Hürriyet ve Denizbank işbirliği ile gerçekleştirilen Tarım Zirvelerinin 5’incisi bugün Diyarbakır’da düzenlendi. Zirvede konuşan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar, Diyarbakır’da üretilen Boğazkere üzümünün şarapçılıkta Türkiye’yi dünyada çok iyi noktaya taşıyabileceğini belirterek, “Devletin de bu üzüme sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Bu Anadolu topraklarından çıkan bir markadır. Öküzgözü ve Boğazkere üzümleri birer varlıktır” dedi.
Hürriyet ve Denizbank işbirliği düzenlenen Tarım Zirveleri Aydın, Kars, Antalya ve Edirne’den sonra Diyarbakır’da gerçekleştirildi. Zirveye, Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar, Demirören Medya Gazete Reklam Satış Grup Başkanı Gürcan Korkmaz, Denizbank Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Burak Koçak, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil ile Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin’den gelen çok sayıda çiftçi katıldı.
‘1.1 MİLYON KİŞİYE ERİŞİYORUZ’
Diyarbakır Büyükşehir Öğretmenevi’nde düzenlenen Tarım Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan Demirören Medya Gazete Reklam Satış Grup Başkanı Gürcan Korkmaz, tarımın Türkiye’nin hem stratejik, hem de en önemli sektörlerinden biri olduğunu ifade ederek, “Biz Hürriyet olarak yaptığımız haberlerde hep sahada ve üreticinin yanında olmayı tercih ediyoruz. Denizbank ile Türkiye’nin yedi bölgesinde gerçekleştireceğimiz bu işte hem sahada çiftçilerin sorunlarını dinlemek için çiftçilerle beraberiz hem de üreticinin yanındayız. Bu doğrultuda ülkemizin her bölgesinde tüm paydaşları bir araya getirip, bu konuları daha fazla sayfalarımıza taşımak istiyoruz. Hürriyet Gazetesi olarak yaptığımız haberler ile günlük 1.1 milyon kişiye erişiyoruz. Hurriyet.com.tr ise günlük 5.5 milyon tekil kullanıcıya ulaşıyor ve 60 milyon sayfa görüntüleniyor. Bugüne kadar tarım, gıda ve hayvancılık alanında birçok habere imza attık. Et fiyatlarından, meyve sebzedeki sıkıntılara, tarımı ve çiftçiyi etkileyen doğal afetlerden, halkın cebini yakından ilgilendiren raflardaki ürünlere yansıyan zamlara kadar geniş bir yelpazede tarım ve hayvancılığın nabzını tutmaya çalıştık. Yaptığımız haberlerin ardından hem sosyal medyadan hem de okuyucularımızdan bir hayli fazla geri dönüş aldık. Bugün olduğu gibi gelecekte de gıda, tarım ve hayvancılık alanında özel haberlerimizi yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘TARIMIN TARİHTEKİ İLK İZLERİNE DİYARBAKIR ÇAYÖNÜ’NDE RASTLIYORUZ’
Denizbank Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Burak Koçak ise, tarımın tarihte ilk izleri Diyarbakır’da rastlanıldığını dile getirerek, Diyarbakır’ın tarımsal cazibe olması yönünde hiçbir engelin olmadığını söyledi. Koçak, şöyle konuştu: “Bugün bir araya geldiğimiz bereketli hilal olarak adlandırılan bu bölge yani Fırat ve Dicle arasında kalan Mezopotamya bölgesi tarih boyunca insanlığın beslenmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Tarımın ilk ekonomik faaliyet olarak tarih sahnesine çıktığı yaklaşık 10 bin yıldır tarım yapılan bir merkezdeyiz bugün. Tarımın tarihteki ilk izlerine Diyarbakır Çayönü’nde rastlıyoruz. İlin bu tarım geçmişine hürmeten bugün sizlerle tarım konuşacak sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi gündeme taşımaya çalışacağız. Diyarbakır sadece ülkemiz ve Güneydoğu Anadolu için değil bütün Ortadoğu coğrafyasının önemli merkezlerinden biridir. Bu coğrafik özelliği ile tarımsal potansiyeli bir bütün olarak düşünüldüğünde Diyarbakır’ın tarımsal cazibe olması yönünde hiçbir engel yoktur. Bu bereketli coğrafya yarısı hayvansal olmak üzere 5.1 milyar TL tarımsal gelir sağlamaktadır. Bu potansiyeli Diyarbakırlı çiftçilerimizin nasıl iyi değerlendirmeye çalıştığının bir göstergesi de nadasa bırakılan arazi oranlarının düşüklüğüdür. Atıl tarım arazisi oranı ülkemizde yüzde 16 ile Diyarbakır’da bu oran sadece yüzde 1,5’tir. Bu oran ilimiz üreticilerinin üretim iştahının önemli bir göstergesidir.”
KAYA: ‘TARIM VE HAYVANCILIKTA İTHALATIN ARTMASI KABUL EDİLEMEZ’
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, Türkiye’de tarım ve hayvacılıkta ithalatın artması kabul edilemez olduğunu belirterek, “Tarım büyük bir istihdam kaynağı. Tarım, sanayi için de hammaddedir. İç ve dış ticaretin temel dinamiğidir. Kısacası toplumun bütün kesimlerini yakından ilgilendiriyor. Tarımda geçmiş yıllarda kendi kendine yeten bir ülke konumundaydık. Artık bu durum tam olarak böyle değil. Dört iklimi aynı anda yaşıyoruz. Ancak tarım ve hayvancılıkta ithalat artıyor. Bu çok kabul edilebilir değil. Diyarbakır’a bakacak olursak sahip olduğu birçok üründe birinci konumda yer alıyor. Kırmızı mercimekte birinci, buğdayda dördüncü sıradayız. İpekböcekçiliğinde de üretimde ilk sıradayız. Yalnız bu başarılarımızı ekonomik anlamda geri döndüremiyoruz. Kentte 240 bin hektarlık alanı sulayacak olan Silvan Barajı’nın tamamlanmasını bekliyoruz. Diğer sulama kanallarıyla 400 bin hektar suya kavuşacak. Kent sulama ile dönüşüm yaşayacak” diye konuştu.
