Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Eski Bakanı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve AK Parti Diyarbakır 1.sıra milletvekili adayı Dr. Mehmet Mehdi Eker, yaklaşan 24 Haziran cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği erken genel seçimleri öncesi değerlendirmelerde bulundu.
Ramazan nedeniyle seçim çalışmalarının durgun bir atmosferde geçtiğini belirten Eker, “Tüm seçimleri önemli ancak 24 Haziran seçimlerinin çok daha ayrı bir önemi var. Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimleri olacak. Diyarbakır’da ramazan ayının tesiri var. Sahada eski seçimler gibi büyük bir görünürlük yok. Bu görünürlük daha çok akşam iftardan sonra ortaya çıkıyor. Bu yoğunluk daha çok seçim bürolarımızda ve günlük yaptığımız ziyaretler çerçevesinde; bazen bir köy, mahalle ya da bir sivil toplum kuruluşu oluyor ve oralarda seçimi anlatıyoruz.
“PİYASADA RAMAZAN YORGUNLUĞU VAR”
Son 15 günde bu daha da bir hız kazandı. Bu seçimin propaganda süresi oldukça kısa. 24 Mayıs’ta bizim adaylarımız topluma tanıtıldı.24 Haziran da seçim günü. Bir aylık bir süreç ve bu da çok kısa bir zaman dilimi. Ramazan ayına denk geliyor olmasının da yarattığı bir şey var. Ama toplum bunu en güzel ve en iyi şekilde değerlendiriyor neticesinde de kararını verecek. Biz de elimizden gelince düşüncelerimizi, projelerimizi, karakterimizi ve neleri planladığımızı anlatıyoruz. Umarım hayırlara vesile olur” dedi.
“ERDOĞAN İLK TURDA SEÇİLECEK”
Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda seçileceğine dair izlenimler elde ettiklerini belirten Eker, muhalefet cephesinin halka proje vaat etmek yerine AK Parti’nin yaptığı projeleri yıkmayı vaat ettiğini ve bunun da halk tarafından değerlendirildiğini söyledi. Eker,”Türkiye için Cumhur İttifakının kazanacağını, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanacağını düşünüyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turda sonuçlanacak, öyle bir izlenim var. Parlamento seçimlerinde de Ak Parti açık ara önde görünüyor. Şu andaki anketler de bunu gösteriyor. Tabi önümüzde 20 güne yakın bir süre var. Bu süre zarfında da vatandaşlarla daha fazla iletişim kurularak anlatılacak. O konuda da şüphesiz neticeyi alacağız. Rakam olarak da ben hiçbir seçimde vermedim. Müsaade ederseniz o da bende kalsın. Ak Parti’ye olan ilgi de teveccüh de Ak Parti’ye dönük umut çok daha yüksektir.
“ONLAR ESKİYİ GETİRMEK İSTİYOR, BİZ DAHA İYİSİNİ VAAT EDİYORUZ”
Esasen diğer partilerle bizim aramızdaki temel fark şu; diğer partiler 24 Haziran’da kazandıklarında Türkiye’yi geri götüreceklerini söylüyorlar. Okuyucular şaşırmasın “Geri Götürme” şudur; Diyorlar ki 16 Nisan referandumunda kabul edilen yeni cumhurbaşkanlığı sistemini biz geriye götüreceğiz. Yani eski parlamenter hükümet sistemine. Parlamenter hükümet sisteminden Türkiye geçmişte yarar görmedi. Türkiye’ye istikrarsızlık ve birçok sorun getirdi. Dolayısıyla bu sorunlar geçmişte yaşandığı için biz Türkiye’nin birikmiş sorunlarını çok hızlı bir şekilde çözmenin yolu ancak bu sistemle olur diye bu projeyi önedik. Biz diyoruz ki Türkiye’yi ileri götürelim onlar da diyor ki biz geriye götüreceğiz. Vatandaş bunu görüyor. İkinci nokta; Karşımızdaki ittifak, bir benzemezler ittifakı. Benzemezlerden bir ittifak olmaz sadece bir karışım olur. Yani bir birleşim olmaz. Bileşim başka bir şey karışım başka bir şey. Bu seçimlik bir karışım. Peki bu karışım neyi hedefliyor. Veya bu karışımı bir araya getiren esas motivasyon unsuru ne? Esas motivasyon unsuru Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığıdır. Düşmanımın düşmanı benim dostumdur anlayışı ile gel bir araya gelelim Erdoğan ve Ak Partiyi devirelim.
