“FETÖ İLE İLGİLİ İDDİA ETTİKLERİMİZ BİRER BİRER ÇIKTI”
Diyarbakırlıların kendisine verdiği belgeler ve bilgiler ile Türkiye kamuoyuna düşen 64 maddelik bir açıklama yaptıklarına dikkat çeken İçten, o süreç içerisinde iddia ettikleri her şeyin birer birer gerçekleştiğini ifade etti. İçten, “O dönemlerde gerek devlet, gerek hükümetimiz, gerek siyasiler oradaki maddeleri deşmiş olsalardı buna emin olun ki Diyarbakır’dan kalkan savaş uçakları Meclis’i belki de bombalamayacaktı. Çünkü o metnin içerisinde bunlara da biz vurgu yapmıştır. Kaldı ki basınla paylaşmadığım ama Cumhurbaşkanımız ve AK Parti olmak üzere paylaştığımız farklı özel bilgiler vardı. YÖK ile de paylaşmıştık ama hiçbir zaman gereği yapılmamıştı. FETÖ ile Siyonizm ile ilgili bu mücadelemde PKK ve FETÖ işbirliği sonucunda siyasi hayatıma mal olabilecek çıkışlar oldu. Biz 2014 yılında 17 bin 500 faili meçhul cinayetin içerisinde FETÖ’nün parmağının olduğunu iddia ettik. O dönemlerde Pensilvanya’daki zat tarafından bile şahsımın ismi anılmadan beni kastederek cevap verildi. Hepimiz bu işlenen cinayetlerin derin devlet tarafından işlendiğini hep iddia ettik, hep söyledik. Ben bunu Meclis kürsüsünde de defalarca zikrettim. İşte o derin devlet dediğimiz yapının adının FETÖ olduğu 15 Temmuz’da ortaya çıktı. Biz köyümüzü devlet yaktı dediğimizde, biz 17 bin 500 faili meçhul cinayeti zamanında devlet işliyor dediğimizde bize farklı bakan zihniyet, 15 Temmuz’da derin devletin aslında insanları nasıl katlettiğini de sinema filmi İzler gibi izledi” diye konuştu.
“4 YILDA 1 MİLYON 86 BİN KİŞİYE DOKUNDUM”
4 yıllık milletvekilliği sürecinde Diyarbakır içerisinde 2 bin 65 program yaptığını dile getiren İçten, “Diyarbakır dışında da 115 program yaptım. 4 yıl içerisinde 1 milyon 86 bin kişiye dokundum. Bu AK Parti’nin resmi sitesinde kayıtlı olan bir veri. Benim inandığım bir dava var. Diyarbekirim çok acılar çekti. Yaktılar, yıktılar, vurdular, öldürdüler, kan kusturdular. Bu memlekette gencecik fidanları kendi ellerimizle mezarlara gömdük bunun A’, B’si yok. Bunun içinde asker şehitlerimiz, polis şehitlerimiz var. Bunun içinde 14-15 yaşında gencecik çocuklar var. En nihayetinde insanlarımız çok ciddi acı bedeller ödedi. Köylerimiz yakıldı. Biz bunları düzeltme adına siyasi bir mücadele yürüttük ve yürütmeye devam edeceğiz. Bu anlamda beni hem sosyal hayatında takip eden hem birlikte siyaset yaptığımız arkadaşlarımız hem de sosyal medya hesaplarından dünyanın her yerinden teveccüh gösteren insanların çok yoğun bir talebi ile milletten icazeti alarak hiçbir üst düzey icazete gerek duymadan biz de varız diyoruz. Bu var olma noktasında teveccüh milletindir” ifadelerini kullandı.
“KÜRTLERE ZULMÜ CHP’Mİ YAPTI, MHP’Mİ”
Basın mensuplarının Kürt sorunu ve AK Parti’nin MHP ile ittifakı ile ilgili sorularını da yanıtlayan İçten, şunları kaydetti: “Kürt sorununun Türkiye’de bittiğini, Kürtlerin bir sorununun olmadığını, çünkü ülkenin asıl sahibi unsurları olduğunu defalarca söyledim. İnsan hakları ve özgürlükleri, etnik köken, din, mezhep noktalarında sadece Kürtlerle ilgili değil her alanda çözülmesi gereken ve anayasa anlamında tamamen yasalar çerçevesinde konuşulması gereken konular var. Ben bu coğrafyanın çocuğuyum Benim köyüm 1990 ile 2000 yılları arasında 5 defa derin devlet dediğimiz şimdiki adı FETÖ olarak konulan bir yapılanma tarafından yakıldı. Yine benim köyümü 30’lu 40’lı, 50’li yıllarda yakanlar kimlerdi? MHP’liler miydi? CHP’liler miydi? Tam tersini düşünün. AK Parti’nin CHP ile ittifak yaptığını düşünün. Bir Kürt olarak ben asla bunu kabul etmem. MHP’nin düşünceleri kağıt üzerinde onu bağlar ama fiili durumda Kürtlerle ilgili yapmış olduğu şeyleri, CHP’nin yapmış olduğu şeylerle karşılaştıralım. Kürtlere zulmü CHP’mi yapmıştır? MHP’mi yapmıştır? Bunun izahı düzgün bir şekilde yapıldığı zaman ben insanlarımızın anlayacağını düşünüyorum.”