İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 798. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, Sur Belediyesi Eşbaşkanı Adnan Örhan, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı.
DİYARBAKIR GAZETE- Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Yine her hafta olduğu gibi çok sayıda çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlileri alandaki yerini aldı. Bu hafta, Kulp’ta 18 Mayıs 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen İkram İpek, Servet İpek, Seyithan Yolur’un failleri soruldu.
Galatasaray Meydanı’nda 1000. haftasını gerçekleştiren Cumartesi İnsanlarının hazırladığı basın metni İHD Diyarbakır Şubesi üyesi Fırat Akdeniz tarafından okundu. Akdeniz’in okuduğu metin şu şekilde:
“Aynı derin acı ve aynı ısrarla 1000 hafta! Bugün burada, 1000. kez aynı derin acı ve aynı ısrarla bir araya geliyoruz. 1000 hafta… Yani 7000 gün, 229 ay… Yani arayışla geçen bir ömür… Biz Cumartesi Anneleri/ İnsanlarıyız. Anneyiz, babayız, eşiz, kardeşiz, evladız, yeğeniz, torunuz. Yani sizler gibiyiz. Ama aslında bir farkımız var sizden. Bizim kalbimizde aynı derin yara sızlıyor; sevdiklerimizin mezarlarına bile sahip olamamanın tarifsiz acısı. Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan sevdiklerimizden bir daha haber alamadık. Ya aylar, uzun yıllar sonra “kimliği meçhul kişi” olarak gizlice gömüldükleri kimsesizler mezarlığında ağır işkence izleri taşıyan bedenlerine ulaştık ya da hiçbir iz bulamadık. Onlardan geriye sadece isimleri ve kucaklarımızdaki fotoğrafları kaldı. Kucağımızda fotoğraflarını taşıdığımız sevdiklerimize bir bakın. Onlar da sizin gibiydiler. İşçilerdi, esnaflardı, taksicilerdi, çiftçilerdi, doktorlardı, eczacılardı, hemşirelerdi, gardiyanlardı, avukatlardı, gazetecilerdi, öğretmenlerdi, mühendislerdi, iş insanlarıydı, ilköğretim, lise ve üniversite öğrencileriydi, siyasetçilerdi, sendikacılardı. Onlar bizim en sevdiğimizdi… 1000 haftadır, hiç dinmeyen bir ağrıyla ve aynı zamanda hiç bitmeyen bir umutla Galatasaray Meydanı’nda bir araya geliyoruz: Devletin alıp götürdüğü sevdiklerimizi istiyoruz! Akıbetlerini bilmek istiyoruz!
1000 haftadır, soruyoruz: Kayıplarımız nerede?
1000 haftadır, soruyoruz: Sevdiklerimizi kaybedenler, bu insanlığa karşı suçun fail ve sorumluları neden cezasızlıkla korunuyor?
1000 haftadır haykırıyoruz: Unutmuyoruz, unutmuyoruz, asla unutmayacağız.
1000 haftadır haykırıyoruz: Vazgeçmiyoruz, vazgeçmiyoruz, asla vazgeçmeyeceğiz.