Yaklaşık 2 milyon nüfusa sahip olan ve bölge illerden de yoğun bir şekilde hasta alan Diyarbakır’daki devlet hastanelerinde sadece 2 çocuk nöroloji uzmanı bulunması, hasta ve yakınlarını perişan ediyor. Diyarbakır’daki özel hastanelerinde ise hiç doktor yok. Hasta yakınları uzun süredir mağdur olduklarını dile getirirken, İl Sağlık Müdürlüğü, Bakanlıktan defalarca çocuk nöroloji hekimi istediklerini açıkladı.
Yaklaşık 2 milyon nüfusa sahip olan ve çevre illerden de yoğun bir şekilde hasta alan Diyarbakır’daki devlet hastanelerinde sadece 2 çocuk nöroloji uzmanı bulunması, hasta ve yakınlarını perperişan ediyor. İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı’ndan defalarca çocuk nöroloji hekimi talebinde bulunduklarını ancak şimdiye kadar olumlu bir sonuç alamadıklarını açıklarken, Bakanlığa çağrıda bulunan SES Diyarbakır Şubesi, bu konuda bir an önce gerekli adımların atılmasını istedi. Diyarbakır Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada ise Diyarbakır’da birçok yan dal doktorlarının bulunmadığı ve doktorların Diyarbakır’da mecburi hizmet için tercih ettiğini söylendi.
“DOKTOR BULAMADIĞIM İÇİN ELAZIĞ’A GİTMEK ZORUNDA KALDIM”
7 yaşındaki çocuğunun baygınlık geçirince gittiği acil servisindekilerin kendisini çocuk nöroloji bölümüne yönlendirdiklerini kaydeden baba Bedri Bayrak, “7 yaşındaki çocuğum Miran, 3 ay önce baygınlık geçirdi. Biz de acile götürdük ve doktor bana çocuğumun yorgunluktan bu hale geldiğini ve bir şeyi olmadığını söyleyip bizi tekrar eve gönderdi. Eve geldik ve çocuk bir gün sonra yine baygınlık geçirdi. Acile tekrar götürünce beni nöroloji doktoruna yönlendirdi. Diyarbakır’da çok aradım ama doktor bulamadım. Sonrasında özel doktora götürdüm. Özeldeki doktor çocuğumun sara hastası olduğunu söyledi. Bana sara hastalığının ilacını verdi. 1 hafta ilacı kullandık ve çocuk daha kötü oldu. Sonra yine acile gittim ve bana nöroloji doktorunun olmadığını söyleyip bakmadılar. Bende gece yarısı Elazığ’a götürdüm. Elazığ’daki doktorlar, bana Diyarbakır’da doktor yok mu niye buraya kadar geldiniz dediler. Çocuğumu orada 7 gün yatırdılar. Çocuğumun eski sağlığına kavuşmasını istiyorum. Yetkililerden ve zenginlerden yardım istiyorum. Ben para pul peşinde değilim sadece çocuğumun eski sağlığına kavuşmasını istiyorum. Allah rızası için çocuğuma yardım edin. Çocuk ne yatakta nede evde durabiliyor” dedi.
“DOKTOR İZNE AYRILDIĞI İÇİN YOĞUN BAKIMDAKİ ÇOCUĞUMU İSTANBUL’A GÖTÜRDÜM”
15 yaşındaki Rüzgar’ın babası Orçun Akyüz ise, “Çocuğum felç geçiriyordu ve çocuk nöroloji bölümüne götürülmesi gerekiyordu. Van’da olmadığı için Diyarbakır’a gönderdiler. Diyarbakır’da doktor muayene ettikten sonra izine ayrıldı. Çocuk orda 5 gün yoğun bakımda kaldı ne arayan ne soran oldu. Ondan sonra İstanbul’a gönderdiler. Çocuğum 7 gündür İstanbul’da bir özel hastanede yoğun bakımdadır. Doğu ve Güneydoğu’da doktor olmadığı için buraya gelmek zorunda kaldık” diyerek yaşadığı durumdan yakındı.
“FİŞ SAYISI AZ, MHRS SİSTEMİNDE DE DOKTOR BİLGİLERİ KAPALI”
2 yaşındaki Seyyid Ali’nin babası Murat Akman de, “Çocuğum bir aylıkken epilepsi hastalığına yakalandı. Hemen ilaç tedavisine başlandı. 2 yıldır her gün ilaç kullanıyoruz. 3 ayda bir kontrole gitmesi gerekiyor; fakat çocuk hastanesinde fiş almak için sabah 5’te bile gidip sıraya girdiğimiz halde fiş sayısı kısıtlı olduğu için alamıyoruz. Çevre illerden gelenler fiş almak için hastanede uyuyorlar. Merkezi hastane randevu sistemi (MHRS) sistemini açmıyorlar. Gelen hastaların sayısı 20 kişiden çok fazla olduğu için çoğu fiş alamadan geri gidiyor ve çocuklarını tedavi ettiremiyor. Bu durumu sağlık bakanlığı ile defalarca görüştüm. MHRS sistemini açmadıklarını sağlık bakanlığı da yaptığı kontrollerde onayladı ve bu konuda çocuk hastanesinde soruşturma başlatılacağını belirttiler. Fakat aradan bir yıldan fazla zaman geçti hala değişen bir durum yok. Nöroloji hastalarının durumları kritik olduğu için mecburen özel doktorlara götürüyoruz. Özel doktorların da muayene ücreti 500 TL ve 200 TL de EEG çekimi var toplamda her 3 ayda bir 700 TL doktora ödemek zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.
