Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, Diyarbakır’da 112 aracılığıyla yatırılması gereken koronavirüs hastaları için yatak kalmadığı bilgisi edindiklerini söyledi.
Normalleşmeyle birlikte koronavirüs vakalarının hızlı artış gösterdiği Diyarbakır’da, temaslı kişilere test yapılmaması ve virüsün bulaşma seyrini Diyarbakır Tabip Odası Şerif Demir, değerlendirdi.
Normalleşme ile birlikte kentte vaka sayısında hızlı bir artış olduğunu kaydeden Demir, “Sağlık Bakanlığı tarafından süreç şeffaf bir biçimde yürütülmediğinden, ülke genelindeki güncel vaka dağılımları kamuoyu ile paylaşılmadığından, TTB olarak merkezi bilim kurulunda ve Diyarbakır Tabip Odası olarak İl Pandemi Kurulu’nda temsil edilmediğimizden dolayı elimizde vakalara ilişkin net veriler mevcut değil” diye konuştu.
‘GÜNLÜK VAKA ARTIŞI 100’ÜN ÜZERİNDE’
Sağlık Bakanlığının veriler paylaşmamasına karşı pandemi hastanelerinde çalışan meslektaşlarından bilgi edindiklerini anlatan Demir, “Edindiğimiz bilgilere göre son 2-3 haftadır Covid-19 nedeni ile hastanede günlük ortalama takip edilen hasta sayısı 250 civarında. Hasta sirkülasyonu çok fazla olduğu pandemi hastanelerinde her gün onlarca hasta taburcu edildiği halde onların yeri yeni hastalarla dolmakta. Diyarbakır’da günlük ortalama doğrulanmış vaka, yani PCR testi pozitif gelen sayısı 100’ün üzerinde. Aynı zamanda test negatif olup da klinikte ve radyolojik bulguları pozitif olanlar da hesaba katıldığında virüs ile enfekte hastalar ifade edilenden çok daha fazla sayıdadır” ifadelerini kullandı.
‘HASTANELERDE YATAK KALMADI’
“1 Haziran sonrası hızlı başlayan normalleşme ile birlikte pandeminin başlangıcından bugüne kadar Diyarbakır’da hastanelerde takip edilen en yüksek hasta sayılarına ulaşıldı” diyen Demir, “Her ne kadar valilik ve bakanlık tarafından vakalardaki ‘artışa rağmen’ yatak doluluk oranında sıkıntı olmadığını dile getirilse de meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre Diyarbakır’da 112 aracılığıyla yatırılması gereken Covid-19 hastaları için yatak olmadığı bilgisi paylaşılmaktadır. İlçelerdeki hastaları hasta sevk etmede sıkıntı yaşadıklarını dile getirmektedirler. Çok sayıda hasta pandemi olarak ilan edilen özel hastanelere yönlendirilmektedir. 65 yaş üzeri ve ek hastalığı olan kişilerdeki virüsün olası kötü sonuçları düşünüldüğünde bu sorunun bir an önce çözümlenmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
‘FİLYASYON İŞLERİMDE SÜREÇ KÖTÜ YÖNETİLİYOR’
Gerek hasta yatışında gerekse de sevklerinde ve filyasyon işlemlerinde süreç kötü yürütüldüğünü aktaran Demir, “Bakanlık algoritmalarına uygun davranılmamaktadır. Toplumda vaka sayılarının önemli oranda arttığı bir dönemde Sağlık Bakanlığın PCR testi pozitif kişilerle yakın temas gösterse de hastalık belirtilerini göstermeyenlere test yapılmaması kararı alması ciddi sıkıntılara yol açacaktır. Asemptomatik kişilere PCR pozitif kişiyle teması olsa bile PCR testi istememesini ve filyasyona kısıtlama getirilmesi anlaşılır değildir. Pandemi ile mücadele epidemiyoloji biliminin verileri doğrultusunda sürdürülmesi gerekirken alınan bu kararla vaka artışları gizlenmekte, asemptomatik hastaları bulmaya yarayan vakalarla temas etmiş kişilere yapılan PCR testinin yapılmasının yasaklanması ile daha az vakanın bulunması amaçlanmaktadır” diye kaydetti.
