TÜRSAB tarafından organize edilen tur operatörlerinin bölgeler arası gezi programı kapsamında Çanakkale ve Balıkesir’deki tur operatörleri Diyarbakır’da ağırlandı.
Geçen ay Trakya bölgesi tur operatörlerini ağırlayan Diyarbakır bu ay ise 40 kişilik Çanakkale ve Balıkesir tur operatörlerini TÜRSAB Güneydoğu Bölge Temsil Kurulu (BTK) Başkanı Mehmet Akyıl öncülüğünde misafir etti.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Güneydoğu Bölge Temsil Kurulu (BTK) Başkan Mehmet Akyıl, Çanakkale-Balıkesir tur operatörlerinin Diyarbakır gezisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE 8 PROGRAMIMIZ DAHA OLACAK”
Tur operatörlerinin bölgeler arası gezilerini TÜRSAB Genel Merkezi’nin organize ettiğini belirten Akyıl, şöyle konuştu: “TÜRSAB Genel Merkez çok güzel bir proje üretti. Bütün bölgelerdeki insanları görmedikleri bölgelere bir gezi programı oluşturdu. Bu program kapsamında bizim bölgeye yaklaşık 600 tur operatörü gelecek. Bu program ikinci programımızdır ve ilk programda yaklaşık 40 kişilik bir Trakya bölgesi tur operatörünü kentimizde geçtiğimiz ay ağırladık. Bu ay ise TÜRSAB Çanakkale bölgesi bünyesindeki tur operatörlerimizi misafir ettik. Bunlar yine yaklaşık 40 kişilik, Çanakkale ve Balıkesir’deki acentelerdir. Gezi programımız Antep’ten başlayıp Urfa, Mardin ve ardından Diyarbakır programı olarak düzenlendi. Diyarbakır’daki programımız dün akşam yemeğinde tanışma programı olarak başladı. Bugün de Diyarbakır’ın tarihi, turistik mekânlarını tanıtma gezimiz söz konusu. Önümüzdeki dönemlerde bunun gibi 8 programımız daha olacak.”
“TURLAR SAYESİNDE BİRÇOK İNSANIN DİYARBAKIR ALGISI DEĞİŞTİ”
Diyarbakır üzerindeki olumsuz algının turlar sayesinde belli oranda kırıldığına vurgu yapan Akyıl, “Geçmişte burada yeterince konaklama yapmayan ve burada yeterince gezi yapılmayan turlar yapıldı. Ama her ne kadar eksik yanları da olsa bu programlar Diyarbakır üzerindeki yanlış algının kırılmasına da katkı sağladı. Bu turlar sayesinde birçok insanın Diyarbakır algısı değişti ve burada da konaklama yapılması gerektiği konusunda bir fikrin oluşmasını sağladı. Diyarbakır’daki tarihi mekânların çok fazla olduğunu ve iki günlük programların dahi Diyarbakır’ı tanımaya yetmeyeceği görüldü. Diyarbakır algısı tamamıyla değişti. Buraya her gelenin söylediği şuydu; Diyarbakır’ı biz böyle bilmiyorduk. Diyarbakır medyada yansıtıldığı gibi değilmiş. Diyarbakır’ın gerçekliğini kendi gözümüzle gördüğümüzde tüm olumsuz algılarımız değişti.” diye konuştu.
“BU SENE 600 BİN CİVARINDA BİR KONAKLAMAYA ULAŞTIK”
Diyarbakır’ın turist potansiyelinin yüksek olduğunu ve son yıllarda hedeflediklerinin üzerinde turisti kente getirdiklerini kaydeden Akyıl, şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl kendimize 2 milyona yaklaşan bir turist potansiyeli belirlemiş ve bunu hedeflemiştik. Bu hedefimizi gerçekleştirdik ve bu yıl daha da fazlasını hedefliyoruz. Bu sene 600 bin civarında bir konaklamaya ulaştık. Ama günübirlik gezilerle Diyarbakır’a 2 milyonun üzerinde turist geldi. Fakat Suriye’deki olaylardan dolayı birçok tur operatörü de programlarını iptal ettiler. Ama gelinen noktada belli bir yumuşamanın ardında tekrar turlar hızlandı. Yine, buraya gelen turistler turistik faaliyetlerini burada gönül rahatlığı ile gerçekleştireceklerini görüyorlar. “
“KAPALI YERLER AÇILDIKTAN SONRA BİZ DİYARBAKIR’DA 5 MİLYON TURİST HEDEFLİYORUZ”
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde hala yasaklı, kapalı olan alanların biran önce açılmasının kent turizmi açısından önemine değinen Akyıl, “Sur’daki kapalı yerlerin açılmasını herkesten önce biz istiyoruz. Burada kapalı yerler açıldıktan sonra biz Diyarbakır’da 5 milyon turist hedefliyoruz. Sonuçta Sur’da yüzde 30’a yakın bir kapalı alanımız var. Yeni yapılaşmayla beraber tamamen turistik faaliyetin gerçekleşeceği bir bölge. Tabii ki, gelen turistler de soruyorlar, kapalı alanların ne zaman açılacağını. Sanırım bütçe ile alakalı bir sorundan kaynaklı bir gecikme yaşanıyor. Tabii sürecin hızlanması için yetkililerle sürekli istişare halindeyiz. Sur’un kapalı alanlarının acil açılması lazım.” İfadelerini kullandı.