Hasta yakınları, daha fazla mağdur olmamak ve çocuklarının bir an önce sağlığına kavuşması için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililerin seslerine kulak vermelerini isterken, konuya ilişkin görüştüğümüz İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi de çocuk nöroloji hekim sayısının yetersiz olduğunu açıkladılar.
İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ: ‘’SADECE 2 ÇOCUK NÖROLOJİ HEKİM VAR”
Konuya ilişkin Mücadele gazetesine açıklamalarda bulunan Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, “İlimizde 2 (iki) Çocuk Nöroloji Uzmanı bulunmaktadır. Çocuk Hastalıkları Hastanesi Uz.Dr. Bahattin Sayınbatur (1 haftalık yıllık izinde. 24.08.2020, Pazartesi günü göreve başlayacak) SBÜ Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uz. Dr. Dilek Cebeci (Doğum İzninde) görev yapmaktadır. Bakanlığımızca yapılan Mecburi Hizmet atamalarında, Müdürlüğümüz tarafından Çocuk Nöroloji Hekimi talebi sürekli yapılmaktadır ve bu dönem de talep yapılmıştır. Az sayıda mezun veren ve Yan Dal Uzmanlık Alanı olan Çocuk Nöroloji Uzmanlık dalında atama planlaması Bakanlığımız tarafından yapılmaktadır. Dicle Üniversitesi Hastanelerinde ise Çocuk Nöroloji Uzmanı bulunmamaktadır” diyerek yaşanan mağduriyetin giderilmesi için Sağlık Bakanlığı’nı adres gösterdi.
SES DİYARBAKIR ŞUBESİ: DAHA FAZLA MAĞDURİYET YAŞANMAMASI İÇİN BAKANLIK GEREKLİ ADIMLARI ATMALI
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Psikolog Şiyar Güldiken ise, Çocuk alanındaki bu eksiklik daha fazla yaşandığını öne sürerek, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda gerekli adımları atmasını istedi.
Eşbaşkan Güldiken, “Diyarbakır yaklaşık 2 milyon nüfusa sahip bir kent. Konumu itibariyle sağlık hizmeti bakımından bölge illerinden de yoğun bir hasta potansiyeli var. Ancak var olan sağlık kurumları ve sağlık çalışanı sayısı açısından bakıldığında yeterli gelmiyor. Özellik bazı branşlardaki hekim sayısındaki eksiklik ciddi bir şekilde vatandaşın mağdur olmasına neden oluyor. Çocuk alanında bu eksiklik daha fazla yaşanıyor maalesef. Çocuk Nöroloji, Çocuk Psikiyatri gibi branşlar çok önemli olmasına rağmen tüm kentte ancak birer hekim bulunuyor. Bakanlığın bu konuda gerekli adımları atmasına yönelik taleplerimizi birçok defa ifade ettik. Ancak bugüne kadar bir gelişme olmadı” dedi.
“BİRÇOK YAN DAL DOKTORU BULUNMAMAKTADIR”
Diyarbakır Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada ise Diyarbakır’da birçok yan dal doktorlarının bulunmadığı ve doktorların Diyarbakır’da mecburi hizmet için tercih ettiğini söylendi. Diyarbakır Tabip Odası’ndan gazetemize yapılan açıklamada; “İlimizde Çocuk Hastalıkları yan dal Hekimi sayısında genel bir eksiklik yaşanmaktadır. Aktif çalışan Çocuk nöroloğu bir kişidir. Diyarbakır’da Çocuk Genetik; Çocuk Metabolizma Hastalıkları ve Çocuk Enfeksiyon hekimleri bulunmamaktadır. Yine Çocuk Romatolojisi yan dalına ilimizde tek hekim bakmaktadır. Dicle Üniversitesi Çocuk Sağlığı Anabilimdalı’nda birçok yan dal bulunmamaktadır. Bu durum çocuk sağlığı açısından kıymetli olan multidisipliner yaklaşımı engellemektedir’’
“DİYARBAKIR MECBURİ HİZMET SÜRESİ BOYUNCA ÇALIŞMAYI TERCİH ETTİĞİ İLLERDENDİR”
Çocuk yan dal hekimliği için tıp fakültesinden sonra 7 yıllık bir eğitim gerekmektedir. Yan dal Uzmanlık Eğitimleri belirli üniversitelerde kısıtlı sayıda hekime verilebilmektedir. Diyarbakır çoğu zaman yan dal uzmanlarının sadece mecburi hizmet süresi boyunca çalışmayı tercih ettiği illerdendir. Yoğun hasta sayısı, hastane imkânlarının yetersiz oluşu ve akademik kariyer planlamaları bunun başlıca sebeplerindendir. Dicle Üniversitesi’nde yan dal kadrolarının yetersiz açılması ve Diyarbakır’da akademisyen olmanın cazibeli hale getirilememesi nedeniyle kimi yandalar yıllardır bulunmamaktadır.
“3. BASAMAK HASTANELERİN YAN DAL KADROLARI DOLDURULMALIDIR”
Öncelikli olarak 3. basamak hastanelerin yan dal kadroları doldurulmalıdır. Yan dal uzmanlarının Diyarbakır’da akademik kariyerlerine devam etmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bu asistan eğitimini de kalitesizleştirecek ve yan dal uzmanının artmış iş yükünü asistan ile paylaşmasını sağlayacaktır. Ülke çapında yan dal eğitimlerinin artması ve bölgemizin hekimler için “mecburi hizmet” imajından kurtulması; uzun dönemde üzerinde durulması gereken çözüm yöntemleridir.”
Kaynak: Mücadele Gazetesi