“SİSTEM MUTLAK SURETLE DEĞİŞMELİDİR DİYORUZ”
Peki sen ne getireceksin demin söylediğim gibi Türkiye’yi eskiye götürecekler. Buradan vatandaşa soruyorum eski Türkiye’den madem memnundunuz 2002 ‘de neden değiştirdiniz? Böyle bir şey yok, kimse eski Türkiye’yi istemez. Biz Türkiye’de yeni sorunlar üretilmemesi için sistemin mutlak suretle değişmesi gerektiğini öneriyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olacak ve bu seçimde hayata geçecek. Ama Türkiye’nin bir reform ihtiyacı olduğunu biz hep biliyoruz. Ve bu reform ihtiyacı bizim gündemimiz içerisinde olacak. Bu reformların hayata geçmesi için çaba sarf edeceğiz. Çünkü ihtiyaçlar gelişiyor, değişiyor ve farklı boyutlar kazanıyor. Bunların hepsini dikkate almak zorundayız. Bu Türkiye için olan kısmı. Bölgemiz, ilimiz için olanı da bunun bir başka benzerliğidir. Diyarbakır’ın, Diyarı huzur olması lazım. Geçmişte bunun olabilmesi için birçok adım attık. Demokratik açılımdan tutun, birlik beraberlik projesine. Birçok projeden çözüm projesine. Neden? Çünkü bütün sorunların kaynağı bir sorundu ve bu sorunu çözmek için” diye konuştu.
“TERÖR OLMAZSA BÖLGEYE YATIRIM GELİR”
Kürt Meselesi’nin çözme noktasında tarihi adımlar attıklarına dikkat çeken AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Eker, şöyle devam etti;” Şimdi biz diyoruz ki; Kürt meselesini barış içerisinde çözelim, yeni sorunlar çıkarmayalım. Örneğin bir Türk sorunu çıkarmadan. Demokratikleşme ve sivilleşme içerinde kardeşçe çözelim. Demokratikleşme ve sivilleşme ile yapacağımız reformlarla; dilin önündeki engellerin kaldırılması, dilin kullanımı daha çok demokratik hakların kullanımı, toplumun gelişmesi, toplumun gelişmesine; birey olarak kendi yetenekleri ve bilgileri ile toplumun gelişimin katkı sağlaması ve refahın arttırılmasıdır. Bu şehirde hala en büyük sorun; işsizliktir. Bir İş-Kur imkanı diyelim oluyor. Orada kadro veriliyor 30 bin kişi müracaat ediyor. Peki neden böyle? Tek sebebi var bunun; eğer bu şehirde PKK’nın ve onun türevlerinin yarattığı terör ve şiddet ve baskı ortamı olmazsa; iş adamına bizim sağladığımız yani yatırımcıya bizim sağladığımız imkanlar, teşvik tedbirleri, yatırım teşviklerinde bizim en üst seviyede sağladığımız ve Diyarbakır için sağladığımız tüm imkanlar bölgeye yatırımcıları çeker. Ama korkuyorlar ve bunun için de gelemiyorlar. Burada yatırım yapacağıma daha az kar ederim giderim başka yerde yaparım diyorlar”
“SİLVAN BARAJININ HANGİ KÜRDE NE ZARARI VAR?”
Silvan Barajı’nın hangi Kürde zararı var? Hiçbir kürde zararı söz konusu değil. On binlerce, yüz binlerce insan çalıştırır. Barajın temelinin atıldığı gün 9 Mayıs 2012’de Batman’da indik, Karayolu ile Silvan’a geçecekken vazgeçerek helikopterle geçtik. O gün karayolu menfezine bomba yerleştirmişler. Temeli atacağımız gündü ve o gün temeli attık. Silvan Barajı için muhafız taburu, bölüğü oluşturuldu. Her gün şantiyeyi bastılar. Yetmedi arkasından yollarına mayınlar koydular. 13 yaşındaki kardeşimiz Fırat barajda can verdi. Silvan Barajı yoluna giden yolun altına döşenen mayının patlaması üzerine o çocuk can verdi. Peki Silvan Barajı bitersen 240 bin Hektar yani 2 milyon 444 bin arazi sulanacak. Bölgenin çehresi değişir. Sadece buğday ve arpa ekilen arazi; endüstri bitkileri ekmeyi mümkün kılar. Bu bölgeye ürün desteğini arttırır. Ürün desteği gelişirse buraya tekstil organize bölgesi kuracağız. Çalışmaları başlattık. Dolayısıyla bu dönemde inşallah bunu yapacağız. Kalkınma böyle olacak.
