Diyarbakırlı siyasetçi Yusuf Ziya Talay, Türkiye ve Dünya gündemine dair, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Adalet ve Kalkınma partisi (Ak parti) Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eski Meclis Üyesi, uzun yıllardır kentin yerel yönetimler ve siyasetinde yer alan, kanaat önderlerinden Yusuf Ziya Talay, mesajında birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.
Açıklamasında, gerek ülkemiz ve gerekse bütün dünyanın son derece zor koşullardan geçtiğine dikkati çeken Talay, “Bilindiği üzere, dünyayı etkisi altına alan, bir milyondan fazla insanın dünya genelinde hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yoğun bakım ünitelerinde veya kendi evlerinde tedavi ve karantina yaşadığı, son derece güç bir dönemdeyiz.
“BİRLİK VE BERABERLİK RUHUYLA HAREKET EDELİM”
Haliyle, birçok insanımız, işsizlik ve ekonomik sıkıntılar yaşamakta. Özellikle son süreçte, birçok esnaf ve tüccar kardeşlerimiz işlerini yürütemez, ticaretini yapamaz duruma geldi. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, her zaman kendi aramızda saygı ve sevgi köprüsünü yıkmadan, birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeliyiz. Gün kutuplaşma günü değildir. Bizi birbirimizde koparmaya, irrite etmeye çalışanlara kesinlikle prim vermeyelim. 83 milyon insan, hep beraber, ülkemizin daha bayındır ve mamur hale gelmesi noktasında, sıkıntı içinde olan insanlarımızın dertlerinden kurtulabilmesi yönünde ortak gayret sarf edelim. Kısır siyasi çekişmeler, birbirimizi yıpratmaya çalışmalar ve yaşananlardan politik menfaat devşirmeye çalışanlar bilsinler ki, bütün bunlar Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürer. Artık hiç kimse yangından mal kaçırmaya değil, tam tersine, güç ve gönül birlikteliği yaparak, bu yangını el birliğiyle söndürmemiz gerektiği gerçeğini görmezden gelemez” dedi.
VATAN SEVGİSİ İMAN’DANDIR
“’Vatan Sevgisi İman’dandır’ şiarı ve düsturuyla hareket etmeliyiz” diyerek, şöyle konuştu:
“Bu kirli tezgâhlara geçit vermemeliyiz. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanan Mukaddes coğrafyamızda, bizlere düşen vicdani ve tarihi sorumluluk da, bunu gerektirir. Biz bu mübarek coğrafyayı, uzun ve yıllar süren bir kurtuluş mücadelesiyle, düşmanlardan temizledik. İktidarıyla, muhalefetiyle, hangi düşüncede olursak olalım, birlik ve beraberliğimizi muhafaza edelim. Ülkemiz düşmanlarının, karanlık mahfillerde hazırladıkları kirli ve kanlı tezgâhlara geçit vermememiz gerekir. Üç tarafımız denizlerle, fakat dört tarafımız düşmanlarla çevrili bu coğrafyada, her zaman için uyanık ve dikkatli olalım. Ülkemizi Teknoloji, Eğitim, Tarım ve Sanayide geri bırakmak, gelişmesini, ilerlemesini istemeyen şer güçler, sürekli kirli emellerine ulaşabilmek için fırsat kolluyorlar. Onların derdi sadece hükümetimiz değil, Türkiye Cumhuriyeti ve tüm İslam dünyasını sömürmek ve zor duruma düşürmek. Bu kirli ve kanlı tezgâhlara karşı uyanık olalım, kucaklaşalım ve topyekün mücadele edelim’.
MASKE, SOSYAL MESAFE VE TEMİZLİK, HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Dünyayı etkisi altına alan bulaşıcı pandemi (KOVİD 19) dolayısıyla, hepimizin son derece dikkatli olmamız temizliğe azami dikkat etmemiz gerektiğine vurgu yapan Yusuf Ziya Talay, “Bütün dünya devletleri, zor durumda. Devletimiz, bir yandan kendi vatandaşlarının sorunlarına çözümler üretirken, bir yandan da, bugüne kadar 153 farklı ülkenin ve 8 uluslararası kuruluşun destek çağrısına olumlu cevap verdi.
Ayrıca, dünyanın 141 farklı ülkesinde geçici süreyle bulunan ve sayıları yüz bini aşkın vatandaşlarımızı, kurduğu hava, kara ve deniz köprüleriyle ülkemize getirdi. Bunun yanı sıra, 67 farklı ülkeden 5 bin 500 yabancının da ülkelerine dönebilmelerini sağladı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bir dünya lideri.
Ak parti iktidarları döneminde, ülkemizin hangi noktadan, nerelere geldiği hepimizin malumu. Sayın Cumhurbaşkanımızın sık sık çeşitli platformlarda dile getirdiği gibi, ‘Biz halkımızın efendisi değil, hizmetkârıyız’. Dolayısıyla, siyasetimizi icra ederken de, bu bilinç üzerine inşa etmeliyiz. Tüm dünyaya seslenerek ‘Dünya beşten büyüktür’ şeklindeki konuşması da, hatırlanacağı gibi, oldukça yankı yaptı. Senelerdir dünyayı sömüren küresel güçler de anladı ki, Türkiye artık eski Türkiye değil. Onların kuru sıkı tehditlerine boyun eğmeyeceğiz.
