Diyarbakır’da bir araya gelen siyasi parti ve STK’ların kadın temsilcileri, avukat Müzeyyen Boylu Issı’nın doktor eşi tarafından katledilmesini hem kınadı hem de protesto etti.
Diyarbakır’da HDP, Baro, İHD ve TMMOB’un da aralarında bulunduğu çok STK’ların kadın temsilcisi, hafta sonu doktor eşi tarafından vurulan Müzeyyen Boylu Issı’nın vurulduğu yerde basın açıklaması yaptı.
19 Mayıs 2019 pazar günü gün ortasında tam burada bu sokakta bir kadın katledildiğine işaret edilen açıklamada, “Yine aynı gün Türkiye’nin farklı yerlerinde iki kadının daha yaşam hakkına son verilmiştir. Hepimiz üzgünüz ama yas tutmuyoruz. Öfkeliyiz! Müzeyyen Boylu, avukat olmasının yanı sıra bir kadın hakları savunucusu idi. Bir erkekten boşanmaya çalışırken öldürülen yüzlerce kadından biri oldu. Koruma kararı olmasına rağmen korunmayan ve öldürülen yüzlerce kadından biri maalesef. Bütün bunlar net olarak göstermektedir ki; erkeği koruyan, güçlendiren, kadına şiddeti meşru kılan yasa uygulayıcıları ve bu eril devlettir aslında Müzeyyen Boylu’yu katleden”
“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”
Açıklamada, şöyle denildi:
“İki yıl
boyunca boşanmaya çalışan ve koruma kararının varlığı ile şiddet gördüğü
tespitli olan bir erkekten korunmayan Müzeyyen Boylu’nun katili, yasaları ve
Türkiye’nin imzacısı olduğu İstanbul sözleşmesinin konuyla ilgili net olan
hükümlerini uygulamayan yasa uygulayıcıları ve onların politik
yönlendiricileridir. Türkiye imza koyduğu uluslararası sözleşmeleri bir kere
daha ihlal etmiştir ve yasaları uygulamamıştır. bu nedenle bir kere daha
diyoruz ki “kadın cinayetleri politiktir! Kadına yönelik şiddetin her
türünün toplumun tüm kesimlerine empoze edilmesi bir iktidar politikası olarak
ısrarla sürdürülmektedir. Devletin bütün eril yöntemlerle kadına yönelik
şiddeti normalleştirip kendi yarattıkları medya aracılığı ile cinsiyetçi
bir şiddet dili kullanarak yaşanan bu kadın kıyımını meşrulaştırmanın her
türlü yöntemini uygulamaya koymuştur.
“BİZDEN BEKLENEN TEPKİSİZ KALMAMIZ!”
Diyarbakır’da gün ortasında, en işlek caddelerden birinde bir kadın öldürülüyor! Bizden beklenen tepkisiz kalmamız, hemen ardından gündelik yaşamlarımıza devam etmemizdir. Bu bir toplumsal trajedidir, çürümedir. Biz kadınlar kabul ettirilmeye çalışılan “kadının şiddet görmesi, öldürülmesi normaldir” anlayışını reddediyoruz. Savaş ve şiddet politikaları sonucunda ortaya çıkan kültürel soykırım ve toplumsal tahribat sonucunda da şiddet coğrafyamızda her geçen gün artmaktadır. Şiddet sınırsız bir şekilde yaşamın her alanında evde, sokakta, iş yerinde, okulda… Kadına yönelmekte ve bu durum normalleştirilmektedir. son dönemde kadın katliamları istatistiksel bir veriye dönüşmüş, toplumsal açısından normalleştirilip kanıksatılmıştır. Kadınlar en yakınları tarafında öldürülmekte ve bu da toplumsal açıdan erkek ve devlet sisteminin yaygınlaştırdığı anlayışla hak görülmektedir.
Biz kadın hakları savunucuları, kadın örgütleri ve kadın meclisleri olarak;
kadın özgürlük hareketinin mirasçıları olarak; yüzyıllardır süren kadın kıyımı
ile mücadele etmiş ve hatta bu uğurda yaşamını feda etmiş tüm kadınların
kazanımlarını sahiplenerek Müzeyyen Boylu’nun katledilmesinin üzüntüsü ile
davanın takipçisi olacağımızı ve vahşice bu cinayeti işleyen erkeğin en ağır
ceza ile cezalandırılması için mücadele edeceğimizi belirtiyoruz.
Biz kadınlar, Kadına yönelik şiddetin erkek-devlet politikaları ile her geçen
gün normalleştirilip, yaygınlaştırılmasının karşısında; toplumsal ve hukuksal
açıdan tüm alanlarda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tüm bu anlayışları
değiştirip dönüştürene kadar; yasaların ve uluslararası sözleşme
hükümlerinin tam olarak kadını koruyacak bir değişim, dönüşüm ve uygulamaya
geçene kadar mücadelemizi yükselteceğiz”