Teknoloji, içinde bulunduğumuz çağın vazgeçilmez bir parçası. Özellikle akıllı telefonların hayatımızda önemli ölçüde yer kaplamasıyla sosyal ilişkilerimiz büyük ölçüde zayıfladı. Hızla değişen yaşam tarzımız hakkında en çok eleştiri aldığımız amcalarımız ile görüştük.
“CEP TELEFONLAR ÇOCUKLARIMIZI ÇOK DEĞİŞTİRDİ”
Teknolojinin hayatımızda yer etmesiyle gençlerin artık selamlaşmayı ve gülümsemeyi bile unutmuş olduğundan yakınan Davut Kaya (73) “Cep telefonları çocuklarımızı çok değiştirdi. Çocuklar evde bile bir büyükleri içeri girdiğinde telefonlarından kafalarını kaldırıp hoş geldin bile diyemiyorlar, etrafında olup bitenleri fark edemiyorlar” dedi. Gençlerin sohbet etmenin tadını unuttuğunu, çocukların oyun oynamayı bilmediğini belirten Kaya, “Diyarbakır sokaklarında bile oyun oynayan çocuk neredeyse kalmadı, problem sadece gençlerimizde ve çocuklarımızda değil, onların babaları ve anneleri de aynı. Kafalarını telefonlardan bilgisayarlardan kaldırsalar çocuklarını daha iyi yetiştirebilirlerdi” şeklinde konuştu.
WİFİ YOK!
Dükkanın internet yüzünden tadının kalmadığını belirten Kahvehane İşletmecisi Mustafa Çolak (52), “Gençler kahveye eskisi gibi gelmiyor, gelseler bile girer girmez wifi şifresini soruyorlar. Biz amcalarımızın talebiyle internet bağlantısını iptal ettik. Buraya sürekli gelen ve bize sohbetleriyle tecrübelerini aktaran, bir aile ortamı paylaştığımız amcalarımız kahvenin sessiz hallerine çok üzülüyordu. İnternet bağlantısını iptal edelim, gençlerimiz de gelip bizimle sohbet etmeye, oyun oynamaya alışsın istedik. Bu şekilde müşteri sayımız düşse de eğlenceli, samimi yaşlılar ortamımıza tekrar kavuştuk” dedi.
“ARAMIZDA CEP TELEFON İLE OYNAMAYI YASAKLADIK!”
Aralarında cep telefonlarıyla oynamayı yasakladıklarını vurgulayan Asker Sarı (68) ise şunları söyledi: “Birlikteyken artık telefonla uğraşmak yasak. Sabahları gazetelerimizi okuyoruz, sonra da gündemden, oradan buradan konuşuyoruz. Hep birlikte pikniklere gidiyor, oyun turnuvaları düzenliyoruz. Bizim yaşımızdaki insanlar telefonun küçücük dünyasıyla mutlu olabilir mi? Kaybettiğimiz samimi ortama tekrar kavuştuk, bir iş için telefonla konuşulmasını bile istemiyoruz. Herkes işlerini buluşmadan önce halletsin, birbirimize kaliteli zaman ayıralım.”
“EVDE SIKILIYORUM”
Evlerinde bu muhabbetli ortamı hala yakalayamadıklarından yakınan Resul Buldağ (73) “arkadaşlarımın yanından kalkıp eve gitmek istemiyorum, herkes kendi küçük dünyasına kapılmış durumda. Ne çocuklarım, ne torunlarım bir kelime bile konuşmuyor. Eskiden televizyondan şikayet ediyordum, o zamanları bile arar oldum. En azından hep birlikte bir şeyler seyredip hep birlikte sevinip üzülüyorduk” dedi. Evine girdiği anda çok sıkıldığını ve sürekli uyuduğunu söyleyen Buldağ, “bir şeye bile ihtiyaç duysam torunlarıma işaret etmem gerekiyor. Kulaklıkları takıp oturuyorlar, beni duymazlar ki, onlarla sohbet edeyim. Çoğu zaman ben de çabalamaktan vazgeçiyorum, sıkıldığım için de uyuyorum” diye konuştu.
ÇOCUKLARIMIZIN SESİNİ BİLE UNUTTUK!
Arkadaşları olmayınca hayattan tat alamadığını vurgulayan Mehmet Demir (69) ise “Çocuklarımızın sesini bile unuttuk. Düzgün cümle kuramıyor, biri hal hatır sorduğunda afallıyorlar. Eskiden sokaktan eve sokamadığımız çocuklar, bir gün evden çıkmak istemeyecek deseler inanmazdım. Keşke eskisi gibi mutlu olsalar da sokaktan gelmeseler” dedi. Şimdiki gençlerin hayattan umutsuz olduğunu, yaşamayı sevmediğini ve hayal kurmadığını vurgulayan Demir sözlerini, “Çocuklarımız akıllı telefonların sahte dünyasında mutlu olmaya, sosyal medyada eğleniyor görünmeye çalışıyorlar. Onlar da bizi beğenmiyor, geri kafalı olduğumuzdan yakınıyorlar ama bizim gençliğimizi görseler hallerine acırlardı. Keşke eskiye dönsek” şeklinde sonlandırdı.
(Haber : Özge Bakır-Güneydoğu Ekspres Gazetesi)