‘YAPILMASI GEREKEN KİŞİLERE TEST YAPILMAMAKTADIR’
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) veri toplamak için sokakta rastgele yaptığı koronavirüs testlerine de değinen Demir, şunları söyledi: “Bakanlık algoritmaların da önerilen cerrahi ameliyatlar öncesi hastadan test istemesi kuralı uygulanmamakta ve kısıtlama olduğuna dair meslektaşlarımızdan geri bildirim almaktayız. Özellikle birçok kurumdan gelen genel tarama testleri ve ne amaçla yapıldığı bilinmeyen TÜİK in başlattığı Türkiye geneli seroprevalans çalışması taramalarından kaynaklı Diyarbakır’daki test çalışma kapasitesi yetersiz kalmakta, İldeki vaka sayılarının artış göz önüne alındığında klinik gereklilik nedeniyle test yapılması gereken kişilerin testleri yapılmamakta ya da çok geç sonuçlanmaktadır. Diyarbakır’daki iki laboratuvardaki sağlık çalışanları gece gündüz maksimum düzeyde test çalışmasına rağmen oluşan yoğunluktan kaynaklı testlerin 2-3 gün sonraya çıkabilmektedir. Diyarbakır’daki mevcut test kapasitesinin artırılması gerekir. Mevcut taramalar için Halk Sağlığı bünyesinde veya alt yapısı olan başka bir hastanedeki laboratuvarlar gerekli düzenlemeler yapılarak test çalışılması için hazır hale getirilmelidir. Uzun süreceği bilinen bu pandemi ile mücadelede gerekli olan herkese yeterli ve hızlı test yapılması için gereklidir.”
‘140’IN ÜZERİNDE SAĞLIKÇININ TESTİ POZİTİF’
“Filyasyonda oluşan aksaklıklardan kaynaklı toplumdaki enfekte kişileri tespit etmek zorlaşıyor ve gecikiyor” değerlendirmesinde bulunan Demir, şöyle konuştu: “Virüsü taşıyan kişilerin tespit edilmesinde, izolasyon ve karantinada yaşanan gecikme enfekte olan bu kişilerin etrafındaki bir çok kişiye bulaştırmasına neden olmaktadır. Bu da virüsün toplum içinde daha fazla yayılmasına yol açmaktadır. Filyasyon ekiplerinden tutalım acilde laboratuvarda, acilde, Covid poliklinik /yoğun bakımlarda başta olmak üzere salgın ile mücadelede tüm sağlık emekçileri büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Salgının başından beri büyük özveriyle gece gündüz çalışan sağlık emekçilerinin emeklerine yazık. Diyarbakır’da son 20 gündeki vaka artışlarıyla birlikte enfekte sağlık çalışanı sayısı da hızlı bir şekilde artmaktadır. Bizim tespit edebildiğimiz kadar 140’ın üzerinde sağlık çalışanının Covid testi pozitif raporlanmıştır. Salgınla mücadele sadece toplum ve bireylerin sorumluluğuna bırakılamaz. Sağlık Bakanlığı ve yetkililer tarafından halka sıklıkla maske takılması, mesafe kuralına uyulması ve el hijyeninin sağlanmasına yönelik tavsiyeler veriliyor. Evet, kişisel koruyucu önlemler çok önemli ve uzunca bir süre hayatımızın bir parçası olacak. Ancak toplumun ve bireylerin sorumluluğunu aşan bir kamusal irade ve duyarlılık gerekir. Karar süreçlerinin bilimsel değerlendirmelere dayanan ve salgını kontrol altında tutmaya yönelik temel halk sağlığı uygulamalarıyla birlikte yürütülmesi gerekir. Her ilin verileri özgün değerlendirilip ona göre adımlar atılmalıdır. Kademeli ve kontrollü yapılmalıdır. Sağlık meslek örgütlerini bu sürece aktif bir şekilde katılmalıdır. Süreç şeffaf yürütülmelidir ve toplum bilgilendirilmelidir.”
Kaynak: Güneydoğu Güncel