Kendi imkânları ile 5 yılda CNC makinelerinde üç farklı işlevi yerine getiren buluşa imza atan Diyarbakırlı mühendis, projesini geliştirebilmek için KOSGEB’in kapısını çaldı. KOSGEB ise Erol Kalfaoğlu’na “işini bırak” öyle gel dedi.
Özel bir şirkette yöneticilik yapan Diyarbakırlı Su ürünleri Mühendisi Erol Kalfaoğlu, CNC makinelerinde Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi ama ona sahip çıkan olmadı.
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), 5 yıllık emeği sonucunda Türkiye’de bir ilke imza atabilecek projesini geliştirebilmek için destek talebinde bulunan Diyarbakırlı girişimci mühendis Erol Kalfaoğlu’na bakın ne dedi.
CNC makinelerini geliştirmeye 5 yıl önce hobi olarak başlayan Diyarbakırlı girişimci mühendis Erol Kalfaoğlu, projesine destek arayışı sırasında yaşadıklarını Tigris Haber’e anlattı.
ÜÇ FARKLI İŞLEVİ TAKIM DEĞİŞTİRMEDEN AYNI ANADA YAPABİLEN CNC MAKİNELERİNİ ÜRETTİ AMA…
5 yılda Türkiye’de ilklere imza attığını belirten Kalfaoğlu, şöyle konuştu: “Hobi amaçlı CNS makineleri yapıyorum. 5 yıldır bu işle uğraşıyorum. Türkiye genelinde bu işle uğraşanlar var ama Diyarbakır’da benim dışımda bu işi yapan yok. CNS makineleri Türkiye’de seri olarak üretiliyor. Yalnız benim yaptığım CNS makinelerinin bir farkı üç işlevi takım değiştirmeden aynı anada yapabiliyor. Normal bir kâğıda kalemle çizim yapabiliyor, gravür işleme ve lazerle yapabiliyor. Aynı anda üç işlevi de yerine getiren bir makine şuan Türkiye’de yok. Herhangi bir çizim de mimari çizimler de bu makinelerde yapılabiliyor. Gravür oyma makinesi, tahtadan alüminyuma, kadar çizim yapabiliyor. Bunun motorunu daha da geliştirdiğimizde demir çelik ürünlerine de işleme yapabiliriz. Bu makine ile mesela bir kapı anahtarı yapabiliriz. Lazerli CNC makinesinde hem çizim hem kesim yapılabilir. Lazerle camdan, aynaya, mikaya, tahtaya kadar işleme yapılabilir. Yani hem hobi hem de iş amaçlı kullanılabilir.”
İNSANLAR ÇALIŞIRKEN DE ÜRETMEZLER Mİ?
Projesini geliştirebilmek umuduyla KOSGEB’e destek için başvuran Kalfaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “KOSGEB’e başvurdum. Projemi geliştirmek ve seri üretime geçebilmek için KOSGEB’in desteğine ihtiyaç duydum. Yalnız KOSGEB’in ileri sürdüğü şartlar ilginçti. Çünkü KOSGEB projeme destek için işimi bırakmamı istiyordu. İşimi bıraktıktan sonra bir yer tutmamı ve cihazların yedek parçaların üretimi için gerekli olan cihazları almamı istediler. Yani, proje hazırlandıktan sonra gelip göreceklerini ve uygun görürlerse destek vereceklerini söylediler. KOSGEB komisyonu toplanacak ve onlara yapacağım sunumun ardından karar verecekler. Tabii projenin beğenilip beğenilmeyeceği tamamen komisyona bağlı ve ben bu arada işimden ayrılmış olacağım. Türkiye’nin ekonomik durumu ortada ve ben bir projeye destek alabilmek için işsiz olmak zorundayım. Bu nasıl iştir anlayabilmiş değilim. İnsanlar çalışırken de üretmezler mi, KOSGEB’in proje desteğinde işsiz olma şartını neden öne sürdüğünü anlamakta zorlanıyorum.”
KOSGEB: İŞİNİ BIRAK DESTEK İÇİN BAŞVURU YAP
Yaklaşık 4 ay önce KOSGEB’’e başvurduğunu belirten Kalfaoğlu, “Bugüne kadar tüm üretimlerimi kendi çabalarımla sürdürdüm ve hiçbir kurumdan herhangi bir destek alamadım. İlk olarak KOSGEB’e başvurdum ama onda da hayal kırıklığına uğradım. KOSGEB dışında da başka bir yere başvurmadım. KOSGEB destek için işten ayrılmamı şart koşmasa iyi olur, çünkü projeye destek vereceğinin de bir garantisi yok. Yani garanti olmayan bir destek için işten ayrılmamın istenmesi gerçekten tuhaf bir şart. Söyledikleri gibi işi bıraktım, proje için her türlü gideri de kendi cebimden karşıladım ve KOSGEB projeyi kabul etmedi. Peki, böyle bir durumda ben ne yapacağım? İşim yok, param gitti ve KOSGEB destek olmadı. Yani, bir projeye destek için ben bu kadar riski nasıl göze alayım? Ayrıca şunu da belirtmek isterim, desteğini istediğim şey teorik bir proje değil, ortada kendi imkânlarımla geliştirdiğim CNS makineleri var. Ortada kuru bir söz olsa anlayacağım ama kendi bireysel çabalarınla ortaya çıkan ürünler var ve ben daha ne yapayım? Üretimini yaptığım makinelerin geliştirilmesi için destek istiyorum. Bunun dışında Diyarbakır TEKNOKENT’e başvurabilir miydim bilmiyorum, çünkü yakın zamana kadar adını dahi duymamıştım. TEKNOKENT Diyarbakır’da ne iş yapar böylesi projelere destek sunar mı sunmaz mı açıkçası bir bilgim yok. Ben bu kentte yaşayan bir mühendis olarak TEKNOKENT’in yaptıklarından habersizsem bunu biraz da onların icraatlarında aramak gerekir diye düşünüyorum.”diye konuştu.