“DİYARBAKIR HUZUR ŞEHRİ HALİNE GELİRSE SORUN KALMAZ”
Düşünün burada 100 tane tekstil atölyesi kurulsa; her biri 200 kişi çalıştırsa buyurun size on binlerce istihdam. Biz bölgede işsizliğin giderilmesini yolunun, bu tür yatırımlar olduğunu biliyoruz. Bu sorunların hepsinin kaynağında olan tek sorun; terör sorunudur, o sorun PKK sorundur. Onunla etkin bir mücadele ile bu şehir huzur şehri haline gelir. Temennimiz bu mücadelede şehrin yarasını sarmak, göz yaşlarını silmek . Bu şehrin bazalt taşı; ikinci bir ateş imtihanından geçti. Sur içi tarihi Diyarbekir şehrini yıktı. Hangi hakla? Sen gelip oraya barikat kuracaksın, kürt çocuklarını götürüp orada kırdıracaksın. Kendi ideolojini insanlara silah zoruyla dayatacağım diye” şeklinde konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİNİ SABOTE ETTİLER”
Eker, çatışmalı süreci ve ölümleri durdurmak için atılan adımların PKK tarafından sabote edildiğini de söyledi. Eker, şu ifadeleri kullandı ;”Çözüm süreci temenniydi. Bu süreci biz başlattık. Ondan önce de 2 tane süreç daha başlatmıştık. Çözüm süreci bunun son safhasıydı. Fakat Çözüm Sürecini biz yaparken; devlet PKK’ya karşı silahlı mücadele yapmıyor. Halkı ikna ediyoruz. Amaç burada terör son bulsun. Peki örgüt ne yapıyor? Örgüt de Lice yolunda ateş kuyusu yapıyor. Kendine göre barikatlar kuruyor. Oraya insanları, iş adamlarını çağırıyor. Gecikenleri ateş kuyusu üzerine sarkıtıyor, işkence ediyor, insanlardan haraç alıyor. İnsanlara buranın hakimi benim diyor. Yol kontrolleri yapmaya başlıyor ve ortalığı zehirliyor. Yani barış sürecini resmen sabote ediyor. Halbuki toplumun beklediği, istediği o değil ki. Çözüm süreci demek; bölgenin PKK’ya teslim edilmesi demek değildir.
“ONLAR KAN DURSUN, HUZUR GELSİN DERDİNDE DEĞİL”
Bizim en baştaki çağrımız şuydu; Dedik ki PKK Türkiye içerisinde cinayet işlememiş, adam öldürmemiş; dışarıda, dağlarda bir yerlerde duran bütün unsurların silahlarını bıraksınlar gelsinler burada sivil vatandaş olarak siyaset yapsınlar ve yaşasınlar. Bu toplumun bir parçası olarak. PKK bunu sabote etti. Oradaki HDP’li arkadaşlarımıza buna izin vermeyin, bu şekilde olmasın dedik. Onların da bir kısmı iyi niyetliydi, gayret gösterdi ama bir kısmı iyi niyetli değildi. Sonuçta PKK bunu sabote etti. Buralardaki uzantıları ile birlikte bunu yaptı. Çözüm sürecinde de böyle oldu. Hepimiz belki konuşamıyoruz ama biliyoruz, Gidiyor oğlunu dağa götüreceğim diyor. Oğlu yok veya gelmiyor. Kızını istiyorum kızın gelecek e o da yok. O zaman para vereceksin diyor. Bu gerçek. Belediyeler; insanlar bina, daire dükkanlar yapıyor.
“KÜRTLERİ İNKAR EDEN, ASİMİLE EDEN CHP’DİR”
Devlet üzerine düşeni en iyi şekilde yaptı. Kimliğin reddi buna benzer inkarı bizimle ilgili bir şey değil. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1930-40-50 -60’larda yaptığı iştir. Bunu yapan Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu partinin tek parti idaresi bunu yapmış. Tarihte bir yer arayacaklarsa, oraya gitsinler. Kürtler bizim kardeşimizdir herkes kendi etnik kültürünü özgür bir şekilde başı dik bir şeklide iftihar etmeli ben Kürdüm diyebilmeli bundan dolayı da bir ayrımcılığa baskıya asla maruz kalmamalı biz bunu sağladık dilin önündeki bütün engelleri kaldırdık. Biz diyoruz ki Kürtçe öğrenmek isteyen öğrenebilir Milli Eğitim Bakanlığında kurslarda öğretiliyor. PKK ve siyasi uzantıların hep yaptığı şey şudur siz ne yaparsanız yapın atığınız adımı boşa çıkarıyor. Eskiden ne derlerdi biz Kürtçe konuşamıyoruz. TRT Kürdi’ye çıkan sanatçıları tehdit ettiler, siz buraya giremezsiniz gelip konuşamazsınız açlığa mahkûm etiler. Kürt olmakla Kürt dillini konuşmak ve geliştirmek ayrı PKK’lı olmak ayrı şey PKK Kürt dillini kendi ideolojisi için kullanıyor. Kendisinde başkasını düşünmez.”
