DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası tarafından hazırlanan ‘Kayıt Dışı İstihdam’ Raporuna göre Türkiye’de kayıt dışı çalışanları sayısı 10 milyonu geçti. İstihdamın yüzde 35’ini oluşturan kayıt dışılık en çok Doğu ve Güneydoğu’da var
Genel-İş Sendikasının yayınladığı ‘Kayıt Dışı İstihdam’ raporu Türkiye’nin önemli sorunlarından birini yeniden gündeme taşıdı. Kayıtdışı istihdamın oldukça yüksek olduğu vurgulanan raporda, Türkiye’de oranın yüzde 35’e ulaştığına dikkat çekildi. Temmuz ayı itibariyle 10 milyon kişinin kayıt dışı çalıştığı belirtilen raporda, şu görüşlere yer verildi: “Çalışma hayatının yapısal bir sorunu haline gelen kayıtdışı istihdam, ülkemizde oldukça yüksek düzeylerdedir. 2014 yılında 9 milyon 69 bin olan kayıtdışı istihdam, 2016 yılına gelindiğinde 9 milyon 111 bini bulmuştur. 2017 yılı Temmuz ayı verilerinde ise bu sayı 10 milyonu geçmiştir ve toplam istihdamın yüzde 35’ini oluşturmaktadır. Yani çalışan her 10 kişiden 4’ü kayıt dışıdır. Kayıt dışı istihdamın en yaygın olarak toplumun düşük gelirli ya da asgari geçim düzeyinin altında yaşayan yoksul kesimlerini etkilemektedir. Bunlar başında; ücretsiz aile işçileri, kendi hesabına çalışanlar ve ücretlilerdir. Ücretsiz aile işçilerinin yüzde 91’i, kendi hesabına çalışanların yüzde 62’si, ücretli ve yevmiyeli olarak çalışanların da yüzde 18’i kayıtdışı çalıştırılmaktadır. En düşük kayıt dışılık oranı ise yüzde 16 ile işverenlerdedir.”
KAYIT DIŞILIK EN ÇOK DOĞU VE GÜNEYDOĞU
Kadınlarda kayıtdışı istihdam oranın yüzde 44’lerde olduğu belirtilen raporda “2016 verilerine göre toplam genç istihdamının yüzde 44,51’i yani 1 milyon 798 bini kayıtdışı istihdam edilmiştir. Bunun 1 milyon 6’sı yani yüzde 32’si ücretli veya yevmiyeli olarak kayıtdışı çalışmaktadır” denildi. Yine rapora göre en fazla kayıt dışı Doğu ve Güneydoğu’da var; “Kayıtdışı istihdamın en yoğun olduğu iller; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgesindedir. Bu bölgelere ait illerde kayıtdışı istihdam oranı yüzde 50 ila 60 civarındadır. Hatta, Ağrı, Kars, Iğdır ve Ardahan’da yüzde 68’dir. Buna karşın sanayileşmenin geliştiği, işletme büyüklüklerinin ve nitelikli eğitim olanaklarından yararlanan kişi sayısının arttığı illerde kayıtdışı istihdam da azaltmaktadır. Örneğin Ankara’da kayıtdışı istihdam oranı yüzde 17,8, İstanbul’da yüzde 19,1, Bursa, Eskişehir ve Bilecik’te yüzde 19,9’a düşmektedir.”
