Üniversitelerimiz
ilim, irfan, sanat, kültür ve bilim adamı olabilecek bir nesil yetiştirmelidir.
İnsanlara önderlik ve rehberlik yapacak kişileri üniversiteler tarafından
yetiştirilir. Şuanda bizlere liderlik yapanlar dahi üniversite yolundan
geçmiştir. Türkiye’mizde birçok üniversite bilim adına büyük başarılar elde
etmek amacıyla çabalıyor. Biz Diyarbakırlılar bu çalışmalara gıptayla
bakıyoruz. Gönül ister ki Dicle Üniversitesi de bu konuda çalışmalar yaparak
dünyanın sayılı üniversiteleri arasına girmese bile Türkiye’nin sayılı
üniversitelerinden biri olsun.
Diyarbakır’da her kurum gibi Dicle Üniversitesi de bu halka
hizmet etmek için kurulmuştur. Bugün, Dicle Üniversitesine baktığımızda
yerleşke bakımından en büyük araziye sahip olan bir üniversitedir. Orada okuyan
öğrencilere barınma ihtiyacını karşılama bakımından kendisinden sonra kurulan
üniversitelerin arkasında yer almaktadır.
Üniversitemizde okuyan öğrencilerin sorunlarıyla ilgilenmek
üniversite yönetiminin sorumluluğu altındadır. Bu kadar büyük araziye sahip
olan bir üniversite olmasına rağmen iki yıldan beri eski adıyla YURTKUR,
şimdiki adıyla Gençlik ve Spor Müdürlüğü olarak bilinen kurumun arasındaki
öğrenci yurdu sorunu bir türlü çözülemiyor. Yapılması istenen yurdun kapasitesi
binlerce öğrencinin barınacağı şekilde planlama yapılmış. Dicle Üniversitesi’nin
bu projenin faaliyete geçmemesi için elinden gelen gayreti sarf ediyor. Bu
projeye engel çıkaran kimlerdir. Kimler bu proje için görevlendirilmiş. Bu
konuda üniversite rektörün haberi var mı yok mu? Eğer rektörün bu engellemeden
haberi varsa o da bu işte sorumludur.
Başka yerlerdeki üniversitelere baktığımız zaman, en önemli
sorun öğrencilerin barınacağı yer temini çözmüşlerdir. Hatta öğrenci gelmesi
için derece elde eden öğrencilere öncelik vererek konforlu yurtta
barındırırlar. Bu da yetmezse, başarılı olan öğrencilere burs vererek bilim
adamı olma yolunda büyük çaba sarf ediyor.
Dicle Üniversitesinde öğrencinin rahat edeceği alanlar veya mekânlar
yapılırsa öğrenci başarılı olarak Diyarbakır’ın bilim yolunda tanıtımına destek
olur.
İki yıldan beri bekleyen bu projede, tahsis edilmek istenen
araziye baktığımızda büyük maliyetli bir arazi olduğunu görürüz. Oysa
üniversitedeki tüm araziye baktığımızda daha düşük maliyetli bir yer bulmak da
mümkündür. Böyle bir zihniyetin yaptığı şeyin anlamı şudur; Bizler üniversitede
başarılı ve geleceğimize etki edecek öğrenciler yetiştirmek istemiyoruz. Oysa
FETÖ ile lanse edilen bundan önceki yönetimin yaptığı yurtlara baktığımızda
ilim ve bilime önem verdiğini görürüz. Çünkü yapılan yurtlara baktığımızda ulaşım
bakımından da üniversitenin içinde yer alarak öğrencilere avantaj sağlayacak
şekilde yapılmış.
Bugün tahsis edilmesi istenen yer, büyük caminin dağlık
alanlarından bir yerdir. Orada yurt yapmanın maliyeti artacağı gibi öğrenciler
içinde zorluklar çıkarır. Dümdüz olan arazide birkaç kuruş kira bedelinde elde
edilecek gelir, öğrencinin hayat şartlarından daha önemli hale gelir olmuş.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün çıktığı tüm
platform ve etkinliklerde geleceğimizin mimarı olacak öğrencilere ne kadar önem
verdiğini hepimiz biliyoruz. Öğrencilerin yurtsuz bırakılmasına sessiz
kalmayacağını hepimiz bilmekteyiz. Oysa Dicle Üniversitesi, Diyarbakır’ın
ekonomik, sosyo-kültürel alanda gelişmesine ön ayak olacağı yerde adeta
Diyarbakır’ı daha da geriye götürecek şekilde davranıyor.
Dicle Üniversitesi’nin yönetiminde yer alanlar iyi
profesörler veya doktorlar olabilir ancak iyi yönetici değillerdir. İyi
yönetmek bir sanattır, bunu herkes beceremez. Üniversitenin durumuna
baktığımızda içler acısı bir tablo ortaya çıkıyor. Bazı yazar ve çizerlerimize
baktığımızda bir randevu almakla bir hastayı tedavi etmekle, üniversitemiz
bilimde o kadar gelişmiş olarak gösteriliyor ki sanki dünyanın sayılı
üniversite gibi hareket ediyor. Böyle yapan insanlar var olduğu müddetçe
üniversitemiz gelişme gösteremeyeceği gibi daha da geriye gidecektir.
Üniversitemiz hak ettiği bir şey olduğunda yazdığımız gibi
yaptığı yanlışları yazmak da görevimizdir. Öğrencilerimiz bugün yurt bulmakta
zorluk çekiyor. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, yapmak istediği yurdu kendi için
yapmıyor, bir ticari faaliyet için de değil, kar amacı da olmamasına rağmen
üniversitenin işi yokuşa sürmesinin anlamı nedir? Bu yatırımın yapılmasına
engel olmak demek Diyarbakır’da yapılacak yeni yatırımlara da engel olmak
demektir.
(Zeki Özer’in Yazısı)