Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çözüm sürecine yönelik açıklamalarının Kürt sorunun yeniden barışçıl çözümüne yönelik toplumsal beklentileri de arttırdığını söyledi.
Adli yılın açılışına ilişkin adliye önünde düzenlenen açıklamada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, her adli yıl açılışında ülkedeki mesleki, hukuki ve toplumsal sorunlara ilişkin tespit, görüş ve önerilerini kamuoyuyla paylaştıklarını ve çözümlerini talep ettiğini hatırlatarak, ancak son çoğu kez bu sorunların ağırlaşmış olduğu gerçeğiyle girdiklerini söyledi.
Koronavirüs salgını, doğal afetler, kadın cinayetleri, ırkçı saldırılar, ayrımcılık ve nefret söylemi gibi ağırlaşmış yargısal sorunlarla adli yıla girdiklerini vurgulayan Eren, Tahir Elçi cinayetinin hala aydınlatılmadığını hatırlatarak, son celsedeki tanık ifadeleriyle soruşturmanın nasıl manipüle edildiğini bir kez daha ortaya çıkardığını söyledi. Eren, Tahir Elçi’nin öldürülmesi dosyasında etkin bir kovuşturma ile faillerin tespiti ve cezalandırılması için hukuk mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.
Baroların, avukatlık mesleği savunma hakkının, adil yargılanma hakkının ve hak arama özgürlüğünün, insan haklarının, özgürlüklerin ve hukuk devletinin güvencesi olduğunun altını çizen Eren, “Baroların insan hakları ihlallerine karşı vermiş olduğu mücadelenin zaman zaman kriminalize edilmesi ve soruşturmalara konu edilmesi, demokratik bir toplumda söz konusu olamaz.”
‘SİSTEMİN İŞLEYİŞİNE CİDDİ ZARARLAR VERDİ’
Son yıllarda yaşanan gelişmelerle birlikte, hukuk güvenliğinin kaygı verici boyutlara ulaştığını dile getiren Eren, “Yargı bağımsızlığı başta olmak üzere adil yargılanma hakkı gibi hukukun temel ve evrensel kuralları adeta yok sayılmıştır. Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ile başlayan temel haklar alanındaki sınırlamalar, lekelenmeme hakkı ihlal edilerek yapılan ihraçlar, demokratik kitle örgütlerinin, basın-yayın organlarının ve derneklerin kapatılması, seçilmiş Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atamalarının yapılması, dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerinin tutuklanması zaten kırılgan olan demokratik sisteme ve bu sistemin işleyişine ciddi zararlar vermiştir.” diye konuştu.
‘TOPLANMA VE GÖSERİ HAKKINA SAYGI BEKLİYORUZ’
İfade özgürlüğünün araçları olan toplanma ve gösteri özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasiden söz edilemeyeceğini vurgulayan Eren, “Geçtiğimiz adli yılda Türkiye’nin dört bir yanında ifade, toplanma ve gösteri özgürlüğü hakkına ağır müdahaleler yapıldı. Güvenlik görevlilerinin orantısız, aşırı ve keyfi güç kullanımına tanıklık ettik. Yeni adli yılda başta ifade, toplanma ve gösteri özgürlüğü hakkına saygı bekliyoruz. Diyarbakır Barosu, başta özgürlükler alanına ve demokratik kazanımlara yönelik yapılan bu tür müdahalelere karşı, geçmişten gelen hak temelli mücadele pratiği ile karşı koymaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
‘ÇÖZÜMSÜZLÜK TAHRİBAT YARATMAYA DEVAM EDİYOR’
Kürt sorunun çözümü için 2013 yılında başlatılan çözüm süreciyle çatışmaların ve can kayıplarının önemli oranda azaldığını ve ifade özgürlüğünün sınırlarının genişlediğini ve refah seviyesinin yükseldiğine işaret eden Eren, “Ne yazık ki bu süreç, kamuoyunun beklentilerinin aksine istenilen sonuca ulaşamamış, kalıcı bir çözüm ve toplumsal barış sağlanamamıştır. Ülkenin en önemli sorunu olduğu konusunda toplumun kahir ekseriyetinin ittifak ettiği Kürt meselesinde yaşanan çözümsüzlük; toplumsal, kültürel ve ekonomik alanda ağır tahribatlar yaratmaya devam etmektedir.” şeklinde konuştu.
‘KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE TOPLUMSAL BEKLENTİ ARTTI’
Kürt sorunun diyalog ve müzakere yöntemi ile çözülmesinin elzem olduğuna inandıklarını kaydeden Eren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Temmuz’daki Diyarbakır ziyareti sırasında, çözüm sürecine yönelik ifadelerine atıfta bulunarak, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün yeniden o noktada durduğunu söylemesi ve çözüm sürecine ilişkin değerlendirmeleri, sorunun yeniden barışçıl çözümüne yönelik toplumsal beklentileri de arttırdığını hep birlikte görüyor, gözlemliyoruz. Diyarbakır Barosu olarak; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çözüm sürecine yönelik değerlendirmelerini ve 2005’teki konumunun altını çizen açıklamalarına dikkat çekiyor ve bu niyetin somut adımlarla hayatımıza yansımalarını görmek istiyoruz. Bu vesileyle ülkenin en can yakıcı sorunu olan Kürt meselesinin demokratik zeminde barışçıl çözümü için gereken adımların atılmasını talep ediyor, sorunun çözümü için gerekli olan yasal ve toplumsal hazırlık sürecinde her türlü sorumluluğu almaya ve katkı sunmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz.”
Eren, avukatların mesleki sorunlarının devam ettiğine işaret ederek, yeni adli yılla birlikte bu sorunlarının çözüme kavuşacağı, herkes için adaletin gerçekleştiği bir yıl olmasını dilediklerini sözlerine ekledi.