İstanbul’da okul müdürünün, bir öğrenci tarafından öldürülmesi ülke genelinde eğitimcilerin ve öğrenci velilerinin tepkisine neden oldu.
DİYARBAKIR GAZETE – İstanbul’da okul müdürünün, bir öğrenci tarafından öldürülmesi ülke genelinde eğitimcilerin ve öğrenci velilerinin tepkisine neden oldu. Dün yapılan açıklamalardan sonra bugün de Eğitim-Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eş Başkanı Faruk Ercan, Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın, eğitimcilere yönelik söylem ve yaklaşımları nedeniyle, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırıldığını belirterek, “Artık can korkusuyla çalışmak istemiyoruz” dedi.
Kayapınar Dicle Kent Mahallesi’ndeki Rojava Parkı’nda bir araya gelen Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şubesine bağlı eğitimciler adına konuşan Eş Başkan Faruk Ercan, “Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden itibarsızlaştırdığı mesleğimizin emeğimizin değersizleştirildiği, koşullarda, savaşlarda bile hedef alinmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri bir göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi.
Eğitimciler açık hedef
Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunan Ercan, “Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz. Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır. Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir. – Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir. Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır. Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır” diye konuştu.
“MEB eylem planı hazırlamalı”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda şiddeti önlemeye yönelik eylem planı hazırlaması gerektiğini savunan Ercan, şunları söyledi: “Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, dersleri içeren öğretim toplumsal yaşam hazırlanmalıdır. programları Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Artık yeter! Can korkusuyla çalışmak istemiyoruz!.”
Yapılan konuşmanın ardından eğitimciler, bir süre Rojava Parkı’nda oturma eylemi yaptı.