“BİZİM İÇİN DAHA FAZLA TEVECCÜH DAHA FAZLA SORUMLULUK DEMEKTİR”
Bölgeye düzenlenen turların ardından bölgeye ilişkin olumsuz algının değiştiğine işaret eden Akyıl, sözlerini şöyle sürdürdü: “600 tur operatörünün Diyarbakır’a gelmesi algıların değişmesi açısından çok önemliydi. Seçimlerin ardından güven tazeledik ve ciddi bir oyla yeniden göreve geldik ve bu üzerimize daha büyük bir sorumluluk yükledi. Çünkü insanlarımızın bizden beklentileri daha da arttı. Bizim için daha fazla teveccüh daha fazla sorumluluk demektir ve biz bunun bilincinde olarak çabalarımızı daha da yoğunlaştırdık.”
“2020 YILINDA GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESEL TURİZM FUARI”
Diyarbakır’daki turizm potansiyelini açığa çıkarmak için yaptıkları faaliyetleri değerlendiren Akyıl, “2020 yılında TÜRSAB’la beraber Güneydoğu Anadolu’yu kapsayan bölgesel turizm fuarı yapmayı planlıyoruz. Bu çok değerli bir çalışmadır ve bunun için TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’ya çok teşekkür ediyorum. Bu fuarı her yıl geleneksel olarak tekrarlayacağız. Bunun dışında biz de diğer bölgelere yönelik gezi programlarını hayata geçireceğiz. Acentelerimizi biz de tur operatörü yapacağız. Hâlihazırda acentelerimiz sadece bilet satıyorlar ve tur yapmaktan çekiniyorlar. Bu konuda onları teşvik edeceğiz. Önümüzde Karadeniz ve Ege programları var. Bölge acentelerimizle bu bölgelere misafir olacağız. Bunun dışında küçük küçük fuarlarımız var, eğitim çalışmalarımız var. Bu ayın 26’sında acentelerimize dönük bir eğitim programımız olacak.” şeklinde konuştu.
“DİYARBAKIR’DA UÇAK SEFERLERİNİN ARTTIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”
Diyarbakır’da turizm sektörünün yeterli desteği alamadığından bahseden Akyıl, “Başka sektörlere kolaylıkla verilen destekler maalesef turizme verilmiyor” ifadelerinin ardından turizmin gelişmesine katkı sunacak hava yolu ulaşımındaki aksaklıklara dikkat çekti. Akyıl, şunları söyledi: “Daha önce ulaştırma Bakanlığı havayolu taşımacılığında 370 TL tavan fiyat belirlemişti ama şimdi maalesef bu fiyatı 450 TL’ye çıkardı. Ama tabii bizim için bundan da öte uçakta yer bulmak çok önemli. Diyarbakır’a olan uçak seferlerinin arttırılmasını talep ediyoruz. Önümüzdeki sezonda turizm paydaşlarıyla beraber sefer sayısını arttırmaya odaklandık. Çünkü acil durumlarda uçakta yer bulmakta sıkıntı yaşıyoruz ve programlarımızı ertelemek durumunda kalıyoruz. Sefer sayısı arttıkça bu fiyatların ortalama düzeyde tutulmasına da etki edecektir. 2016 yılında 23 uçağımız sefer yapıyordu ama şimdi bu sayı 17’ye düşmüş durumda. 2016 yılında gelen turist sayısı yılda 150 bin iken bugün milyonlarca turist geliyor ama buna karşın uçak seferlerinde azalma var. Bu handikap’ın biran önce aşılması ve uçak seferlerinin arttırılması lazım. Uçak sayımızın en az 30’a çıkmış olması lazım. Çünkü bölgeye gelen turistler ya Diyarbakır’dan giriş yapıyor ya da buradan çıkış yapıyor. Uçak seferlerinin artması turizm açısından çok çok önemli. 5 milyon turisti hedeflediğimiz bir yerde 16 -17 uçağın bu potansiyeli kaldırması imkânsız. Talep var ama uçak yok.”
