Diyarbakır’da bir çift, düğün törenlerindeki görüntülerin kaybolduğunu belirten salon işletmecileri hakkında dava açarak, 20 bin lira manevi tazminat talep etti.
Evlilik kararı alan Hacer ve Ömer Kaya, düğün törenleri için merkez Bağlar ilçesinde bir salonun işletmecileriyle görüştü. Tören için 8 bin lira karşılığında anlaşan ve buna sınırsız kamera çekimini de ekleten Kaya çifti, 17 Temmuz 2016’da dünyaevine girdi. İşletmeci, törenin ardından kayıtları almak için salona giden çifte “kamera görüntüsünün kaybolduğunu” söyledi.
TAZMİNAT TALEBİ
Bunun üzerine Kaya çifti, avukatları aracılığıyla 2. Tüketici Mahkemesine, salon işletmecilerinden 20 bin lira tazminat talep ettiklerine dair dilekçe sundu. Talep dilekçesinde, tekrarı bulunmayan böyle özel bir güne ilişkin anıların kalıcı olmasını istemenin müvekkiller için doğal bir hak olduğu belirtildi. Düğünün kayıt altına alınmasındaki amacın bu anların ölümsüzleştirilmesi ve ileride bu özel duyguların hatırlanması olduğu vurgulanan dilekçede, şunlar kaydedildi: “Düğün merasimi yapılan müvekkiller yönünden bu denli önem taşıyan anların kayıtlarının yapılmaması veya yapılıp da kayıtların teslim edilmemiş olmasının telafisinin bulunmaması nedeniyle yaratacağı üzüntü, hayatın olağan akışına uygundur. Tekrarlanma ihtimali bulunmayan özel bir güne ilişkin görüntülerin davalı tarafça kaybedilmesi, müvekkiller tarafından büyük bir elem ve ızdıraba sebep olmuştur. Ömür boyu saklanması kuvvetle muhtemel olan ve bu özel güne ilişkin hatıraları barındıran görüntülerin davalı şirketçe kaybedilmesinin müvekkillerin yaşamları boyunca bu hususu hatırlayıp üzülmesine sebep olacağı aşikardır.”
“SÖZLEŞMEYE AYKIRILIK, HUKUKA AYKIRI HAKSIZ EYLEM”
Düğün kayıtlarının temin edilmemesi nedeniyle, yüklenici davalı şirketin edimini ayıplı ve kusurlu yerine getirdiği belirtilen dilekçede, davalının Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükümlerinde yer alan “özen borcu”na aykırı davrandığı bildirildi. Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi, Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddelerindeki hükümler ile bu duruma benzer davalara ilişkin Yargıtay kararlarının da yer aldığı dilekçede, “Bu, kişilik haklarına saldırı teşkil etmese bile kişinin ruhsal bütünlüğünü bozucu nitelikte ve ağırlıkta olan sözleşmeye aykırılık, hukuka aykırı haksız eylem olduğundan manevi tazminat sorumluluğunu gerektirir.” ifadeleri kullanıldı. Dilekçede Hacer ve Ömer Kaya için 10’ar bin lira manevi tazminatın tören gününden itibaren yasal faiziyle düğün salonu işletmecilerinden alınarak, çifte verilmesi talep edildi. Bunun üzerine 2. Tüketici Mahkemesince salon işletmecileri hakkında dava açıldı.
“EŞİMLE MUTSUZUZ”
Davacı Ömer Kaya, düğün törenlerinin ardından görüntüleri almak istediklerini ancak işletmecilerin kendisini sürekli oyaladıklarını, sonunda da kamera çekimlerinin olmadığını söylediklerini belirtti. Görüntüler için salon işletmecileri hakkında yargı yoluna gittiklerini anlatan Kaya, davetlilerden düğün gecesi telefonla çekilen görüntüleri aldığını, amatör kayıtları izleyerek teselli bulduklarını ifade etti. Kaya, düğün töreninin tekrarı olmayan güzel anıları barındırdığını, bu nedenle tazminat davası açtıklarını söyledi. “Düğünü yaptık ama elimizde kamera çekimlerimiz olmadığından ileride çocuklarımıza izletemeyeceğimiz için eşimle mutsuzuz. Bazen yakın arkadaşlarımızın düğün görüntülerini izlediğimiz zaman kendi düğünümüz aklımıza geliyor, moralimiz bozuluyor, mutsuz oluyoruz.” diyen Kaya, adaletin yerini bulmasını ve davayı kazanmayı umduğunu kaydetti. (AA)