Diyarbakır Ticaret Borsası Başkan adaylarından Fahrettin Akyıl, Nisan ayında yapılacak borsa seçiminde yeniden aday olduğunu deklare etti. Akyıl, hayata geçirmek istedikleri projelerini paylaştı.
1999 yılında Borsa Başkanı olduğunu ve önceki döneme kadar da başkanlık yaptığı hatırlatmasında bulunan Akyıl, kendisinin başkan olduğu dönemlerde borsanın bir binasının bulunmadığını, kendisinin yaptığı binanın bir benzerinin Türkiye’de dahi olmadığını belirtti. Yine ipek böcekçiliğinin kendi döneminde geliştiğini dile getiren Akyıl, “Olaylar nedeniyle dut ağaçları yanmıştı, gittik Bursa’dan dut ağacı fidesi geçirip diktik ve Kulp ilçesinde ipek böcekçiliğini başlattık. Yine Benim döneminde iki okul yaptırdık. İddia ediyorum hendeklerin açıldığı zamanlarda ben yönetici olsam belki bunlara izin vermeyecektim. Gidip iki taraf ile de görüşür ne yapar eder bunu sonlandırılmaya çalışırdım. Engellerim derken görüşerek engellerim diyorum. Yani canımı ortaya koyarak engellerdim. Bizim dönemimizdeki yöneticilik böyle oturarak değildi Gidip iki taraf ile de görüşür ne yapar eder bunu sonlandırılmaya çalışırdım” dedi.
Diyarbakır Ticaret Borsası Başkan adaylarından Fahrettin Akyıl, geçmiş başkanlığı döneminde yaptıkları icraatlar ve yeni dönemde başkan seçilmesi durumunda yapacakları projelerini anlattı.
“BEN OLSAM HENDEK OLAYLARINI ÖNLERDİM”
1999 yılında Borsa Başkanı olduğunu hatırlatan Akyıl, kendisinin başkan olduğu dönemlerde borsanın bir binasının bulunmadığını, kendisinin yaptığı binanın bir benzerinin Türkiye’de dahi olmadığını belirterek, “Yine ipek böcekçiliği benim döneminde gelişti. Olaylar nedeniyle dut ağaçları yanmıştı, gittik Bursa’dan dut ağacı fidesi geçirip diktik ve Kulp ilçesinde ipek böcekçiliğini başlattık. Yine Benim döneminde iki okul yaptırdık. İddia ediyorum hendeklerin açıldığı zamanlarda ben yönetici olsam belki bunlara izin vermeyecektim. Gidip iki taraf ile de görüşür ne yapar eder bunu sonlandırılmaya çalışırdım. Engellerim derken görüşerek engellerim diyorum. Yani canımı ortaya koyarak engellerdim. Bizim dönemimizdeki yöneticilik böyle oturarak değildi mesela, Nevruz’u kutlamamıza izin vermiyordular. Efkan Ala Diyarbakır Valisi iken bir bir kaç defa makamına gittik. Onun dışında Ahmet Cengiz o dönem Hadep’in Diyarbakır İl Başkanı idi, O’na da gittik. Dedik ki, kardeşim, camlar kırılmasın, insanlar ölmesin, taş atılmasın yeter yahu yeter! Olay çıkmasın diye ortalığı sakinleştirip, şiddet ve rahatsız eden eylemleri engelleyip Vali Bey’ e çıkıp izin alıyorduk. Biz Nevruz için izini böyle alıyorduk” dedi.
“BİSMİLLAH DEDİK VE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Diyarbakır Ticaret Borsası’nda birçok yeniliği kendisinin getirdiğini ifade eden Akyıl, yeni yenilikler ve projeleriyle yeniden aday olduğunu belirterek şunları söyledi: “Yeniden Bismillah dedik ve çalışmalara başladık. Ben başkan iken her yıl en az bin öğrenciye yardımda bulunuyor, kıyafet dağıtıyordum. Her Ramazan Ayı’nda da fakir ailelere yardım dağıtıyordum. Kime verdi isem de adını, soyadını ve imzasını kaydediyordum. Sırf istismar edilmesin, yerine ulaşsın diye. Benim dağıttıklarımın listesi; eğer yırtıp atmamış iseler daha borsadadır.
“PARA NEREYE GİDİYOR, TAKİP ETTİNİZ Mİ?”
Cevdet Yılmaz Kalkınma Bakanı idi. Biz Bakan Bey’in yanına gittik. Kendilerine dedim ki, bölgemize biraz destek verin, olaylar çok fazla, işsizlik var. Dedi ki başkanım bunları söyleyen sen misin? Bölgeye ne kadar para gönderiyoruz haberin var mı? Dedim ki, parayı gönderdiğiniz zaman o para nereye gidiyor, takip ettiniz mi? Yok, dedi. Böyle yatırım mı olur dedim. Halkın yararına kullanılmayan, işsizliğe çare olmayan, istihdamı arttırmayan yatırım mı olur. Bakın isim veriyorum; Ali İhsan Merdanoğlu ve Abdurrahman Kurt. Bu olaya Kutbettin Arzu’da şahittir ama o zaman milletvekili miydi, değildi hatırlamıyorum.