“DESTEK SAĞLANIRSA ÇOK DAHA İYİ PROJELERE İMZA ATABİLİRİM”
KOSGEB, TÜBİTAK, TEKNOKENT vb. kurumlardan destek gelirse projelerini daha da geliştirerek topluma hizmet sunmak istediğini dile getiren Kalfaoğlu şöyle konuştu: “Eğer herhangi bir kurumumuzdan bir destek gelirse kendi imkânlarımla yaptığımın kat kat fazlasını başarabileceğime inanıyorum. Söz konusu projelerimi hayata geçirmek bir yana CNC makinelerinin işlevlerini yerine getirecek malzemeleri daha geliştirebilirim. Bugün için 3,21 olan CNS makinesini 6,21 yapabilme şansım olabilir. Gerekli maddi ve altyapı desteği sağlanabilirse CNS makinelerinde Diyarbakır’ı Türkiye’de bir numara yapabilirim. CNS alanında Türkiye maalesef şuan Avrupa’ya bağımlı. Kendi yazılımını yapabilen, elektronik kartlarını üretebilen bir durumda değiliz. Ben bir mühendis olarak bireysel çabalarımla CNC makinelerinde bir yere kadar gelebildim. Bundan sonrası için imkânlarım yok ama kurumlarımızdan gerekli destek sağlanırsa çok daha iyi projelere imza atabilirim. Kendimde bu potansiyeli görüyorum. Ama maalesef bugüne kadar hiçbir kurumumuzdan bir destek alabilmiş değilim. Bugüne kadarki emeğimin boşa gitmemesi ve memleket için daha iyi işler yapabilmek için kurumlarımızın destek vermesini bekliyorum.”
KLİMA, BİLGİSAYAR FANLARINDAN ELEKTRİK ÜRETİMİ
CNC dışında başka projeleri olduğunu ifade eden Kalfaoğlu, Fen Lisesi’nde okuyan kızı ile birlikte hazırladığı proje ile TÜBİTAK’a başvurdu ama umduğunu orada da bulamadı. CNC makineleri dışında çeşitli projeleri olduğunu ifade eden Kalfaoğlu, şunları söyledi: “Klima fanlarından elektrik üreten bir projem de var. Klima fanlarının önüne bir fan daha attığımızda, ona bir motor bağladığımızda bir invertör attığımızda A Plus bir klimayı A Plus Plus’a dönüştürebilecek bir sistem bu. Klimanın boştaki pervanesi bir motora bağlantılı olacak ve bobin döndüğü zaman hava yardımı ile kendi kendine elektrik üretebilecek. Dışarıda boşa dönen klima fanları elektrik üretecek. Bu sistem sadece klima fanlarında değil, bilgisayar fanlarında da elektrik üretebilen bir projedir. Yani, rüzgar panellerinin mantığı ile elektrik üretilen bir proje bu. Şuan fanlarımız boşuna dönüyor ve bu proje enerji açığımıza ciddi katkı sağlayabilir. Az bir maliyetle ciddi bir enerji üretimi yapılabilir. Bu proje sayesinde bir cihazın çalışırken harcadığı enerjinin yüzde 50-60’ını geri kazanabiliriz.”
Aracınızı yıkatırken ya da yağmur yağdığında silecek suyunun dolmasını ister misiniz?
Birçok projesini hayata geçirdiğini ve test ettiğini belirten Kalfaoğlu, bir diğer projesine dair şöyle konuştu: “Arabaların silecek suyu ile ilgili bir projem var. Genelde sürücüler için silecek suyunu doldurmak üşenilecek bir iştir. Kaputu açmadan, musluğu kullanmadan silecek suyunun dolduracak bir proje. Bir motor ve filtre aksamı, yağmur sensörü ile aracınızı yağmur suyundan ya da aracınızı yıkattığınızda silecek suyunuz kendiliğinden dolabiliyor. Aracınızın kaputu ıslandığında motor devreye giriyor. Şamandıralı bir sistem sayesinde filtreden geçen su silecek bidonuna dolabilecek. Aracınızı yıkattığınızda, yağmur yağdığında silecek suyunuz kendiliğinden dolabilecek. Kirli su filtreden süzülerek, yabancı toz ve partiküllerden arınarak temiz su olarak aracınızın silecek suyu hazır olacak. Bunu sadece teorik olarak ifade etmiyorum, bu sistemi kendi arabama uyguladım ve kullandım.”
Ali Abbas YILMAZ’ın Özel Haberi-Tigris Haber