HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Irak Kürt Bölgesel Yönetiminde (IKBY) yapılan referandumun Türkiye ve Ortadoğu siyasetine etkileri, AK Parti hükümetinin referandum karşısında aldığı tavrın önümüzdeki seçimlerde muhafazakâr Kürt seçmenler üzerindeki etkisi ve HÜDA PAR’ın 2019 seçimlerindeki tavrı üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
AK PARTİ’NİN KENDİ HÜKÜMET PROGRAMI YOK
Türkiye ve İran’ın Irak’ın iç işlerine müdahalesinin yanlış olduğunu, komşulara düşenin hakemlik, arabuluculuk olduğunu ifade eden Yılmaz, AK Parti hükümetine şöyle seslendi: “Türkiye burada Türkmenleri bahane edip bir taraf konumuna gelmektense, Kürtler de benim kardeşim, dindaşım, soydaşım demeliydi. Yeri geldiğinde ‘Benim bakanım Bekir Bozdağ, Kürt’tür’ diyorsunuz. Tamam, o zaman Kürt Bekir’in kardeşleri de sizin kardeşlerinizdir. Türkiye’nin bu şekil düşünmesi lazım. Şuan yanlış bir politika uyguluyor. Bana göre burada AK Parti’nin kendi hükümet programı yok. Bu, devletin yüz yıllık kodlarının, reflekslerinin devreye girmesidir. Şuan hükümet, AK Parti adına değil, ret, inkâr ve asimilasyoncu eski devlet anlayışının kodları ile hareket ediyor. Evet, Türkiye’de inkâr politikası bitti fakat asimilasyon bana göre bitmedi. Asimilasyon entegrasyon ismi ile devam ettiriliyor.”
AK PARTİLİ, MHP’Lİ MÜTEAHHİTLER ZARAR GÖRECEK
IKBY’ye uygulanacak bir ambargonun en çok ambargoyu uygulayan komşularına zarar vereceğinin altını çizen Yılmaz, “Kürdistan’a uygulanacak bir ambargoda en büyük zararı Türkiye, ama özelliklede AK Parti’nin müteahhitleri görecektir. Bu ambargodan MHP’li müteahhitler zarar görecektir. Çünkü şuan oradaki inşaat sektöründe ticareti yapanlar onlardır. Barzani’nin AK Parti hükümeti ile iyi ilişkiler içinde olması Türkiye’ye o kapıları açtı. Türkiye kapıyı kapatırsa, mallarını satamazsa, inşaat şirketlerinin zararlarını nasıl karşılayacak. İran’dan daha fazla Türkiye zarar görecek” dedi.
BAHÇELİ, KENDİNİ YENİLESİN, GÜNCELLESİN
MHP lideri Bahçeli’nin “ 82 Kerkük, 83 Musul” çıkışını hayalcilik, rüya görme olarak nitelendiren Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu: “Şuan gelişen, değişen bir dünya var. Bugün ne Müslümanlar eski Müslümanlardır ne Kürtler eski Kürtlerdir ne Araplar eski Araplardır ne de Türkler eski Türklerdir. Şartlar değişti ve bu değişen dünya konjonktüründe herkesin kendini yenilemesi lazım. O yüzden Bahçeli’ye de tavsiyemiz kendini yenilesin, güncellesin. AK Parti hükümeti de Bahçeli’nin, Perinçek’in, Ergenekoncuların güdümünden çıkıp kendi olmalı. AK Parti kendini yeniden formatlasın, ilk çıkış kodlarına dönsün. Kürtlerin varlığını kabul etmek zorundadırlar, başka çare yok”.
MESELE KÜRTLERİN VESAYET REJİMİNİ KALDIRMAK İSTEMESİDİR
Kürtler ümmetin yetimi kabul edildiğini ve asıl meselenin referandum olmadığını belirten Yılmaz, “Net bir şekilde ismini koyalım; ümmetin yetimi olan ve 4 parçanın vesayetine bırakılan Kürtlerden bir tanesinin referandum yoluyla bu vesayet kararını kaldırmak istemesidir. Kürtler referandumla birlikte üzerlerindeki vesayeti kaldırmak için bir adım attı. Yani, Kürtler yetimlikten çıkıp kendi topraklarının idaresini eline geçirmek istiyor. Ama diyorlar ki, hayır sen yetim kalmaya devam edeceksin ve vesayet altında yaşamaya devam edeceksin. Bunun için mahkemeye de gidemezsin, referanduma gidemezsin. Mesele Kürtlerin rüştünü ispatlayarak vesayet rejimini kaldırmak istemesi meselesidir” şeklinde konuştu.
LAFA DEĞİL İCRAATA BAKACAĞIZ
2019 seçimlerine girmek için parti olarak hazırlıkların tamam olduğunu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise adayların icraatlarını değerlendirerek bir tercihte bulunacaklarını ve boykotun da bir seçenek olduğunu belirten Yılmaz, “Şuan toplumun maslahatı AK Parti değildir. Toplumun maslahatı CHP değildir, onun etrafında kenetlenmek değildir. Yani, olası bir seçimde icraata, adaya bakmak gerekir. Tabii ki, en ideali kendi adayınızı çıkarmaktır ama yoksa da adayların performansına bakarsınız. Kendi adayınızı çıkarmanıza ekonomik şartlar elvermedi ya da siyasi olarak böyle bir şeyi faydalı görmediniz. Böyle bir durumda var olan adaylar değerlendirilir. Adayın geçmişine bakılır, icraatına bakılır, söylemlerine bakılır ve bu söylemlerini gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceklerine bakılır. Adayların şuan ki duruşlarına da bakılır. Kürdistan referandumuna karşı duruşları, içeride Kürt meselesine yaklaşımlarına, tavırlarına ve duruşlarına bakılır. İslam’ın toplumda yaşanmasının önündeki engelleri kaldırıp kaldırmadıklarına bakılır. Lafla peynir gemisi yürümez. O yüzden de lafa değil icraata bakacağız” diye konuştu.
KAYNAK: TİGRİS HABER GAZETESİ