Diyarbakır’da katledilen Tahir Elçi’yi, üniversite yıllarında ev arkadaşlığı yaptığı Milliyet Gazetesi Muhabiri Namık Durukan anlattı.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde basın açıklaması yaptığı sırada açılan ateş sonucu başından vurularak öldürüldü. Çatışmada iki polis hayatını kaybederken, bir muhabir ve iki polis de yaralandı. Şırnak’ın Cizre ilçesinde doğan Elçi, 1991 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Diyarbakır Barosu’nda 1998-2006 yılları arasında yönetici olarak görev yapan Elçi, 2012’den bu yana Diyarbakır Barosu Başkanlığı yapıyordu. Avukatlık mesleğine 1992’de başlayan Elçi, ceza ve insan hakları hukuku alanına yoğunlaştı. Temizöz davası, Roboski, Lice Davası gibi pek çok davanın da avukatlığını Elçi, 90’lı yıllarda yargısız infaz, faili meçhul cinayetler, köy yakma davalarında mağdur avukatlığı yaptı. Diyarbakır Baro Başkanlığı’nın yanı sıra Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyeliği yapan Elçi, İnsan Hakları Derneği üyesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın da kurucularındandı. Elçi, evli ve iki çocuk babasıydı.
DURUKAN, EV ARKADAŞI ELÇİ’Yİ ANLATTI
Elçi’nin Dicle Üniversitesi’ndeki öğrenciliği sırasında onunla aynı evi paylaşan Milliyet Gazetesi Muhabiri Namık Durukan, Elçi’yi anlattı.
“TAHİR’İN VURULMASI DEMOKRASİYE, İNSAN HAKLARINA DARBEDİR”
Namık Durukan, Dicle Üniversitesi’nde okuyan Tahir Elçi ile öğrencilik yıllarında ev arkadaşlığı yaptığını söyledi. Elçi’nin “çok sakin, naif, iyi niyetli ve samimi” bir insan olduğunu aktaran Durukan, “İnsanlarla diyaloğu çok iyi, sosyal bir insandı. Dört dörtlük bir insandı” diye konuştu. Elçi öldürülmeden önce, çeşitli zamanlarda görüştüklerini ve birlikte kaldıkları günleri andıklarını belirten Durukan, “Arada bir haber için, arada bir hal hatır sormak için arardım. Diyarbakır’a gittiğimde yanına giderdim, oturur sohbet ederdik” dedi.
“CİZRE’NİN ÖZELLİKLERİNİ YANSITAN BİR İNSANDI”
Tahir Elçi’nin Cizreli olduğuna değinen Durukan, “Cizre’nin özelliklerini yansıtan bir insandı” ifadelerini kullandı. Elçi’nin bilinçli bir şekilde hedef haline getirildiğini kaydeden Durukan, “Onun ölmesi ailesi açısından büyük bir kayıptır, ama aynı zamanda bölge halkı açısından da büyük bir kayıptır” şeklinde konuştu. Elçi’nin avukat olduktan sonra faili meçhul cinayetlerle, köy boşaltmalarla ve insan hakları davalarıyla ilgilendiğini vurgulayan Durukan şöyle konuştu: “Tahir’in vurulması aynı zamanda demokrasiye, insan haklarına darbedir. Tahir, bölgede sayılıyor, seviliyordu. Sürekli sakinleştiren, sükûnete davet eden açıklamalar yapıyordu. Böyle olmamalıydı”