“TEMEL HEDEFİMİZ EŞİT VATANDAŞLIK HUKUKU”
“Demokratikleşme ve sivilleşmeyle Türkiye’nin bütün vatandaşlarının eşit vatandaş olduğu bir yönetim yaptık ve bu düşüncelerimizden hiçbir zaman taviz vermedik” diyen Eker, PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi yapıların orta doğuda huzurun oluşmaması için ortak bir akıl tarafından kurgulanan ve yönetilen yapılar olduğunu ifade etti.
HIZLI TREN, OTOBAN VE ŞEHİR HASTANESİ
Diyarbakır’la ilgili projelere de dikkat çeken Eker, “Hızlı tren otoban bunlar uzun vadeli projeler bunlar programa alınmış yavaş yavaş yapılacak. 2023 e giderken bunların hepsi hayata geçecek inşallah bunlar yapılacak bunların yapımı siyasi süreçlere bağlı, AK Parti’nin hedefleridir. AK Parti iktidarda olduğu sürece bu projeleri gerçekleştirecek. Kayapınar’a 1200 yataklı bir hastane planlanıyor, giriş çıkış ve trafiğin akışının iyi işlemesi için arkadaşlar daha rahat bir yer bulmaya çalışıyorlar. Diyarbakır’da Ulaştırma Bakanlığın lojistik çalışması var bütün ticari araçların ve nakliye araçlarını buradan üstlendiği ve dağıldığı dev bir merkez olması gerekir. Şehrin ticari hayatına da ekonomik hayatına da canlılık kazdıracak.
“TEKSTİL KENT İSTİHDAMI ARTIRACAK”
Tekstille ilgili projelerimiz ve temaslarımız var. İkinci, bir sanayi bölgesinin kurulması için projelerimiz var. Gelecek olan yatırımcılara hükümet olarak yardım olduk, olacağız. Talebin oluşması, artması güven ve güvenlikle alakalı. Buraya gelecek olan yatırımcıların fabrikalarda çalışan işçilerini de sigorta paydalarını devlet ödeyecek araziyi de devlet karşılıyor bir sürü teşvik veriliyor buna rağmen insanlar gelmiyorlarsa bu sorun Kürt sorunu olmaktan çıkıp güvenlik sorunu olmuştur. PKK yla etkili mücadele ettiğimiz zaman, güvenlik sağlanır ve bunlarda gelir” dedi.
“SUR’U ÖZÜNE UYGUN RESTORE EDİYORUZ”
Mehdi Eker, hendek ve barikat olayları sırasında hasar gören Sur İçi’nin yeniden restore edilmesiyle ilgili de açıklamalar yaptı. Eker,”Sur içiyle ilgili işlerimiz var. Evleri yıkılanlara 5 bin 600 tane ev yapılıyor dışarıda, bunların hepsi bu yıl bitecek yılsonunda TOKİ’nin planı böyle önemli bir kısmı yapıldı. Surun içinde tarihi dokuya uygun olan 1500 bina artı diğerleri yapılıyor ve yapılacak. Bunların hak sahibi olanlara dışarıda sağlanan evlerde kendi hissesi kadar parasında düşürülüyor ve yüzde 35 indirim yapılıyor ve hala bir fark varsa 10 yıl taksit yapılıyor. Şartlar iyileştiriliyor tüm mesele oradaki insanların durumunu düzeltmek ve daha iyi bir noktaya getirmek.” ifadelerini kullandı.
“SPORDA ÜST LİGLERDE OLMALIYIZ”
Diyarbakır’a 33 bin seyirci kapasiteli modern bir stat kazandırdıklarını anlatan Eker, eksikliği hissedilen üst liglerde Diyarbakır’ın temsil edilmesi için de üzerine düşeni yapacağını kaydetti. Eker, “Burada Ziraat Türkiye Kupası finali oynandı ve bizim için gurur kaynağı olan stadımız hizmete açıldı. Çok önemli bir yatırım. Sporu elbette önemsiyoruz. Diyarbekirspor’un maçında 41 bin taraftarla rekor kırıldı. Diyarbakırspor’a zamanında destek verdik, şimdi Diyarbakırspor’un yerine Diyarbekirspor geldi. Diyarbakır halkı sahip çıkacak inşallah,ben de destekliyorum Diyarbakır isminin geçtiği bir spor organizyonunu desteklemek hepimizin görevidir. İnşallah en kısa zamanda üst liglerde olacağız” dedi.
Kaynak: Tigris Haber Gazetesi
