Tarım politikalarının çiftçiyi üretemez duruma getirdiğini belirten Tarım Orkam-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nasır Demirkıran, sorunun çözümünün, tarım politikalarında değişikliklere gidilmesi olduğunu söyledi.
Türkiye’de, tarımsal nüfusun neredeyse yarı yarıya azalmasıyla 2018 yılında rakam 18 milyondan 11 milyona geriledi. Bir dönem tarımsal üretimde kendi kendine yeterli konumda olan Türkiye, artık gıda ithalatçısı konumuna geldi. Tarım politikasına ilişkin konuşan Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Diyarbakır Şube Başkanı Nasır Demirkıran, geliştirilen politikaların tarımı bitirme noktasına kadar getirdiğine dikkat çekti.
‘ÇİFTÇİ ÜRETEMEME DURUMUNA GELMİŞ’
Çiftçinin geldiği kriz eşiğinin “artık üretememe” noktasına geldiğini belirten Demirkıran, “Mazot başta olmak üzere giderler nedeniyle çiftçinin bulunduğu konum çok kötü bir konumdur. Hatta çiftçi üretememe durumun gelmiştir. Gündeme gelen zamlar ortadadır. Tarım ürünlerine son zamanlarda yüzde 100 ya da yüzde 200 zam geldi. Yalnız devletin çiftçiye verdiği destek yüzde iki veya dört oranında. Bu durum ise ortaya ciddi bir açık çıkarmaktadır. Çiftçinin ise bu yükün altından kalkabilmesi mümkün değil” ifadelerini kullandı.
‘TARIM POLİTİKALARI EKOSİSTEME ZARAR VERİYOR’
Tarım politikaları ile toprak yapısının göz ardı edilerek ekosistemin zarar görmesine neden olunduğunu kaydeden Demirkıran, bölgede üretilen tarım ürünündeki karın bölgede kalmadığını dile getirdi. Demirkıran, “Çiftçiler, devletin tarım alanında belli başlı indirim yapması ile zamların üstesinden gelebilir. Ya da çiftçiden aldığı ürünü yüksek bir maliyetle zarara sokmadan almalı. Bunun dışında herhangi bir çözüm yoktur. Türkiye’de yürütülen yanlı politikalar tarımı bulunduğumuz koşullara getirdi. Tarım özel sektörün eline bırakılarak çıkmaza sürükleniyor. Devlet şu anda Milli Birlik Tarım Projesi diye bir proje oluşturulmuş. Bu proje Türkiye tarımını tamamıyla bitirmeye yönelik bit projedir. Tamamıyla sermayeye hizmet eden bir projedir. Tarımı tamamıyla dışa bağımlı bir hale getirecek bir noktaya götürür” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ’
Türkiye’nin şu anda gelir elde ettiği tek alanın tarım olduğunu belirten Demirkıran, “Türkiye’deki bütün tarım fabrikaları kapatıldı. Şeker fabrikalarından tutun, tütün fabrikalarına kadar hepsi satıldı. Şu anda elinde kalan ise sadece tarımdır. Tarih boyunca kooperatifçilik süre gelen bir yöntem ve Türkiye’de uygulanması gerekiyor. Çiftçi yerli tohum konusunda, mazotta ve daha birçok konuda desteklenmeli. Çiftçinin beş on yılda refaha ulaşabilecek gibi gözükmüyor. Hükümet korumasındaki çiftçiler durumun şimdilik çok iyi olduğunu söylese de dünya genelinde Türkiye tarım konusunda son sıralarda” ifadelerini kullandı.
‘KOMİSYONCULAR KAZANIYOR’
Bölge tarımında ise kar elde edenlerin komisyoncular ve sermayeyi yönetenlerin olduğunu kaydeden Demirkıran, “Çiftçi yüksek bir maliyetle üretiyor. Komisyoncu ise çiftçiden çok cüzi miktara almasına rağmen pahalıya satmaktadır. Hatta bazı durumlarda çiftçi, çoğu zaman zararına bile satış yapıyor. Bu yüzden olayın sadece kazananları komisyonculardır. Bunun aşmanın tek bir alternatifi, tarım politikalarında değişikliklere gidilmesidir. Hükümetin uyguladığı politikalar çiftçiyi bu konuma getirmiştir” dedi.
‘SAHADA DURUM FARKLI OLUYOR’
Devletin tarımla ilgili aldığı kararları STK ve çitçilere danışmadan gerçekleştirdiğini belirten Demirkıran, “Ankara’da masa başı üretilen politikalar ile tarımın saha da üretilmesi çok farklı oluyor. Bunun sonucunda ise çiftçi çok büyük bir kayba uğruyor” şeklinde konuştu.
‘ÇİFTÇİ DIŞA BAĞIMLI HALE GETİRİLDİ’
Son zamanlarda Tarım Hafıza Modeli diye bir model çıkarıldığını kaydeden Demirkıran, “Bu model esaslı bölgelerde hangi ürünün yetiştirileceğine karar vermekte. Misal bu model kapsamında Güneydoğu’da mısıra üretim izni verilmiş. Ama mısırın bu bölgede işlenmesi için hiçbir yer yok. Ürün direk buradan yerel pazardan çıkartılıp diğer ülke pazarları ve Türkiye’nin diğer bölgelerine gidiyor. Bu da bölgesel olarak kalkınmayı engelliyor” dedi. Dışa bağımlı tohum kullanımının yoğun bir şekilde dayatıldığını belirten Demirkıran, bundan kaynaklı çiftçinin dışa bağımlı halle gelip 4 verip 1 aldığını söyledi.