Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Pendik’de hamile bir kadının bulunduğu araca magandalar tarafından yapılan saldırıya ilişkin, “Mahkeme kararını vermiş, hukuk ve hak yerini bulmuştur. Kimse kendini trafik polisi, hakim veya savcı yerine koymasın.” dedi.
Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a gelen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Diyarbakır’da kurulacak olan İstinaf Mahkemeleri, son zamanlarda artan şiddet ve maganda olayları, silahlı çatışmada öldürülen Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi cinayeti soruşturması ve yeni yargı paketi hakkında açıklamalarda bulundu
Adli yıl ile birlikte istinaf Mahkemelerinin Diyarbakır’da hizmet vermeye başlayacağını söyleyen Gül, “Diyarbakır’a Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından istinaf atamaları, personel hazırlıkları yapıldı. Bunları yerinde görmek adli tatile girmeden önce Diyarbakırlı vatandaşlarımız, avukatlarımız, hakim ve savcılarımız için çok daha iyi yargı hizmeti vermek adına yerinde incelemeler yapmak üzere buradayız. Gördüğümüz kadarıyla da alınan bu karardan Diyarbakır’daki tüm taraflar çok büyük bir memnuniyet ifade ettiler. Bundan sonra Diyarbakır yargı anlamında da çok önemli bir merkez olmaya devam edecek.” dedi.
“KİMSE KENDİNİ TRAFİK POLİSİ, HÂKİM VEYA SAVCI YERİNE KOYMASIN”
Son zamanlarda artan trafik magandaları ve son olarak İstanbul Pendik’te yaşanan maganda olayını değerlendiren Gül, “Mahkeme kararını vermiş, hukuk ve hak yerini bulmuştur. İster arabada, trafikte, çarşıda, pazarda nerede olursa olsun hukukun üstünlüğü üzerinde hiçbir güç yoktur. Kimse kendini trafik polisi, hakim veya savcı yerine koymasın ve yaşanan hadisede de bir hanımefendinin araç içerisinde yaşadığı bu vakayı asla hiçbir vicdan kabul edemez. Nitekim yargı makamları ve kolluk derhal gereğini yapmıştır.” ifadelerini kullandı.
Gül, “Yargının verdiği karar esasen her zaman beklediğimiz, milleti tatmin eden, toplumda infial uyandıran konulardır. Bizler başından sonuna kadar takip ettik. Hukuk üstündür ve tüm vatandaşların buna göre davranması lazım. Aksi takdirde yargı mercileri de gereken cezayı vereceklerdir. Magandalar, trafik teröristleri, sokaktaki kaba-saba birtakım eylemlerle vatandaşımızın huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur.” şeklinde konuştu.
“TAHİR ELÇİ SORUŞTURMASI DEVAM EDİYOR”
Tahir Elçi cinayeti soruşturmasına da değinen Gül, “Diyarbakır Baromuzu da ziyaret ettik. Diyarbakır Baro başkanlarından Tahir Elçi’yi de rahmetle anıyorum. Elçi, hukuk demokrasinin daha üstün olması için gayret gösteren bir hukuk adamıydı. Savcılık soruşturması devam etmektedir. Yargısal bir süreç olduğu için hepimiz, titiz ve özenli bir şekilde sürdürülecek, sonuçlandırılacak bu soruşturmayı bekliyoruz. Umarız tüm çıplaklığıyla, boyutlarıyla bu olayın bütün sebepleri, failleri ortaya çıkacaktır. Savcılık makamı soruşturmayı tamamlayınca kamuoyuyla paylaşacaktır.” diye belirtti.
“DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜKLERİ GÜÇLENDİRİLECEK”
Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan yargı paketinin 5 yıllık yargı reformuna dair öneri olduğunu belirten Gül, “Birinci yargı paketi ile ilgili Bakanlığımızın önerileri de paylaşıldı ve burada özellikle düşünce ifade özgürlüklerinin daha da güçlendirilmesine yönelik vurguların çok önemli olduğuna inanıyoruz. Eleştiri ve haber sınırını aşmamak üzere hiçbir düşünce açıklamasının suç oluşmaması hususu çok önemlidir. Bu konuda düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. AK Parti döneminde çok önemli kanunlar, yasal düzenlemeler çıktı ancak uygulamada bazı eksikliklerin bu mevzuatın gerisinde kaldığına dair örneklerini görüyoruz.” dedi.
Uygulamadaki eksikliklerden örnekler veren Gül şunları söyledi: “Tutuklamanın çok uzun olması, iddianamenin geç hazırlanması gibi asla tasvip edemeyeceğimiz durumlardır. Bu nedenle tutuklulukta da azami sürenin öngörülmesi en azından uygulamada birtakım yanlışlıkların ya da haksızlıkların ortadan kalkmasına sebep olur. Düşünce-ifade özgürlüğünden dolayı ceza alanların Yargıtay yoluyla incelemeden geçirilmesinin doğru ve gerekli olduğuna, Türkiye’de farklı mahkemelerde, farklı kararlar çıkarak hukuka güvenin zedelenmemesi gerektiğine inanıyoruz. Elbette şiddeti, terörü öven hiçbir eylem ve açıklama tasvip edilemez.”