Diyarbakır’da “Aile Okulu” programına katılan Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut, yuvalarda huzurun oluşması için gayret gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Diyarbakır İl Müftülüğü tarafından gerçekleştirilen ve iki gün boyunca devam edecek “Aile Okulu” programı başladı. Kayapınar İlçe Müftülüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programa katılan Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut, katılımcılara hitap etti. Aile kurumunun sağlıklı devamı için merhamet ve fedakârlık kavramlarının önemli olduğunu söyleyen Akbulut, yuvalarda huzurun oluşması için gayret gösterilmesi gerektiğini belirtti. Akbulut, “Sevginin gereği ortaya çıkacak bir tezahür var. Allah resulünü sevmenin gereği nedir? Sünnetine ittiba etmektir. Mesela dişlerimizin temizliği sünnetidir. Diş temizliğini yapmıyorsam Allah resulünün sünnetini hafife alıyorum demektir. Sünnetin öldürülmesine şahit oluyor ve yaşıyorsak ‘Sünneti seviyoruz.’ diyebilir miyiz? Demek ki sevgi, bedel istiyor. Aynı şekilde ‘meveddet’ dediğimiz evlilikteki sevginin de bir bedeli, karşılığı var. Beyefendi veya hanımefendi, günde 100 kere eşine onu sevdiğini söylüyor ama sevginin tezahürü görülmüyor. Sevdiği için bir şey yapmıyor. Bu sevgi kendiliğinden oluşacak bir şey değil. ‘Seviyorum.’ demekle oluşacak bir şey değil. Rahmet olursa sevgi olacak. Rahmeti Allah için kullandığımızda mağfiret ve bağışlama diye tanımlıyoruz. Kul için kullandığımızda ise şefkat, hoşgörü, ihsan, fedakârlık diyoruz.” dedi.
“NİKÂHIN KERAMETİ, OLUŞTURULMASI İSTENEN RAHMETİNDEDİR”
Nikâhın kerametinin, oluşturulması istenen rahmette bulunduğunu dile getiren Akbulut, şunları söyledi: “Eşlerin evliliğindeki oluşturmak istediğimiz huzura meveddeti tesis etmek için bir rahmet gayreti göstermezsek elbette ki yuvamızda kendiliğinden huzur oluşmaz. Toplumumuzda, ‘Evlendirelim, nikâhta keramet var.’ şeklinde algı bulunuyor. Birbirine denk olmayan insanları evlendirdiğinizde hiçbir keramet bekleyemezsiniz. O keramet, ondan sonra ihanete dönüşür. Hatta o evlilikteki kerameti bulamayan kadın veya erkek, ‘Niye Allah herkese verdi de bana bu kerameti yüklemedi?’ diye sorgulamaya başlayacak. Nikâhın kerameti, aslında oluşturulması istenen meveddet ve rahmetindedir. O nedenle biz, rahmetin üzerinde daha fazla durmak zorundayız. Rahmet, yumuşak sözlü olmak demektir. Muhatabımıza kullandığımız dili düşünerek, hesap ederek kullanmalıyız.”
“DIŞARIDA OLMAYI İSTEDİĞİMİZ GİBİ, İÇERİDE İSE OLDUĞUMUZ GİBİYİZ”
İnsanların dışarıdaki halleriyle evdeki halleri arasında fark olduğunu dile getiren Akbulut, “Din görevlileri olarak kullanmak istiyorum, aslında hepimiz, tüm gördüğümüz insanlık olarak, ‘Biz ikiyüzlüyüz.’ diyorum. Mehmet Akif Ersoy bir gün, ‘Ben ikiyüzlü insanları seviyorum.’ demiş. ‘Nasıl ikiyüzlü insanları seviyorsun?’ demişler. ‘Çokyüzlü insanları gördükten sonra ikiyüzlüye razıyım.’ demiş. Niye bu ifadeyi kullanıyorum? Çünkü biz, dışarıda olmayı istediğimiz gibiyiz, içeride ise olduğumuz gibi. Toplumsal hayatımızda arkadaşlarımızla, amirlerimizle, çevremizle ilişkimiz farklı; eve girdiğimiz zaman farklı oluyoruz. İnsani, beşeri zaaflarımız elbette ki var ama bunun için de dua kavramı var.” ifadelerini kullandı.
“Aile Okulu” programı, akademisyen, psikolog, gazeteci ve araştırmacıların aile konulu konuşmalarıyla iki gün boyunca devam edecek.