Dağıtım şirketlerine elektrik alımı için yüzde 34, faturalara ise bunun 6 katı zam yapıldığını belirten EMO Diyarbakır Şube Başkanı Alican Çetinkaya, “Biz şu anda enerji dağıtım şirketlerini finanse ediyoruz. Bunları finanse etmek zorunda değiliz.” dedi.
Elektriğe ayda 150 kilowatt saat (kWh) tüketim bedeline yüzde 52, 150 kWh üzeri tüketime ise yüzde 127 zammın faturaya yansımasından sonra, gelen tepkiler üzerine hükümet, 52’lik zamlı tarifesi içinde olan aylık 150 kWh tüketim miktarını 210’na yükseltti. Bu da elektrik mühendisleri odalarının 4 kişilik bir ailenin ısınma hariç, minimum aylık tüketim bedeli olan 230 kWh saat seviyesinin altında kaldı.
Elektrik dağıtım şirketlerinin 31,86 kuruşa aldığı elektriği, 125 ile 206 kuruş arasında değişen zamlı fiyatla vatandaşlara satmasını değerlendiren Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Alican Çetinkaya, bir ailenin aylık elektrik tüketim bedelinin ısınma ve serinleme tüketimi hariç minimum 230 ile 250 kWh olduğunun altını belirtti. Çetinkaya, “İşin komik yanı bu zam yapılırken ‘Biz dar gelirli vatandaşları düşünerek, tasarruf amacıyla kademli zammı yaptık’ şeklindeki açıklamasıdır. Dar gelirliyi düşünürseniz yüzde 52 zam yapmazsınız. Vatandaş ne kadar tasarruf ederse etsin faturasını yüzde 52 ile yüzde 127 zamlı ödeyecek. Vatandaşı düşünüyorsanız yüzde 52 indirim yapsaydınız.” ifadelerini kullandı.
‘TÜKETİCİNİN YÜZDE 70’İ ZAMLI ÖDEME YAPACAK’
Alt kademe tüketimin 210 kWh yükseltilmesinin değişiklik yaratmayacağını, kademeli tarifeden en çok dar gelirlinin etkileyeceğini vurgulayan Çetinkaya, dar gelirli ailelerin elektrikli ürünleri satın alırken ekonomik durumları gereği, elektrik tüketimi fazla olan daha düşük fiyatlı eşyaları tercih ettiğini bunun da daha fazla elektrik tüketimi olarak bütçelerine yansıdığını söyledi. Yaptıkları tespitlere göre tüketicilerin yüzde 80’nin yüzde 127’lik zamlı tarifeden etkileneceğini, aylık tüketim 210 kWh yükseltilmesiyle bu oranın yüzde 70’e ineceğini ifade eden Çetinkaya, tüketicilerin fahiş zamlı tarifeye girmemek için asgari kullanımın altında tüketim için tasarrufa gideceğini dile getirdi.
‘100 TL’LİK FATURA KARŞIMZA 200 TL ÇIKIYOR’
Zamların sektörün özelleştirilmesinin sonucu olduğunu kaydeden Çetinkaya, “Özelleştirmeyle, kaliteli enerji gelecek, kesintiler azalacak, daha ucuz elektrik kullanacağız, denildi. Bu oldu mu, hayır. Sürekli artan bir elektrik fiyatı. Faturaları oluşturan 3 temel vardır: Vergi, dağıtım bedeli ve bir de aktif enerji bedeli. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) 3 ayda bir tarifeleri güncelliyor. Özelleştirmelerin başladığı 1 Ocak 2013 ile 1 Ocak 2022 arasında baktığımız da artık dağıtım bedelini göremiyoruz. Eskiden, dağıtım bedelindeki kalemleri görebiliyorduk, hatta bunları oransal olarak da görebiliyorduk ama şu anda tek kalem altında dağıtım bedeli var. Bunun içinde ne var göremiyoruz. Bu dağıtım bedeli faturanın yüzde 55’ine yansıyor ve bu kalemin içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Bu 2016 yılından sonra değişti. Özelleştirilmeden beri dağıtım bedellinde 2013 ile 2022 yılı arasında yüzde 560 oranında bir zamlanma durumu var. Aktif enerji bedelinde yüzde 480, vergilerde ise yüzde 350 oranında artış var. Bir faturanın tüketim bedelinin yüzde 55’i dağıtım bedeline, yüzde 18’i vergiye gidiyor. Yani 100 TL’lik bir fatura karşımıza yaklaşık 200 TL olarak çıkıyor.” diye konuştu.
