Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi kendi alanlarında Türkiye’de ve Ortadoğu’da artık bir otorite. Profesör Doktor, Girişimsel Kardiyolog Faruk Ertaş ve ekibinin son dönemlerde gerçekleştirdiği ameliyatlar ‘Mucize’ olarak değerlendiriliyor.
Yurt dışından dahi hastaların akın ettiği Kalp hastanesinin deneyimli, aynı zamanda genç Profesörü Ertaş, Kalp hastanesi olarak Ulusal ve uluslar arası alanda akademik başarılarla dolu bir künyelerinin olduğunu belirtiyor. Amacının Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesinin Dünya standartlarına ulaşması olduğunun altını çizen Ertaş, deneyim ve tecrübenin fiziki imkanlarla buluştuğu adres olduklarının altını çizerken müdahale gören hastalar ise Kalp hastanesinde olağanüstü çalışmalarla yaşamlarının kurtulduğunun altını çiziyorlar.
Dicle Üniversitesi Kalp hastanesi hem şifa hem de umut oluyor. Girişimsel Kardiyoloji alanında adeta devrim niteliğinde çalışmaların altına imza atılan merkezde kurtarılan hayatlar gündeme her gün damgasını vuruyor.
‘AKADEMİK BAŞARILARIMIZ TREND OLDU’
Dünyanın birçok ülkesinde kardiyoloji alanında eğitimler gören ve bunu yaşadığı memlekete hizmet olarak sunan Profesör Doktor, Girişimsel Kardiyolog Faruk Ertaş 2011 yılından bu yana dünya standardını yakalamak için büyük mücadeleler sarf ettiklerini belirtiyor. Beyin görü yerine Diyarbakır’da kalarak alanında profesyonel çalışmalar yapan genç profesör şunları söylüyor: “Biz akademik alanda da çalıştığımız için çalışmalarımızda doğal olarak Akademi ile ilgili oluyor. Akademik çalışmaları 2 kategoride ele alabiliriz 1 ulusal ve uluslararası alanda yazdığımız makaleler, bir de hastalarımıza yönelik olan girişimsel kardiyoloji dediğimiz direkt hasta müdahalesi ile ilgili yaptığımız çalışmalar var. Ulusal ve uluslararası alanda bizim yaklaşık 150’ye yakın makalemiz söz konusudur. Bölgemizde en çok adından söz ettiren ve birçok kişinin kâbusu haline gelen ritim bozukluğu ile ilgili olarak Dicle Üniversitesi hem Türk kardiyoloji Derneğinde hem de ulusal anlamda öncülük yapmaktadır. Epidemiyolojik çalışmalarda yani ritim bozukluğu ile ilgili çalışmalar yaptığımız ki toplumda çok sık görülen bir belirtidir bu, çarpıntı şeklinde tanımlanmakta, toplumumuzda da çok fazla görülmektedir. Biz ilk defa Türkiye’de bununla ilgili epidemiyolojik çalışma yaptık. Bu rahatsızlığın pençesindeki hastalar gerçekten İlaç kullanıyorlar mı, kullandıkları ilaçları efektif doz da kullanıyor mu ya da bu hastaların felç geçirme ihtimalleri nasıldı gibi soruların hepsini çok merkezli bir çalışma ile hem ulusal hem de uluslararası dergilerde yayınladık ve çok ses getirdi. Bu bizim şahsımızda Dicle Üniversitesi için bir ilkti. Bu çalışmamızdan dolayı Türk kardiyoloji Derneği dahil ilgili kuruluşlardan 7 ödül aldık. Bunların dışında Amerika ve Avrupa dergilerinde buna benzer kendi alanımız ile ilgili birçok makalemiz vardır. Bu makalelerimiz dünyanın çeşitli yerlerinde kendi meslektaşlarımız tarafından atıf olarak almıştır. Akademik anlamda da kalp Hastanemizde oldukça iyi bir trend yakalamış olduk.” Dedi.
‘KALP HASTANESİ KENDİNİ AŞTI’
Kardiyoloji dünyasının 3 ana artere ayrıldığının altını çizen Profesör Doktor Faruk Ertaş, alanları şöyle ayırdı: “İlki klinik kardiyoloji yani hastalar polikliniğe gelir, servise yatar, biz o hastanın hastalığını takip ederiz, iyileştiririz, ilaçlarını verip taburcu ederiz. İkinci kısmı görüntüleme kısmıdır. Ultrason, Emar, Tomografi, Eko ise görüntüleme kısmıdır ve bu boyutu ile ilgilenmek ayrı bir durumdur. İşin en özellikli ve kapsamlı kısmı aynı zamanda en popüler kısmı ise 3. Ana alandır yani invaziv kardiyoloji dediğimiz girişimsel yani açık ameliyat yapılmadan kapalı ameliyatlar şeklinde hastaya müdahale etmektir. İşte bu anlamda Dicle Üniversitesi bu konuda kendini aşmış durumdadır. Biz kalbin sınırlarını da aştık, kardiyolog olmamıza rağmen artık sadece kalp damarları ile ilgilenmiyoruz. Kalp ve boyun damarlarını, beyin damarlarında açıyoruz, kalp kapaklarını ameliyatsız değiştiriyoruz. Çok uzun süre 1 yıldan fazla kapalı olan damarlarını özel teknikler ve malzemelerle açıyoruz ve buna benzer farklı çalışmalarımız sınırları her geçen gün zorluyor.” Dedi.
