Diyarbakır Öğretmenevi’nde yaşanan yüz milyonlarca liralık yolsuzluk ve rüşvet çarkıyla ilgili davada mahkemece görevlendirilen yeni bilirkişiler yeni bir rapor hazırladı.
Diyarbakır Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu’na 2016-2019 yılları arasında yapılan alımlar ve ihalelerle ilgili aralarında kamu görevlileri, sendika ve meslek örgütü başkanları ile kentin tanınmış iş insanlarının da bulunduğu 26 sanık hakkında devam eden davada yeni bilirkişi raporu hazırlandı. Atanan yeni bilirkişiler, dava dosyasında yer alan müşteki ve tanık beyanlarına, ihbar kayıtlarına, ele geçirilen belgelere, yapılan fiziki ve teknik takip tutanaklarıyla birlikte hazırlanan ilk bilirkişi raporunun aksine sanıkları aklayan bir rapora imza attı.
HAKSIZ KAZANÇ ELDE ETMİŞLER
Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın sanıkları arasında Milli Eğitim, Sendika ve bazı iş insanları bulunuyordu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nca yürütülen soruşturma sürecinde sanıkların Öğretmenevi ile ilgili ihalelerden haksız kazanç elde ederek, bunları gizli ortaklıklar, başka isimlerin üzerine geçirilen lüks araçlar, altın ve Bitcoin yatırımlarıyla aklamaya çalıştıkları teknik ve fiziki takiple tespit edilip, bunların bir kısmına el konuldu.
İZİNSİZ VİDEO
Yine bazı sanıkların kurumda izinsiz video çekerek, bunları gizli kamerayla kayıt altına aldıkları, siyasi ve ekonomik çıkar elde etmek amacıyla şantaja varan fiillere karıştıkları ve kimi yerel gazetecilerin de buna alet olduğu iddia edilmişti. Diyarbakır eski İl Mili Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer’in müştekiler arasında bulunduğu dava iddianamesinde, sanıklara “Kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırma”, “Zimmete geçirme”, “Rüşvet alma”, “Görevi kötüye kullanma”, “Kamu görevlisinin resmi ve özel belgede sahtecilik yapma”, “Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık yapma”, “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetme ve yayınlanma”, “Malvarlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizleme” ve “Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme” suçlamaları yöneltiyor.
KAMU ZARARA UĞRATILDI
Kurumla ilgili kurulan ihale komisyonlarında yer alan isimlerin, 2016, 2017 ve 2019 yılları arasında doğrudan temin ya da ihale yoluyla yapılan malzeme alımı, tadilat, kafe yapım inşaatı, öğretmenevine ait restaurant ve kafenin işletmeye verilmesi, bahçe direklerinin ışıklandırılması, kahvaltı alım ihalelerine fesat karıştırmak ve öğretmenevinin konferans salonun kiraya verilmesinde usulsüzlük yaparak kamuyu zarara uğrattıkları tespit edildi. İlk duruşması 3 Aralık 2020 tarihinde görülen davada, ikisi ara celse olmak üzere bugüne dek 6 duruşma görüldü. Duruşmalarda yaptıkları savunmalarda haklarında yöneltilen suçlamaları red eden sanıklar birbirlerini suçladı.
RAPOR HAZIRLANDI
Davaya bakan mahkeme, 2020/266 esas sayılı dava dosyası ve eklerini oluşturan 3 çuval halindeki belgeleri incelenmek üzere Ankara 7’nci Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. 7’nci Ağır Ceza tarafından atanan bilirkişiler Hasan Türkmen, Faruk Eroğlu, Salih Arslan, dosyaya dair incelemelerini tamamlayıp, 81 sayfalık rapor hazırladı.
KAMU ZARARINA SEBEP OLMUŞLAR
Bilirkişi heyetinin incelediği ihalelerden biri, kuruma doğrudan temin yoluyla yapılan alınan perde alımı oldu. 55 bin 814 TL teklif fiyatı ile Kaçmaz Tekstil’e verilen ihaleye dair yapılan ilk bilirkişi incelemesinde piyasa fiyatından yüksek çıkarılan bedel ile kurumun 30 bin140 TL zarara uğratıldığı tespit edildi. Davada müştekiler arasında bulunan komisyon üyesi Milli Eğitim personeli H.E.T.’nin ise imzasının taklit edildiği uzman raporu ile kesinleşti. Buna rağmen atanan yeni bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, önceki rapora atıfta bulunularak bu ihaleye dair, “Soruşturma dosyası kapsamında görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen 23/03/2020 tarihli raporda; söz konusu alımla ilgili bilirkişi tarafından fiyat araştırması yapılmak suretiyle yeniden yaklaşık maliyet hesaplandığı ve 03/03/2017 tarihli alımla ilgili piyasa fiyat araştırması ve komisyon üyesi tarafından yapılan yaklaşık maliyet hesaplamasında piyasa fiyatlarının yüksek olduğu (yaklaşık 30.140,00 TL) tespit edildiği ve dolayısıyla kamu zarına sebep oldukları kanaatinin bildirildiği görülmüş ise de, bu durumun tek başına fiyatların yüksek belirlendiğini göstergesi olmayacağı açıktır” değerlendirmelerine bulunuldu. (Kaynak: MA)