‘ŞİRKETLERE İNDİRİM VATANDAŞA YÜZE 450 ZAM’
Elektrik faturalarına zam yapılırken, EPDK’nın 9 yılda dağıtım şirketlerine enerji birim fiyatlarında yüzde 80 indirime gittiğinin altını çizen Çetinkaya, “Hükümet vatandaşa zam yaparken dağıtım firmalarına peyderpey yaptığım indirimleri topladığımızda yüzde 80 bir indirim yaptı. O süreçte de faturalara yüzde 70 oranında bir zam geldi. ‘Girdiler arttı’ diyorlar, peki vatandaşa zam yapılırken dağıtım firmalarına neden indirim yapılıyor? Arada bir fark oluştu, bu fark nereye gidiyor? Bu fark dağıtım firmalarını finanse etmek ya da dağıtım firmalarının borçlarını ödemek için kullanılıyor. Dağıtım firmalarına son 9 yılda yüzde 80 indirim yapıyorsun, vatandaşlara yüzde 450 zam yapıyorsun. Vatandaşa bu yük 7-8 kat daha fazla yüklenmiş oluyor.” şeklinde konuştu.
‘BİZ DAĞITIM ŞİRKETLERİNİ FİNANSE EDİYORUZ’
EPDK’nın dağıtım şirketlerine enerji birim fiyatlarına yaptığı zam oranları ile tüketicilere yaptığı zam oranın son zamlarda da kendini gösterdiğini aktaran Çetinkaya, şunları söyledi: “EPDK, halka birinci kademede yüzde 52, ikinci kademede yüzde 127 zam yapıyor, dağıtım şirketlerine ne kadar zam yapıyor? Yüzde 34 zam yapıyor. TÜİK’in açıkladığı ve çoğumuzun kabul etmediği yüzde 36’lık enflasyonun bile altında. Ama vatandaşa 5-6 kat daha fazla bir zam yapıyor. Yani özelleştirme vatandaşın cebinden daha fazla para çıkması demektir. Biz şu anda enerji dağıtım şirketlerini finanse ediyoruz, onların borçlarını ödüyoruz. Bir vatandaş borcunu ödemediğinde gelip elektriğini kesiyorsunuz, peki, neden bunlara gerekli işlemler olmuyor. Olmuyor, olmadığı gibi bunu finanse etmek için halka zam yapılıyor.”
‘ŞİRKETLERİ FİNANSE ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ’
Hanelerin tasarruf imkanı olduğunu ancak esnafın böyle bir imkana sahip olmaması nedeniyle her hâlükârda yüzde 127’lik tarife üzerinden fatura ödemek zorunda kalacağını vurgulayan Çetinkaya, şöyle konuştu: “Dağıtım firmalarının zararlarını finanse etmek zorunda değilim. Yapamıyorlarsa borçlarını ödeyemiyorlarsa en iyi yapılması gereken kamulaştırmadır. Bu farka baktığımızda bile neredeyse faturaların yarısından fazlasını biz bir şekilde bunları finanse etmek için veriyoruz. Demek ki bu kamuoyuna geçerse bu kadar yüksek fatura ödemeyeceğiz. Bilmediğimiz başka bir şey varsa açıklasınlar. Bu para başka bir yere gidiyorsa, başka bir yer finanse ediliyorsa ya da bilmediğimiz başka bir şey ödeniyorsa bilelim. Ama bizim bu veriler üzerindeki okumalarımız şunu gösteriyor: Biz bunları finanse ediyoruz. Özelleştirme yüksek faturalardır.”
Elektrik tüketimin zaruri bir ihtiyaç olduğunu, bunu bir insan hakkı olarak gördüklerini söyleyen Çetinkaya, elektrik zamlarının üretim sanayisini de etkileyeceğini, üreticinin girdi maliyetinin artmasıyla üreticilerin bunları ürünlere zam olarak yansıtacağını kaydederek, “Biz de zaten fahiş şekilde aldığımız ürünleri daha da bir zamlı olarak almaya devam edeceğiz” dedi.
‘BU SOYGUNDUR, HIRSIZLIKTIR’
Tepkilerin haklı olduğunu dile getiren Çetinkaya, Bu soygun ve hırsızlıktır, başka bir şey değil. Vatandaşın cebindeki parayı almaktır. Başka bir şey değil, vatandaş o tepkisinde haklıdır” diye ekledi.