Diyarbakır Barosu, Konya’nın Meram ilçesinde Karslı Dedeoğullları ailesinden 7 kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açklamada: “Lanetliyoruz. Yetkilileri bir kez daha sorumluluğa davet ediyoruz!” denildi.
Diyarbakır Barosu, Konya’nın Meram ilçesinde Karslı Dedeoğullları ailesinden 7 kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Lanetliyoruz. Yetkilileri bir kez daha sorumluluğa davet ediyoruz!” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Basın organlarında yer alan haber içeriklerinde, yedi kişilik Karslı Dedeoğulları ailesinin ırkçı ve nefret söylemleriyle bıçak, taş ve sopalarla saldırıya uğradıkları öğrenilmiştir Saldırıya ilişkin tutuklanan beş kişi ise ‘delil yetersizliği’ gerekçesiyle serbest bırakılmıştır.
“IRKÇI SALDIRI SERBEST BIRAKILAN FAİLLERCE TEKRARLANMIŞ”
Türkiye’deki genel ve ayrımcı adli pasifliğin, kasıtlı olmasa dahi, esas olarak ‘savunmasız bireyler’i etkilediği, yaygın ırkçı nefret söylemleri ile şiddet eylemlerinden anlaşılmaktadır. Süregelen bir şekilde, Kürt kimliğine yönelik nefret söylemi ve yaygınlaşan şiddet eylemlerinin münferit ve adli olaylar olarak görülmemesi gerekir. Şiddet dili ve ayrımcı politikalar, Kürt kimliğine yönelik saldırılar, kolluk güçlerinin güvenlik önlemlerinde yetersiz kalması, etkin yargısal faaliyette bulunulmaması nedeniyle, 12 Mayıs 2021 tarihinde yaşanan ırkçı saldırı serbest bırakılan faillerce tekrarlanmış ve aynı aileden 7 kişi katledilmiştir.
“AYRIMCI DİL, BUGÜN YAŞANAN SALDIRIYA DOĞRUDAN TESİR ETMİŞTİR”
Bir ırkçı saldırının sebeplerini ortaya koyabilecek ve suçlu tarafların cezalandırılmalarını sağlayacak, etkili ve bağımsız bir yargı sisteminin ve pratiğinin bulunması gerekir. Katledilen aile fertlerinin 12 Mayıs 2021 tarihli saldırı sonrasında, gerçek ve yakın bir tehlike altında bulunduğunun bilindiği ve tehlikenin bertaraf edilmesi için önlem alınmadığı görülmektedir. Belirli bir grup üzerinde orantısız bir şekilde hak kaybına neden olan etkilere sahip, genel bir politika ya da önlemin, o grubu özellikle hedeflemesi karşısında, ırkçı nefret içerir bir şiddet eyleminde bulunulduğu açıktır. Şiddet ve kutuplaştırıcı dilin kullanılması, ülkenin süregelen yönetim politikaları ve siyasi erklerin kullandığı şiddet ve ayrımcı dil, bugün yaşanan saldırıya doğrudan tesir etmiştir.
“DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Diyarbakır Barosu olarak, öncelikle katledilen aile fertlerine ilişkin Türkiye halklarına baş sağlığı dileklerimizi iletiyor, bu saldırılara zemin hazırlayan, toplumsal barışı zedeleyen ve çatışmayı körükleyen uygulamaları ve politikaları reddediyoruz! Irkçı saiklerle nefret suçu kapsamında işlenen suçların, kastı ve ihmali bulunan faillerin tespitiyle birlikte, etkin bir yargısal faaliyet yürütülerek cezalandırılmaları gerektiğini, davanın takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız”