Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı koronavirüs risk haritasında, düşük riskli iller olarak belirlenen mavi kategori, Güneydoğu’nun tüm illerini kapsadı. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Covid-19 Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Recep Tekin, bu durumu bölgedeki düğünlerin azalması ve taziye ziyaretlerinin yoğunlukla yapılmaması olarak değerlendirdi.
Türkiye’de koronavirüs risk haritasında düşük riskli iller arasında yer alan Diyarbakır’da da kontrollü normalleşme başladı. Kentin mavi kategoride yer almasında ve kısıtlamaların kalkmasında, bölgede gelenek haline gelen taziye ve düğünlere ciddi mesafe koyulduğu öğrenildi. Bu durumun da kentte koronavirüs vaka sayılarına yansıdığı belirtildi. Uzmanlar, aynı zamanda hafta içi ve hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarının da büyük etki gösterdiğini bildirdi. Diyarbakır’ın ‘mavi’ sırrını anlatan Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tekin, bölge halkının düğün ve taziye gibi toplu etkinliklerden uzaklaşmasının olumlu etki yaptığını söyledi.
‘HALKIN HASSASİYETİ ÖNEMLİ’
Diyarbakır’da bir dönem koronavirüs vaka sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tekin, “O dönemde neredeyse ilk 3 sıralarında yer alıyordu. Şu an günümüze bakınca Türkiye’de en son sıralarda düşük risk grubundayız. Vaka sayılarımız çok düşük ve bunun tabi ki çeşitli sebepleri var. Geçen yaz geçirdiğimiz vaka sayısı sürü bağışıklığı demesek de en çok fazla kişinin Covid-19’u geçirmiş olması. Bunun yanında alınan tedbirlerin çok fazla katkısı oldu. Özellikle hafta sonu yasakların olması bununla birlikte kafe, alışveriş merkezi gibi alanlarda toplu alanlarda insanların oturamaması. Düğün, taziye gibi toplu etkinliklerden uzaklaşması bunlar da büyük bir katkı sağladı. Halkın tabi ki hassasiyeti de önemli. Geçen yaz vaka sayılarında yaşanan artışla insanlarda oluşan tedirginlik bizi maske, mesafe ve hijyen konusunda ciddiyet gösterdi. Buna uyum çok fazla olunca vaka sayılarında düşüş oldu” dedi.
‘TOPLU ALANLARDA MÜMKÜN OLDUĞUNCA KALMAYALIM’
Aşılama sürecinin de başladığını anlatan Prof. Dr. Tekin, toplu alanlarda kalınmaması uyarısını sürdürdü. Tekin, “Bizim açımızdan bu düşüş umarım böyle devam eder, bu sebeplerle birlikte maske, mesafe, hijyen, aşı ve yasaklar gibi hepsi güzel günlere yol açtı. 1 Mart itibarıyla artık normalleşme süreci başladı. Belli kısıtlamalar ortadan kalktı ama kazanmış olduğumuz bu kazanımı düşük vaka sayılarının devam etmesi açısından özellikle bugünler bizim açımızdan çok önemli. Maske, mesafe ve hijyen konusunda daha fazla hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Sonuç itibarıyla şu anda mutasyonlu virüs konuşuluyor bu süreçte. Yeni vaka sayılarının artmaması için toplu alanlarda özellikle maskeye ciddi bir şekilde dikkat etmemiz gerekiyor. Toplu alanlarda mümkün olduğunca kalmayalım. Mesafeye de dikkat edelim mümkün olduğu kadar 2 metrelik mesafeyi koruyalım, bununla birlikte hijyene dikkat ederek düşük vakalar için elimizden geleni yapalım” diye konuştu.
‘REHAVETE KAPILMAMALI’
Diyarbakır’da vaka sayısının azalmasıyla rehavete kapılmamak gerektiğini söyleyen Tekin, “Bu süreçte tabi ki insanlar normalleşme sürecinin bir an önce gelmesini bekliyordu. Pandemi henüz bitmedi, normalleşme süreci başlıyor tedbirli normalleşme devam ediyor. Ama insanlar bu rehavete kapıldığı dönemde özellikle 15-20 gün sonra belki bunun etkisini göreceğiz. Bu rehavete kapılırsak maske, mesafe ve hijyen gibi toplu etkinliklerin artması gibi olaylara katılırsak eğer 15-20 gün sonra belki bir artışla karşı karşıya kalabiliriz. O yüzden rehavete kapılmayalım, tam tersi bu süreçte daha fazla maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat ederek vaka sayılarının artışına katkı sağlamayalım” dedi.