“ÇÖZÜLMEYE ÇALIŞILAN BİR SORUN DEĞİL”
Siyaset Bilimci Akademisyen Vedat Koçal’a göre ise kayıt dışı istihdamın mevcut rejimlerde sorun olmadığını savundu. Koçal, kayıt dışı istihdamın Türkiye’nin neoliberal ekonomik politikaları açısından çözülmeye çalışılan bir sorun olmadığını savunarak; “Türkiye’nin küreselleşme sürecini 1970 petrol kriziyle başlatmakla beraber Türkiye’ye etkisini 24 Nisan 1980 karalarıyla başlatabiliriz. Bu kararlar üzerinden 37 yıl geçmiş. Kayıt dışı istihdamın geçici şu ya da bu döneme ait brizle ilgili olduğu söylenemez. 37 yıldır yaşanan sorunun varsa bu demek ki yapısal bir mesele. Geçici, konjonktürle o dönem gelişen bir olaydan kaynaklanan bir sorun olduğu söylenemez. Bu işin teori kısmında da kanıtlanmıştır. Kayıt dışı istihdam ücret düşüklüğün getirdiği için işletmelerin sermayenin karlılığını artırır. Bu bir avantajdır. Liberal sistemden kapitalist sistemden bahsediyorsak emek maliyetini düşüklüğü sermaye açısından verimliliktir. İtiraz edilen, düzeltilmeye çalışıysan bir sorun olduğu sadece kâğıt üstündedir. İşin gerçekliği, Türkiye’nin 37 ya da 40 yıllık ekonomik politik yapısının rejiminin, sermaye birikiminin doğası gereği vardır ve artırılmaktadır. Ne kadar işsiz varsa emek ücretleri düzeyi o kadar düşük olur. 2000’li yıllardan itibaren dünyanın geçirmekte olduğu çip teknolojisi itibariyle esnek üretim çağı, kol emeğinin biraz daha niteliksizleşmesinin, elektronik makinenin biraz daha üretim sürecine dahil olmaya başlamasıyla esnek üretim tarzına geçildi. Kayıt dışı istihdamla beraber büyüyen bir sorun da işsizlik. İşsizliğin artışı da büyük bir sorun olarak dillendiriliyor ama işsizlik te sürekli artıyor. İşsizlik var ise düşük ücretle daha fazla çalıştırabileceğiniz eleman istihdam edebilme imkânı verir size. İşsizlikte karlılık anlamında avantajdır. Kayıt dışı istihdam ve işsizliği kapitalist sermaye birikim rejimi ve Türkiye’nin neolibelar ekonomik politikaları açısından çözülmeye çalışılan bir sorun olarak görmüyorum. Tam tersine geliştirilen, desteklene etkileri ve yaygınlığı artırılmaya çalışılan yapısal bir ekonomi unsuru olarak görüyorum. Ekonomik politik rejimin de devlet tarafından geliştirilemeye çalışıldığını düşünüyorum. Düşürmeye çalışıyoruz söylemi benim açımdan inandırıcı değil ”dedi. Koçal, günümüz Türkiye’sinde kayıt dışı istihdamın çözümü bulunmadığını
“EN BÜYÜK NEDENİ GÖÇ”
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Hüseyin Şeyhanlıoğlu ise kayıt dışı istihdam rakamlarının yüksek olmasını vergilendirme politikalarının yanlışlığına ve Türkiye’nin göç almasına bağlıyor. Şeyhanlıoğlu, “Kayıt dışı istihdam kamu çalışanları dışında sıkıntılı. Devlet en çok vergiyi onlardan kesiyor. İstihdamın kontrol altına alınamamasının bir sebebi vergi politikalarındaki sıkıntılardan kaynaklanıyor. Temel vergilendirmede sıkıntı var. İkincisi ise Türkiye bir göç ülkesi bugün Suriye’den elen yaklaşık 4 milyon insan var. Ermenistan’dan Gürcistan’dan gelenler var. Küçük işletmelerden, merdiven altı dediğimiz üç beş kişi çalıştıran işletmelerden tutun, evlerde çalışanlara kadar bunları vergilendirdiğiniz zaman maliyet yükseliyor, hem de onlar, çalıştığı iş kollarının primlerinin yüksekliğinde dolayı bu konulara girmiyorlar. Böyle olunca bu insanların aldıkları ücretlerde ellerine geçen para da azalınca, bundan kaçıyorlar. Bunları bırakın sigortalamayı, saymak bile neredeyse mümkün değil. Vergi aflara ayrı bir sıkıntı. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar vergi affı gelmez. Bir işletme kurulduğu zaman üç kişi istihdam ettiği zaman bunu maliyeye bildirmesi gerekir ama bizde ne çalışan ne işyeri sahibi bunu bildirmiyor. Sistemsizlikten kaynaklanan bir sorundur. Yasalarda bir sıkıntı yok kurumsal alt yapının işletilmesinden kaynaklanıyor. Mali denetim yeterli değil.” diye konuştu.