvan Barajı’nın bitmesi ile birlikte yaklaşık 300 bin kişi bundan olumlu etkilenecek. Bu, Diyarbakır için olumlu bir gelişme. Silvan Barajı’nın yanında mini mini 7-8 baraj olacak. 2,5 milyon dönümlük arazi suya kavuştuğu zaman bütün bölgemiz kurtulmuş olacak.” (İLKHA)