Büyükşehir Belediyesi’nin, kentin zengin tarih ve kültürünü okuyucuyla buluşturan, 3 ayda bir yayınlanan “Diyarbakır Kültür ve Medeniyet” dergisinin üçüncü sayısı çıktı.
Büyükşehir Belediyesi, kentin tarihi, kültürel ve gastronomisini ele alıp aidiyet duygusunu pekiştirmek, dışarıdan gelecek olan konuklara Diyarbakır’ı detaylı şekilde tanıtmak amacıyla yayınladığı “Diyarbakır Kültür ve Medeniyet” dergisinin üçüncü sayısı okuyucuyla buluştu.
“Diyarbakır Kültür ve Medeniyet” dergisi üçüncü sayısında “Ben Diyarbakır’ım bereket taşıyorum” dosya konusuna yer verdi. Derginin üçüncü sayısının baş yazısında, Vali Münir Karaloğlu, Diyarbakır’ın ilk buğdayın, arpanın, mercimeğin ve ketenin boy verdiği ata yurdu olduğunu belirtti. Taşı, toprağı şekillendiren Dicle’nin şarkısının sekiz bin yıldır Hevsel’in dinlediğini ifade eden Karaloğlu, yazısına şöyle devam etti: “Su ise Dicle’dir Diyarbakır’da; kıvrıla kıvrıla akarak yolunun üstündeki her yere bolluk taşıyan Dicle ve Karacadağ’ın derinliklerinde gezindikten sonra, sokaklardaki çeşmelerde, camilerdeki şadırvanlarda, avlulardaki fiskiyelerde kendine yol bulup çıkan buz gibi pınarlardır aynı zamanda”
Diyarbakır’ın “Bereketli Hilal”in şehirlerinden biri olduğunu belirten Karaloğlu, bu toprakların insanın hikayesinin başladığı yer olduğunu kaydetti. Derginin bu sayısında Diyarbakır’ı baştanbaşa kuşatan bereketi ve bu bereketi sağlayan unsuların izini sürdüklerini belirten Karaloğlu, makalesini şu kelimelerle tamamladı: “Karacadağ’ın bir destandan kopup gelmişçesine büyülü topraklarında, yabani buğday başaklarının, kar soğuğu sularının yanı başına gittik. Suyunun rengiyle seyyal nakışlar çizen Dicle’nin kıyısına vardık. Hevsel’in eşsiz dingilliğinden kâm alıp bu kez Diyarbakır’ın bereket taşıyan coşkulu sesine kulak verdik. İpeğe dönüşen kozalardan; sadece ipeğin değil, bin bir çeşit ürünle birlikte medeniyetlerin, kültürlerin de taşındığı İpekyolu’ndan; kervanların güzergâh eylediği köprülerden, hanlardan, çarşılardan hikayeler devşirdik.”