Dicle Üniversitesi Rektörlüğünün talebiyle statüsü değiştirilerek imara açılması planlanan yeşil alanlarla ilgili meslek ve çevre örgütleri açıklamada bulundu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Diyarbakır Barosu ve Ekoloji Derneği, Dicle Üniversitesi arazisinin imara açılmasıyla ilgili bugün Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası’nda bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantı salonuna “Üniversitemizi ranta kurban etmeyeceğiz” yazılı pankartın asıldığı toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) temsilcileri ve çok sayıda sendika yöneticisi katıldı.
Söz konusu projenin hangi alanları, nasıl etkileyeceğine dair sunum yapan Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Berivan Güneş, rektörlük onayıyla 2 bin 7 dönümlük arazi üzerinde yeni planlamanın yapılacağını söyledi.
“YEŞİLE DÜŞMAN”
Güneş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2 bin 7 dönüm satışa çıkarıldı. Talana açılacak alanda 25 yaşından büyük ağaçlar var ve burası, ekonomik çıkarlar gözeterek ranta açılmak isteniyor. Talana karşı mücadelemizi sürdüreceğiz ve bu sürece ilişkin de gerekli hukuki işlemleri yapacağız.”
Güneş’ten sonra söz alan Ekoloji Derneği üyesi Zeki Kanay ise Dicle Üniversitesi’nde bir ekokırım suçu işlendiğine değinerek “23 yıldır üniversitede akademisyenlik yaptım ve çok acı olaylara şahitlik ettim. Dicle Üniversitesi yeşile düşman. Kenarda kalmış en küçük otları dahi yok ediyorlar,” dedi.
Ekokırım: Dünya ekosistemi veya küresel müşterekler üzerinde ciddi ve daimi değişime yol açan geniş çaplı zarar ve tahribat. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) 2019 yılında Taraf Devletler Kurulu’nda Pasifik Ada Ülkeleri tarafından gündeme getirilen ekokırım suçu, Haziran 2021’de Ekokırımı Durdurun Vakfı girişimiyle 12 kişilik bir uzman heyet tarafından yeniden ele alındı.
Ekokırımın savaş zamanlarıyla sınırlı kalmayan bağımsız bir suç olarak tanınması ve suçun kapsamına dair tanımını yapan bir tasarı metni hazırlandı. Greta Thunberg, Papa Francis, Emmanuel Macron gibi isimler tarafından anıldığında ve iklim grevlerinde de bir talebe dönüştüğünde dünya genelinde de gündem oldu.
“BÜTÜN AĞAÇLAR KURUDU”
Kur’an kursları ve spor kulüpleri inşa edilen alanda hiçbir ağacın kalmadığını söyleyen Kanay, konuşmasına şöyle devam etti: “Emine Erdoğan Bereket Ormanları buradaki bütün ağaçlar kurudu. Onların ektikleri ağaçların hepsi kurudu. Yaptıkları hiçbir projenin devamı yok, hepsi ranta dayalı. Üniversiteye ait alanlar köylülere kiraya veriliyor. Yanlış tarım pratikleriyle her şeyi kurutuyorlar. “Öğrenci yurtları da ağaçlık alanlara kuruldu. Tarım alanlarının tam ortasına stadyum yapıldı ve hiç kullanılmıyor. Üniversiteye ait alanlar işgal altında ve bu bir ekokırımdır. Bu bir suçtur.”
HUKUKİ SÜREÇ
Toplantıda söz alan bir diğer isim ise Diyarbakır Barosu’ndan avukat Kıvanç Yakut’tu. Yakut, rektörlüğün imar planlarına dair şunları söyledi:
“Bir ülkeyi anonim şirketi gibi yönetirseniz böyle sonuçlarla karşılaşırız. Şehrin akciğerleri durumundaki alanın peyderpey ranta kurban edilmesi hukuka aykırıdır. Anayasada temiz bir çevrede yaşama hakkı güvence altına alınmıştır; ama burada aksi yaşanıyor. “Bu alanda bir şey yapılacağı zaman kamu yararının gözetilmesi gerekir. Dava açtığımızda hakimlere soracağız: ‘Villa yapılması nasıl bir kamu yararı gözetir?’ Planın iptali için hukuki süreci işleteceğiz.”