“BİR ÜNİVERSİTE KURMA PLANIM VARDI”
O dönem burada bir üniversite kurma planım vardı. Şehir merkezinde DSİ’nin yeri vardı. Bölge Müdürlüğü Ergani yoluna gidince, dedim ki, burada üç- beş fakülte yaptıracağım. TOBB’un Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu dedi ki, sen yaparsan sana 5 milyon dolar hibe vereceğim. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin parası… Şöyle ir hesap yaptım: Diyarbakır Ticaret Borsası’na ait değeri 5 milyon doları bulan gayrimenkullerini satarım, 5 milyon dolar da kredi alırım; toplanacak 15 milyon dolar eder. DSİ’ ye ait binalar vardı. Bunları tadilat edip Fakülte kuracaktım.
“MİLLETVEKİLLERİNİ BİR TÜRLÜ AŞAMADIM”
Dönemin Valisi Sayın Efkan Ala’ya gittim, Dicle Üniversitesi’nin o dönem ki Rektörü Sayın Fikri Canoruç’a gittim. İkisi de onayladılar ama Diyarbakır Milletvekillerini bir türlü aşamadım. İsim vermiyorum ama iki milletvekili ve il başkanı engellediler. Dediler ki, DSİ’ye ait alan atıl olmasına rağmen üniversite yapman için vermeyeceğiz. Dediler ki devletin paraya ihtiyacı var; satacağız. Bana dediler ki, 100 dönüm hazine arazisi bul sana tahsis edelim, üniversiteyi kur. Dedim ki, üniversiteyi sıfırdan kurmak için 150 milyon dolar lazım. Sonra Fiskaya’nın başındaki hastane ve şimdiki Ticaret Odas’nın yeri için Sayın Hisarcıklıoğlu ile görüştüm. Dedi ki, TOBB Üniversitesi’nin bünyesinde sana iki fakülte açtıracağım. Tadilatını da yaptırdım. Karşı karşıya bulunan iki binaya geçiş için köprü de yapacaktık. Tabii biz bıraktıktan sonra ilgilenmediler bile. Biz önce üniversite kuracaktık, yeri vermeyince fakülte kurma kararı aldık. Dedik ki en az bin öğrenci olur, öğrenciler için hoca olur, çalışanlar olur. Bin öğrencinin her biri bir çay içerse günde bin çay eder, az değil. Bir öğrencinin buraya kazandıracağı meblağ en az 3 bin liradır. Bu para Diyarbakır’a kazandırılacaktı. Bu bölgeyi ancak eğitim ile kalkındırabilirsin. Eğitim ile olmazsa başka şekilde kalkınmaz.
“O İSİMLERDEN BİRİ DE FAHRETTİN AKYIL’DIR”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı olarak. Sen şimdi TOBB’un Üniversitesi’ne gittiğin zaman orada panoda, kapıda 15 kişinin ismi yazılıyor. O isimlerden biri de Fahrettin Akyıl’dır. Ankara Eskişehir yolunda ikiz kuleler vardır. Yine 15 kişinin ismi var ve yine Fahrettin Akyıl’ın ismi vardır. İkiz kulelerin önünde dikilen çınar ağaçları vardır, o ağaçlardan birine baktığınızda yine benim adımı göreceksiniz. Ben de her zaman şunu söylüyorum: Dünyanın en mutlu insanı benim! Yarın, öbür ki gün torunumun torunu oraya gittiğinde, ya sizin çocuklarınız gittiğinde, diyecek dedemizin, amcamızın ismi burada veya bu üniversitede vardır. Şimdi gidin bakın faizcilik yapıyorlar, esnafın ümüğünü sıkıyorlar ve iş yaptıklarını söylüyorlar. Tabii öyle söylüyorlar. Gazeteci olarak siz şahitsiniz. Geldiğiniz zaman bana ulaşamıyordunuz, sürekli yoğundum. Her hafta iki- üç bakan geliyordu. Memleketimin kalkınması için çalışıyordum. Şimdi hangi bakan veya yararlı kim Ticaret Borsası’nın kapısını açtı.
“TÜRKİYE’DE İLK OLARAK CANLI HAYVAN BORSASI’NI DİYARBAKIR’DA YAPTIM”
Ben Türkiye’de ilk olarak Canlı Hayvan Borsası’nı Diyarbakır’da yaptım. Allah biliyor. Aslında bazı şeyleri söylemek istemiyordum ama TOBB ile Devlet arasında yapılan anlaşmaya göre gümrük kapıları yapılacaktı. İlk kapı Habur’da yapıldı ki, böyle bir çalışma olduğu zaman en son sıra bizim bölgeye geliyordu değil mi? İkinci Cilvegözü sınır kapısını yaptırdım. Bunlar benim bölgemde ve kalkındırıyorlar”
