Sağlık-Sen Diyarbakır Şube Başkanlığı tarafından düzenlenen İl Divan Toplantısında konuşan Şube Başkanı Nurhak Ensarioğlu, egolarını tatmin etmek isteyen, makam mevki peşinde koşanların merdiven altı sendika kurduğunu ve eşinden oy alamayan kişilerin delege adayı olduklarını söyledi.
Diyarbakır’da bir otelin konferans salonunda yapılan toplantıya Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Sağlık-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nurhak Ensarioğlu, Aile ve Sosyal hizmetler İl Müdürü Muzaffer Akçam, sağlık il müdürünü temsilen Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Hakan Karakaş, Ergani Hastanesi Başhekimi Salih Akatay, Et Ve Süt Kurumu Müdürü Hüseyin Altun, Sağlık-Sen genel başkan yardımcıları Yusuf Dural ile Şemsettin Karaboğan, Gazi Yaşargil Eğitim ve araştırma hastanesi müdür yardımcıları Zülküf Zümrüt, Tarkan Yılmaz ile Ali Gergin, bölge illerinden sendikanın temsilcileri ile Sağlık-Sen üyeleri katıldı.
Toplantıda ilk söz alan Sağlık-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nurhak Ensarioğlu; “Sağlık-Sen Diyarbakır şubesinin ne derece hizmet ettiğini, ne zorluklarla mücadele ettiğini, gerek yönetimi ile gerekse gönüllü temsilcileri ile genel merkezden aldığımız güçle sahanın her alanında koşmaya ve koşturmaya devam ediyoruz. Rabbim bu yolda bizi muvaffak etsin. Hizmet yolunda da asla ve asla geri çevirmesin. Biz bu yola baş koymuşuz, biz bu yola gönül koymuşuz. Bizim davamız, çalışanlarımızın hak ve menfaatidir. Bizim davamız, arkadaşlarımızın daha iyi bir ortamda daha iyi hizmet sunabilmeleridir. Biz bu noktada gecemizi gündüze katmışız” dedi.
“EŞİNDEN DAHİ OY ALAMAYAN DELEGE ADAYI OLDU”
Bundan 4-5 ay önce bir delegasyon süreci yaşadıklarını belirten Ensarioğlu; “Bu süreçte de bizim karşımıza çıkan diğer arkadaşlarımızı burada saygıyla selamlıyorum. Ama kırılmadım desem yalan olur. Kırılmamın sebebi de biz yönetim olarak, yönetici arkadaşlarımızla beraber gece gündüz çalışırken, sahada bir tek üye yapmadan kendisi delege adayı olup da eşi başka sendikada üye olan ve bu noktada eşinden dahi oy alamayan bir kesim, kalkıp sadece Diyarbakır şubesini biz yaparız demesi gerçekten ayıplanacak bir durumdur. Bu kişiler hizmet etmiş ve çalışmış olsaydılar, başımızın üzerinde yeri vardı. Biz temsilcilerimizle ve yönetim kurulu arkadaşlarımızla gece ve gündüzümüzü bu davaya verdik. Sizlerden aldığımız güç ve genel merkezden aldığımız destekle bu seçim sürecinde sahanın her alanında alnımızın akıyla bu süreçten başarıyla çıktık.
