Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Diyarbakır’ın deprem dirençli bir kent haline getirilmesinin şart olduğunu ifade ederek, “Depremler, levha sınırlarında meydana gelir ve bu kaçınılmaz bir gerçekliktir” dedi.
DİYARBAKIR GAZETE- Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Depremin Yıl Dönümünde Deprem Dirençli Kentler” panelinde konuşan Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Diyarbakır’ın jeolojik konumu ve deprem riski hakkında önemli uyarılarda bulundu.
“DEPREM LEVHA SINIRLARINDA KAÇINILMAZDIR”
Prof. Dr. Görür, Diyarbakır’ın Doğu Anadolu Fayı ve Bingöl Karlıova levhasına yakın bir konumda yer aldığını belirterek, “Arap Levhası adı verilen bölgede dünyanın en büyük depremleri olur. Levha sınırlarında deprem kaçınılmazdır ve bu gerçek değişmeyecektir. Bu sınır, 14 milyon yıl önce oluştu ve milyonlarca yıl daha var olmaya devam edecek” dedi.
“DEPREM ZAMANI BİLİNEMEZ AMA ÖNGÖRÜLEBİLİR”
Depremin gün ve saatinin bilinemeyeceğini ancak bilimsel yöntemlerle öngörülebileceğini vurgulayan Görür, levha sınırlarının sürekli deprem potansiyeli taşıdığını ifade etti.
“DİYARBAKIR KOMŞU DEPREMLERDEN ETKİLENİR”
Görür, Diyarbakır’ın deprem dirençli bir kent haline getirilmesinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Diyarbakır’ın 100 kilometre kuzeyinde büyük bir deprem olacağını öngörüyoruz. Diyarbakır kendi depremini yaşamasa bile komşu depremlerden ciddi şekilde etkileniyor. Bu yüzden Diyarbakır, depreme dirençli bir kent olmalı.”
“50-60 BİN KİŞİYİ TOPRAĞA VERDİK, TAYVAN’DA 3 KİŞİ ÖLDÜ”
Diyarbakır ve Güneydoğu Bölgesi’nde yaşanan yıkımları Tayvan’daki örnekle kıyaslayan Görür, “Biz Güneydoğu depreminde 50-60 bin kişiyi toprağa verdik. Tayvan’da aynı büyüklükte depremde yalnızca 3 kişi öldü. Çünkü orası deprem dirençli bir kent, burası değil” diyerek bilim ve tekniğin esas alınması gerektiğini vurguladı.
“DİYARBAKIR DEPREME HAZIRLANMALI”
Diyarbakır’ın riskli yapısına dikkat çeken Görür, “Bilim diyor ki; Diyarbakır’ı depreme hazırlarsan, kayıpları minimuma indirirsin. Bilim insanlarımız bunu başarabilecek bilgiye sahiptir, yeter ki bilim ve teknolojinin ışığı esas alınsın” dedi.