‘DÜNYA’DA MİLYONLARCA İNSAN KALP KRİZİ GEÇİRİYOR’
Kalbi besleyen damarların tıkanması sonucu hastaların kalp krizi geçirdiğine dikkat çeken Ertaş: “Kalp krizi çok ciddi bir sorundur ve dünyada milyonlarca insan kalp krizi geçirmektedir. bu kalp krizi geçiren hastaların yüzde 50’si evde ölmektedir, yüzde 25’i hastanede, yüzde 25’i de 5 yıl veya 5 yıldan biraz fazla ancak yaşayabilmektedir. Çok ciddi bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu kalp damarlarını açmak gerçekten deneyim ve özel malzemeler gerektirmektedir. Mesela bir yıldan fazla damarı tıkalı olan bir hastanın o damarı böyle kaldığı sürece katılaşıyor. O damarı kolay bir şekilde açmak basit bir olay değildir. Onu açmak için gerçekten operatörün çok deneyimli olması lazım ve elinizde yüksek teknolojik malzemeler ile teknik altyapısının olması şarttır. İşte tam da bu belirttiğimiz özellikler bizim merkezimizde bulunuyor hem de operatör olarak bizim tarafımızdan çok kolayca bu işlem yapılıyor. Türkiye çapında merkezin kalitesini göz önüne alırsak bu kaliteli merkezlerin sayısı 10’u geçmez ki biz o 10 arasında ilk sıralardayız. Yaptığımız çalışmalarla ilk ona arasına girerken bu tecrübemizi binlerce hastamızla da teyit etmiş durumdayız. Geçtiğimiz günlerde basındada yer alan ve hayatı pamuk ipligi kadar ince bir damara bağlı olan hastamıza yaptığımız müdahale dünyada örnek sayılacak bir operasyondu. Bunlar Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi için hayaldi 7-8 yıla kadar ama şu an bizim buraya gelmemiz ile birlikte çok efektif bir şekilde sıradanlaştı ve bu tür ameliyatlar bizim tarafımızdan yapılabilmektedir.” Diyor.
‘KASIKTAN KALP KAPAĞI DEĞİŞTİRİYORLAR’
Dünya’da çok sor olarak tabir edilen ve Türkiye’de de sayılı yerlerde gerçekleştirilen Kasıktan girerek kalp kapağı değişiminin artık çok normal ve sıradan bir biçimde kendileri tarafından gerçekleştirildiğinin altını çizen Doktor Ertaş: “Kalp kapağını göğsü açmadan anjiyografik yöntemle Anjiyo gibi kasıktan girip kalp kapağını dışarıdan açabiliyoruz. Normalde 70 – 80 yaşındaki hastalar riskli hastalar gurubudur. Bu hastalarımızın şeker, tansiyon ve farklı rahatsızlıkları olabiliyor ki açık kalp ameliyatına uygun değillerdir. Bu hastalarımızı çok efektif bir şekilde anjiyo yöntemi ile kalp kapaklarını değiştirebiliyoruz. Bizde operatör deneyimi olarak bu konuda Türkiye’de ilk beş’teyiz. Şu ana kadar 250, 3 yüz kadar hastada bu işlemi gerçekleştirdik. Onun dışında ayak damarlarına, boyun damarlarında müdahale ediyoruz. Bilindiği üzere boyun damarlarında müdahale edilmemesi çok risklidir ve felç geçirme durumu oluşuyor. Artık son dönem teknolojik stentler kesinlikle cerrahiden çok daha iyi. O stentlerin kapanma ihtimali çok düşüktür. Eskiden o stentlerin tıkanma ihtimali yüzden 10’ların üzerindeydi şu anda yüzde 0’a kadar indi.” Dedi.
‘KENDİMİZİ SÜREKLİ GÜNCELLEMELİYİZ’
Dünya standartlarını yakalamanın ancak gelişmeleri takip etmekten ve deneyimlemekten geçtiğini sözlerine ekleyen Profesör Doktor Faruk Erdaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kadar başarılı ameliyat yapabilme ve kendimizi bu alanda geliştirmek için sürekli olarak şahsım hem yurtiçi hem de yurtdışında çok değişik eğitimler almaktayım. Yunanistan, Belçika, Danimarka, Amerika, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde eğitimler aldım. Bütün bu merkezlerde birebir canlı vakalara girerek ve oradaki operatörlerle mevcut bilgilerimizi, deneyimlerimizi katmerleştirerek en üst düzeye getirip kendi merkezimizde yani Dicle Üniversitesi Kalp hastanemizde uyguladım.
‘İNSANIN DOĞDUĞU YER KUTSALDIR’
Diyarbakır’da kalıp deneyimleri ile hayatlar kurtarmasın ın ardında yaşam hikayesinin olduğunun, doğduğu yerin kutsallığının altını çizen Ertaş sözlerini şöyle noktaladı: “Batıya değil de doğuda kalmamın sebebi de şudur; insanın doğduğu yer onun için kutsaldır. İnsan kendi yaşadığı topraklarda büyümek ister, kendi büyüdüğü topraklarda ki insanlara da hizmet etmesi daha önemli bir durumdur. Ben de halkıma hizmet etmek için burada kaldım. Beni burada tutan şey aslında bu kadim insanlarımıza olan hizmet aşkımdır.”
Ahmet BEŞENK’in Haberi