“MEHMET BAŞKANI SIKI TUTSUNLAR, BÖLGENİN TANITIMI İÇİN İNANILMAZ BİR ÇALIŞMA İÇİNDE”
Diyarbakır’a ilk gezisini gerçekleştiren TÜRSAB Çanakkale – Balıkesir Bölge Temsil Kurulu Başkanı Ahmet Çelik, konuşmasına başlamadan önce TURSAB Bölge Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akyıl ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür etti. Bölgedeki turizm acentelerine mesajı olduğunu belirten Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Mehmet Başkanı sıkı tutsunlar, bölgenin tanıtımı için inanılmaz bir çalışma içinde ve bunu gönüllülük esasına göre yapıyor. Biz 35 tane bölge başkanıyız ve hep bir araya geldiğimizde herkes kendi bölgesini tanıtabilmek için çok emek sarf eder. Mehmet Başkanın bu toplantılarda bölgesi için ne kadar çabaladığının altını özelikle çizmiş ve onun hakkını teslim etmiş olayım.”
“GAZETELERDE OKUDUĞUMUZ, DUYDUĞUMUZLA BURADA GÖRDÜKLERİMİZİN NE KADAR FARKLI”
Batıdaki Diyarbakır algısının kentin gerçek niteliği ile örtüşmediğine dikkat çeken Çelik şu ifadeleri kullandı: “Diyarbakır’a geldiğimde gördüklerim karşısında söylediğim ilk söz, Dubai’ye mi geldik arkadaşlar oldu. Şahsım adına bu gezide olmaktan çok mutluyum. Memleketin her köşesinin ne kadar kıymetli olduğunu burada bir kez daha gördük, yaşadık, tecrübe ettik. Buraya geldiğimizde Diyarbakır algısının buranın gerçekliği ile ne kadar farklı olduğunu görmek bizi çok üzdü. Bizim gazetelerde okuduğumuz, duyduğumuzla burada gördüklerimizin ne kadar farklı olduğuna şahit olduk. Buranın ne kadar çok kıymetli bir değer olduğunu kendi gözlerimizle gördük. Ve biz turizmcilerin çok önemli bir görevi olduğunu bir kez daha hatırladık. Farklı bölgelerdeki insanları Türkiye’nin farklı bölgelerine seyahat ettirmenin önemini bir kez daha gördük. Çanakkale-Balıkesir bölgemizde şubelerle birlikte 160 seyahat acentesi var. Bunların yüze yakını bu bölgeye tur düzenlemekte. Bu acentelerin hepsinin ortalama 5 turu oluyor bu bölgeye. Bu 500 otobüste yılda ortalama 15 bin iç Pazar müşterisi demektir. Bölgeye Adana üzerinden getirdiğimiz ve Diyarbakır havalimanı üzerinden çıkış yaptırdığımız herkesin ortak görüşü aslında bize gösterilenin aksine burada bambaşka bir dünyanın olduğudur. Hiç korkmaya çekinmeye gerek yok. Bugün kendim geldim ama eşimle, yarın oğlumla, kızımla, babamla, annemle akrabalarımla geleceğim diyen müşterilerimizle karşılaştık. Tabii bu bizi çok mutlu etti ve iç pazarın canlanmasında tanıtımın önemi tartışılmaz. Diyarbakır tarihi çok zengin bir bölge ama bazı tarihi eserlerin restorasyonda olduğunu gördük. Bölgenin turizme daha fazla açılabilmesi için bu restorasyonların biran önce tamamlanması gerekiyor.”