“MERDİVEN ALTI SENDİKALAR BU MEMLEKETTE SORUN HALİNE GELMİŞTİR”
Merdiven altı sendikaların bu memlekete bir sorun olduğuna değinen Ensarioğlu; “Varsınlar olsunlar. Sonbaharın bazen yaprak dökümü olur ya varsınlar onlar da dökülsünler. Onlar zaten bizim davamızda yoktular. Onlar bizim çalışmalarımızda yoktular. Ya makam mevki için gelmişlerdir, ya kendi egoları için gelmişlerdir, onun dışında bir davaları yok. Onların işi akşam bir araya gelip sabah sendika kurmak. Sorarlar ki sendikayı niye kurdunuz e biz istedik de olmadı. Makam ve mevki istedik olmadı. Taleplerimiz yerine gelmedi. Toplum için, çalışanlar için, arkadaşlarımızın geneli için istenen tüm talepler genel merkezimiz tarafından yerine getirilmiştir. Biz de bu süreçte şube olarak gece gündüz mücadelemizi vermişiz. Onlar varsın olsunlar, ama üzüldüğümüz bir konu var, bunlarla yol giden bazı arkadaşlarımız var. Üst tabakadaki kişilerin egosu, istek ve talepleri belliyken onlara takılan arkadaşlarımıza üzülüyoruz. Yıllarca bizimle beraber mücadele verip koşuşturan arkadaşlarımızın şu an başka yerde olması, egosunu tatmin etmek için ortaya çıkan bu kişiler için koşuşturması bizi rahatsız ediyor. Sahadaki çalışmalarımız, yaptığımız etkinlikler hepsi ortada. Ben bu süreçte genel başkanımıza bu son süreçteki kazanımlarımız ve toplum sözleşmedeki kazanımlardan dolayı hepinizin karşısında kendisine teşekkür edip saygılarımı sunuyorum. Biz Diyarbakırlı olarak genel başkanımızdan memnunuz, Allah da sizden razı olsun” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARIMIZI NÖBET ODALARINDA BÜYÜTTÜK”
Bir sağlık çalışanı olarak Sağlık-Sen’i büyük bir aile olarak gördüklerini belirten Genel Başkan Semih Durmuş; “Her çözülen bir sorunu kendi ailemizin çözüme kavuşmuş bir sorunu olarak görüyoruz. Hepimiz sağlık çalışanıyız, çocuklarımızı nöbet odalarında büyüttük. Öyle aidiyetle bütün meseleleri sahipleniyoruz. Toplu sözleşmede kazanmış olduğumuz ikinci bir kazanımımız daha var. O da enflasyon oranında zam elde etmiş olmamız. Enflasyon oranında zamdan faydalanmak tamamen Memur-Sen’in önemli bir kazanımıdır. Yeni dönemdeki hedefimiz enflasyon ve refah payı bizim 2023 yılındaki toplum sözleşmedeki olmazsa olmazımızdır. Dolayısıyla enflasyonun altında çalışanlarımızı ezdirmememiz gerekiyor. Ama çalışanlarımızın enflasyon üzerinde refah seviyesini arttıracak refah payının da önümüzdeki toplu sözleşmede mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor” dedi.
“3600 EK GÖSTERGEYLE HEM MAAŞIMIZ HEM DE İKRAMİYEMİZ ARTMIŞTIR”
3600 ek göstergenin yasalaşmış olmasının önemli olduğuna değinen Durmuş; “3600 ek gösterge 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek. Bu yasa ile birlikte emekli maaşlarımız 2 bin TL, emekli tazminatımız 80 bin TL artmıştır. Yapılmış olan bu düzenleme tüm çalışanlarımızı doğrudan ilgilendiren, sadece lisans mezunlarının değil, yüksekokul mezunu olan tüm arkadaşlarımızın da faydalandığı önemli bir kazanımdır. Ama bunun dışında kalan arkadaşlarımız da var. Biz bu arkadaşlarımızın da torba yasa ile bu kapsama alınması için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sendikaya üye olsan ne olur olmasan ne olur diyen arkadaşlara denk geliyoruz. Bir de sendikal mücadeleyi daha anlamlı hale getirebilmek için bizim toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanmak ve toplu sözleşme ikramiyesini bu toplu sözleşmede yüzde 300 oranında artırılmasını sağladık. Sendika üyesinin olanın alacağı, ancak sendika üyesi olmayanın alamayacağı toplu sözleşme ikramiyesini hayata geçirdik. Bugün 706 TL, yılbaşında yaklaşık 1000 TL olacak. Bizim nihayet hedefimiz her 3 ayda bir ödenen toplu sözleşme ikramiyesinin 3 bin TL olmasını sağlamak. Onun için önümüzdeki toplu sözleşmede toplu sözleşme ikramiyesinin artırılması bizim en önemli talebimiz olacak. Toplu sözleşme ikramiyesi her toplu sözleşmede mutlaka artırılmalıdır.