Ancak, şu önemli hususu da unutmamamız gerekiyor ki, önümüz kış ve pandemi virüsünün kış aylarında daha hızlı yayıldığına dikkati çekmemiz ve son derece dikkatli olmamız gerekiyor.
Aksi halde, çok daha üzücü ve vahim sonuçlarlarla karşı karşıya kalabiliriz. Henüz aşı bulunmuş değil. Kaldı ki, bulunsa bile, ne derece etkili olacak, bu da bilinmemekte.
Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere, devletimizin bütün kurumları, topyekün bir mücadele örneği vererek, son derece başarılı bir performans sergilediler. Bunun yanı sıra Sağlık Bakanımız, Bakanlık Yetkililerimiz, Bilim Kurulu Heyeti, birçok profesör ve doktor, neredeyse her gün televizyonlara çıkarak, basın yayın kuruluşlarımız vasıtasıyla uyarılarda bulunuyorlar.
Asla şu hususu göz ardı etmememiz gerekiyor. Kutlu Dinimiz İslam, ‘Temizlik İman’dandır’ talimatıyla, zaten on dört asır önce, gerekli uyarıları, bütün insanlığa yapmış durumda. Bu nedenle, her zaman için, bireysel ve çevre temizliğine, azami özen göstermeliyiz. Ellerimizi, fırsat buldukça yüzümüzü sabunlu suyla yıkamalı, işyerlerimiz ve evlerimiz ve yaşadığımız ortamları, periyodik zamanlarda ilaçlı suyla yıkayarak, temizleyelim.
Bunun yanı sıra, maske ve sosyal mesafe, mutlaka hayatımızın birer parçası gibi olmalı. Toplu taşıma vasıtalarında, çarşıda, pazarda, çalışırken, kısacası hayatın her aşamasında, ‘Maske, Temizlik ve Sosyal Mesafe’, kesinlikle ‘Olmazsa Olmazlarımız Arasında’ olmalı. Mümkün olduğunca da, dışarıda işimiz bitince evimize dönelim. Emin olun, evimizin duvarları, hastanelerin duvarlarından çok çok daha iyi. Binlerce insan evinde karantinada, hastanelerde entübe veya yoğun bakım ünitelerinde, solunum cihazlarına bağlı olarak yaşıyorlar. Özellikle pandemiye yakalanıp, günlerce, haftalarca, yoğun bakım ünitelerinde, yüz üstü bir şekilde yatıp, tedavi gören insanlarla görüştüğümüzde, durum daha net bir şekilde anlaşılıyor. Yalnızca kendimiz değil, anne ve babalarımız, eş ve çocuklarımız, kardeşlerimiz, komşularımız, kısacası tüm insanlara karşı da sorumluluğumuz var. Çünkü virüs, genç-yaşlı veya kadın-erkek ayrımı yapmıyor. Belediyelerimize de, daha çok görevler düşüyor. Tüm belediye başkanlıklarımız, mevcut personellerine ek olarak bir Temizlik ordusu kurmalı.
Yani ülkemiz genelinde 81 İl ve 973 İlçe olarak, topyekün bir çalışmanın startı verilmeli. Personel sıkıntısı olan belediyelerimiz, işsiz olan çok sayıda gençlerimizi istihdam etmek suretiyle, hem istihdama katkı sağlamalı, hem de bulaşıcı pandemi ile mücadele noktasında, daha etkili olabilmeliler. En azından, İŞ-Kur bünyesinde birçok gencimiz istihdam edilmek suretiyle, hem dokuz ay boyunca çalışabilecekleri bir işe kavuşmuş olurlar.
Camilerimiz, parklar, mezarlıklar, tüm resmi kurum ve kuruluşlar, Pazar yerleri, toplu taşıma vasıtaları, binlerce insanın kullandığı yollar ve güzergahlar, olması gerektiği gibi dezenfekte edilip, ilaçlanırsa, kayıplarımız ve hastalığa yakalanma riski azalır. Fakat görünen şu ki, personel ihtiyacı var. İnsanlarımızın da işe ihtiyacı var. İl Sağlık Müdürlüklerimiz ile Beledilelerimizin işbirliği ve ortak organizasyonlarıyla, ülkemiz genelinde bütün cadde ve sokaklar, olması gerektiği şekilde dezenfektasyon çalışmaları, temizlik ve ilaçlama çalışmaları ile çok daha olumlu sonuçlar elde ederiz.
Ayrıca, bütün vatandaşlarımızın, bütün iletişim mekanizmaları kullanılmak suretiyle, konuyla ilgili daha fazla bilinçlendirilmesi ve uyarılması ile, temizliğin önemi ve mahiyeti konusunda bilgilendirme yapılması halinde, çok daha başarı sağlayacağımıza inanıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle; Yüce Allah’tan, ebediyete intikal etmiş bütün medfunlarımıza rahmet ve merhamet niyaz ediyor, hastanelerde veya evlerinde tedavi görüp, şifa bekleyen bütün hastalarımıza şifa diliyorum’.