“ULUSLARARASI ENTEGRASYONU TAMAMLAMADA ADIMLAR ATILMALI”
Bölgeyle ilgili uluslararası entegrasyon eksiliğini dile getiren Çelik, “Buraya çok yakın bir bölge var, Kapadokya bölgesi. Biz biliyoruz ki, Türkiye’deki turizm de dünyadaki turizmle aynıdır. Mesafe ne kadar uzarsa merak da o kadar artar. Buraya en fazla gelenler iç Pazar açısından söylüyorum batıdan gelenlerdir. Bunu dünya çapına yaydığınızda aslında Avrupa’daki insanlar burayı daha fazla merak ediyorlardır. Kapadokya’daki tur programlarındaki sirkülâsyonun bu bölgeye çok fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Geçen yıl Çin-Türkiye yılıydı ve bu potansiyeli en iyi ‘avlayabileceğiniz’ yer Kapadokya bölgesiydi. Eğer buradan yabancı müşteriyi bölgenize getirebilirseniz, uluslararası entegrasyonu tamamlamada adımlar attığınızda bölgenizin turizmdeki söz hakkının gelecekte çok daha fazla olacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
“SON İKİ YILDA BURAYA BİZİM BÖLGEMİZDEN GELENLERİN SAYISI ÜÇ KAT ARTTI”
Diyarbakır’daki uçak seferlerinin arttırılmasının bölgeye ulaşılabilirliğe ve bunun da bölgeye yapılan turların armasına katkısı üzerine konuşan Çelik, “Aslında bölgeye yönelik olumsuz algının kırılmasında ulaşım sorununun çözülmesinin altını çimek istiyorum. Evet, bir dönem Diyarbakır’ın ‘riskli bölge’ algısı biz turizmcileri etkilemiş olabilir. Ama son dönemlerde getirdiğimiz müşterilerin buranın gerçekliğini kendi gözleriyle görmeleri bu algıyı değiştirdi. Bir yeri kendi gözlerinizle görmüyorsanız, gezmiyorsanız burayı anlatamazsınız, satamazsınız. Öncelikle turizmcilerin bunu tecrübe etmesi gerekiyor. Son iki yılda buraya bizim bölgemizden gelenlerin sayısı üç kat arttı. Bölge üzerindeki algının kırılmasında basının önemi çok fazla. Bölgenin tanıtımında onlar en kıymetli elçidir. Bunun dışında buranın tanıtım elçileri turizmcilerdir. Ne kadar çok turizmciyi burada ağırlayabilirseniz o kadar çok tanıtım yapılır.” dedi.
“KURUMLAR KENT TURİZMİNE BÜTÇE AYIRMALI”
Bölge belediyelerinin, Valiliklerin turizme yönelik bütçe ayırmaları gerektiğini ifade eden Çelik, “ Kamu kurumları ve devlet otoritesi bölge turizmine katkı anlamında burada faaliyet yürüten TURSAB BTK’ya destek olduktan sonra Mehmet Başkan buraya Türkiye’deki bütün turizmcileri getirir. O yüzden ilgili kurumların bütçe ayırması, sponsor yaratması gerekir.” şeklinde konuştu.
YABANCI TURİST YOĞUNLUĞU İÇ PAZARDAKİ HAVAYOLU SEFERLERİNİ ETKİLEDİ
Çelik, dış pazarda turist sayısında artış olmasının iç pazardaki hava yolu ulaşımına etki ettiğini ve uçak seferlerinin iç pazarda azaldığını belirterek, “Çanakkale ve Balıkesir bölgesinde de daha az uçak uçmaya başladı. Çanakkale’den Ankara’ya her gün uçak uçarken şuan bu sayı 4 güne düştü. Ama bir taraftan da turizmcileri mutlu eden şey ülkemizde daha fazla yabancı turistin gelmesidir. Dolayısıyla havayolları daha fazla para kazandıkça inşallah uçak sayılarını arttıracak ve iç pazarla ilgili havayolu seferleri de artacaktır.” diye konuştu.
“KENTİN BİR TURİZM POLİTİKASININ BELİRLENMESİ LAZIM”
Diyarbakırlı işletmecilerden Merthan Anık ise Sur’un yasaklı mahallelerinde süren çalışmaların biran önce tamamlanmasına ve buraların turizme açılmasına değindi. Anık, şöyle konuştu: “Son 2 yıldır genel olarak Diyarbakır’da bir turizm hareketliliği var. Sur’daki bazı bölgeler 2015 yılından bu yana kapalı. Buraların ne zaman açılacağına dair net bir bilgi yok. Tabii bu durum işletmecilerin ileriye dönük planlarında aksamaya yol açıyor. Turizmin en yoğun olduğu bir bölgedeki bir işletmeci olarak buraya nasıl bir yatırım yapacağımı, ileriye dönük neler yapmam gerektiğini kestiremiyorum. Sur’da hâlihazırda kapalı olan yüzde 30-40’lık alanın biran önce açılmasında yarar var. Bunu dışında kentin bir turizm politikasının belirlenmesi lazım. Yerel yönetimlerle ve kentin idari kuruluşlarıyla, Valilik ve kaymakamlıklarla koordinasyon halinde kentin turizm politikasının oturtulması lazım. Aksi taktirde, düzensiz, kontrolsüz, başıboş bir turizm algısı oluşmaya başlıyor. Esnaf açısından söylüyorum, herkes istediğini yapabilir durumda ve bu da kentin imajına yakışmıyor. Tabii bütün bunların hayata geçmesi için de istikrarın, barışın, huzurun biran önce bölgeye gelmesi lazım.”
(Kaynak: Ali Abbas Yılmaz/Tigris Haber Gazetesi)