“SENDİKACILIKTA ÖRGÜTLENME BARAJI GETİRİLMELİDİR”
Sendikacılıkta örgütlenme barajının getirilmesi gerektiğini aktaran Durmuş; “Sendikal mücadelemize level ile atlatacak, sendika mücadelemizi daha anlamlı hale getirecek sendikacı arkadaşlarımıza kimlik kazandıracak önemli bir süreci yakın zamanda yaşayacağız. Toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanmada belli bir örgütlenme barajının getirilmesi gerekiyor. Buranın serbest olduğu bir ortamda akşam yatıp sabah kalkanın sendika kurduğu bir zemin doğru bir zemin değildir. Bu ortam sendikalı mücadelenin değersizleştirildiği bir zemine dönüştürülmüştür. Şu anda sağlık alanında 70’e yakın sendika oluşmuş. İnsanlar sendikacılık yapmak istiyorsa, birilerine faydalı olmak istiyorsa, çalışanların sorunlarını çözmek istiyorlarsa yolu mevcut sendikaların içine girerek çalışmaktır. Sendikaların içine girersiniz çalışırsınız, ondan sonra zamanla o sendikanın tüm katmanlarında görev almış olursunuz. Ben sendikacılığa başladığımda hastanede iş yeri temsilcisi olarak başladım. Benden önceki genel başkanlarımız da aynı şekilde başladı. Benden sonra buraya gelecek olanlar da aynı şekilde sendikacılığa başlamış kişiler olacaktır. Yani sendikal mücadelemiz içinde demokratik yollar açık ve herkes istediği yere gelebiliyor. Onun için parçalanmak bölünmek değil birleşerek güçlenmemiz gerekiyor. Burada da sendikalı mücadelenin bir kimlik kazanması için mutlaka örgütlenme barajının getirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIKÇILARIN BİR GÜNÜ OLSUN”
Sağlıkçılar için belli bir gün olmadığından şikayet eden Durmuş; “Birçok branşa sahip olmasına rağmen öğretmenlerin sadece bir günü var. Onların haklarının konuşulduğu, hatırlandığı bir Öğretmenler Günü var. Ama sağlık çalışanlarının böyle bir günü yok.14 Mart Tıp Bayramı, Hekim Bayramı, Sağlık Çalışanlarının Bayramı vesaire ne oldu belli değil. O yüzden sağlık çalışanlarının sorunlarının konuşulduğu, Türkiye gündemine girdiği bir günün tesis edilmesi gerekiyor. Yeni dönemde tüm stk’lar ve bakanlıkla görüşerek sağlık çalışanlarının tümünün ortaklaşa kutlayabileceği bir günün tesis edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“YARDIMCI İBARESİ KALDIRILDI”
Toplu sözleşmede yardımcı ibaresinin kaldırılmasını sağladıklarını aktaran Durmuş; “Diğer mesleklerde her türlü branş vardır ama yardımcı ifadesi yoktur. Ama sağlıkta sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmeti diye bir ibare var. Biz o ibareden yardımcı kelimesinin kaldırılmasını talep ettik ve toplu sözleşmede bunu hayata geçirdik. Sağlık çalışanları özgün ve özel mesleklerdir. Hiçbir mesleğin ve hiçbir ünvanın yardımcısı değildir. Hemşire hemşiredir, hekim hekimdir. Sağlık memuru sağlık memurudur. Bunlar özgün ve özel mesleklerdir. Kendi isimleri ile tanımlanması gerekir” şeklinde konuştu.
“9-10 YILDIR SÜREN SORUN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİTTİ”
Toplu sözleşmede bir kazanım daha elde ettiklerini söyleyen Durmuş; “Sözleşmeli statüde çalışan arkadaşlarımızın kadroya geçmeleri. 424 bin arkadaşımızı doğrudan ilgilendiren ve arkadaşlarımızın yıllardır yaklaşık 9-10 yıldır beklediği önemli bir sorunu artık tarihin çöp sepetine attık. Sözleşmeli statüde çalışan arkadaşlarımıza hayırlı olsun. Geride kalan yüzde birlik bir dilimimiz daha var. Kamu personeli olmayan aile sağlığı çalışanı ve vekil ebe hemşire dediğimiz arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızı da kapsayacak bir düzenleme mutlaka mecliste gündeme getirilmesi gerekiyor. Toplamda 3 bin 600 kişi olan arkadaşlarımızın da kadroya geçmesi ile beraber sağlık alanında tüm çalışanlarımızın %100 memnuniyetinin sağlandığı önemli bir sorunu da ortadan kaldırdık. Bununla birlikte süresiz 4B’lilerin faydalandığı, 3+1’lilerin faydalandığı, vekil ebe hemşirelerin faydalandığı ve Allah nasip ederse kamu personeli olmayan aile çalışanlarımızın da faydalanacağı bir düzenlemeyi hayata geçirmiş olacağız” ifadelerini kullandı.