Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş seçim çalışmalarına tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden devam ediyor. Demirtaş avukatları aracılığı ile twitter hesabından paylaştığı bir dizi mesajla yine okuyanları gülümsetti. Mesajında cezaevi üzerinden uçan uçaktaki yolculara seslendiğini kaydeden Demirtaş, cezaevi arkadaşı HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan’a da takılmayı ihmal etmedi.
İşte o mesajlar:
1- Bugün bir uçak geçti üstümüzden. El salladım. Yolcular da pencerelere toplaşıp “Aaa! Demirtaş” deyip bana el salladılar. Ben de bağırarak, “Seçilirsem çiftçilerin kullandığı mazottan tek kuruş vergi almayacağız” dedim.
2- Acaba devletin c.evi imkanlarını kullanmak suretiyle yaptığım bu propaganda, seçim kanunlarına aykırı mıdır sevgili YSK? Diğer adaylara haksızlık olmuş mudur? Ne de olsa adalet konusunda çok duyarlısınız (!)
3- Bitişiğimizde yeni bir c.evi yapılıyor. İnşaattaki işçilere seslendim “Seçilirsem güvencesiz, kaçak, taşeron işçiliği tümden kaldıracağız. İş cinayetleri olmayacak, çalışma süreleri kısaltılacak. Asgari ücret 3.000 TL olacak. Emekçinin hakkını kimseye yedirmeyeceğiz” dedim.
4- “Edirne’ye c.evi değil daha fazla okul ve hastane yapacağız” diye devam ettim. Duydular mı bilmiyorum ama inşaat sesleri bir süre durdu. Dünya bir dakikalığına güzelleşti.
5- İftar için yan hücredeki arkadaşlara elma attık. Önce gökten 3 elma düştü sandılar. “Yok yok, biz attık” diye seslendim. “Seçilirsem yargı bağımsız, adil ve tarafsız olacak. Tek bir masum yurttaşımız bile c.evine girmeyecek, hasta tutsaklar derhal serbest bırakılacak” dedim.
6- Seçilmem için dua ettiler, “Allah kabul etsin” dedim. O sırada sayım için geldiler. Bizi saymak biraz uzun sürüyor. 6 milyon kişi bir hücrede kalıyoruz.
7- Sevgili günlük. Bugünkü seçim çalışmalarımı tamamlamak üzere birazdan mitinge katılacağım. Mitingimin tek izleyeni Abdullah Bey, aşırı yüklenmeden kısa devre yapacak diye kaygılıyım 🙂
8- Ama olsun. Yine de bugünkü mitingde barışın, eşitliğin, kardeşliğin güzelliğini bir kez daha anlatacağım. Bıkmadan usanmadan anlatacağım, ta ki barış gerçekleşene kadar. Abdullah’a hep söylüyorum, “Sen yanmasan, sen yanmasan, sen yanmasan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” 🙂