GÜZELOĞLU: ‘ÖNCELİĞİMİZ EKONOMİ VE SOSYAL KALKINMA’
Vali Hasan Basri Güzeloğlu da yaptığı konuşmada, bölgede oluşan huzur ve güven ortamına vurgu yaparak, ekonomik ve sosyal kalkınmanın önemine değindi. Vali Güzeloğlu, “21 yaşındaki Denizbank’ın 70 yaşındaki Hürriyet ile 10 bin yaşındaki Diyarbakır’da bu zirveyi düzenlemesi çok güzel. Tarım, eğer konuşulacaksa, bir zirve olacaksa bunun en doğru adreslerinden biri Diyarbakır’dır. Bugün Diyarbakır Türkiye’nin tarımsal üretiminin merkezlerindendir. Ürün fiyat belirleme gücünü sahip etkileme merkezidir. Diyarbakır bilinen insanlık tarihinin 10 bin yıldan bu yana üreten bir ildir. Aynı zamanda kültür, ilim ve irfanda da bilge şehirdir. Her yönüyle bölgesini taşıyan bir merkezdir. Diyarbakır ele alınması gereken bir zenginliktir. Huzur ve güven ortamının sağlanmasını ardından önceliğimiz ekonomi ve sosyal kalkınmadır. Diyarbakır’da bu konuları konuşmak demek tüm boyutlarıyla meseleyi ele almak demektir. Tarım hem ilimizin hem de bölgenin en önemli gerçeğidir. Stratejik bir sektördür tarım. Nüfusuna yeter gıdayı üretmek çok önemlidir. Hiçbir ülke tarımsal üretiminin sadece ekonomik bir faaliyet olarak göremez. Tarımın en önemli meselesi, bilgi temelli bir üretim anlayışının oluşması, teknoloji ve tarımın birleşmesidir. Sahip olmak değil verimli kullanmak gereklidir, önemlidir. Bilgiyi tarıma taşıyamazsak üretim yöntemlerinde 10 bin yıl öncesinden çok büyük şeyler değişmemiştir. Kooperatif ve birlikler tarımda güçlenmezse rekabet koşulları oluşamaz ve rekabet edemezsiniz. Üründe sadece verimi arttırmak yetmiyor. Ürünü bir markaya dönüştürmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Zirve kapsamında düzenlenen panelde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar, Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent, Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil ve Denizbank Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü Pervin Dinçer Altuner konuşmacı olarak yer alırken, moderatörlüğü Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Noyan Doğan üstlendi.
LEVENT: ‘BUĞDAYDA 48 MİLYON TONLUK DÜNYADA AÇIK OLUŞTU’
Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent, buğdayda 48 milyon tonluk dünyada açık oluştuğunu, ülkelerin stoklarını piyasaya sürdüğünü hatırlatarak, “Buğday üretimi düşüyor ve ülkeler için kritik bir silah haline gelecek. Buğday fiyatlarının yükseldiğini, içeride ise döviz nedeniyle fiyatın düşük kaldığını düşünürsek önümüzdeki yıl için buğdayın çok daha kritik bir öneme sahip olduğu görülüyor. Ancak bu konuda çok bir şey yapılmadı. Buğday üretiminin teşvik edilmesi gerekiyordu. Eğer kuraklık devam ederse buğday çok daha önemli hale gelecek. Ekmeğin ya da unun fiyatının düşmesi için adımların atılması gerekiyor. Halledemediğimiz sorunların başında tarım geliyor” dedi.
‘DEVLETİN DİYARBAKIR ÜZÜMÜNE SAHİP ÇIKMASI GEREKİYOR’
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar ise, Diyarbakır’da üretilen Boğazkere üzümünün şarapçılıkta dünyada iyi bir noktaya gelebileceğini belirterek, devletin desteklemesi gerektiğini savunarak şöyle konuştu: “Küçük ölçekli çalışmalar büyük önem taşıyor. Diyarbakır’ın da Boğazkere üzümü var. Elazığ’ın Öküzgözü ile Diyarbakır’ın Boğazkere üzümü şarapçılıkta Türkiye’yi dünyada çok iyi noktaya taşıyabilir. Ancak Diyarbakır’da Boğazkere üzümünün üretiminin çok düştüğünü öğrendim. 5-6 yıl önce 3 bin 500 – 4 bin ton üretim olurken, şu anda 800-900 tona kadar gerilemiş. Şarap üreticileri Boğazkere üzümünün önemini bildiği için farklı noktalarda denemelere başladılar. Örneğin Denizli’de üretilen Boğazkere üzümü 2 bin tona kadar ulaşmış durumda. Diyarbakır’da üretimin devam etmesi çok önemlidir. Çünkü bambaşka bir üzümdür. Devletin de bu üzüme sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Bu Anadolu topraklarından çıkan bir markadır. Öküzgözü ve Boğazkere üzümleri birer varlıktır.”