Türkiye 2.liginde oynayan 42 deplasman karşılaşmasında seyirci yasağı getirilen ve ırkçı söylemlere maruz kalan Amedspor Başkanı Nurullah Edemen, bu hafta Habercilerden. com’un konuğuydu. Edemen ile Amedspor’un yaşadıklarını dünü ve bugünü konuştuk.
Kaç yıldır spor’un içindesiniz?
”15 yıldan beri spor camiası içindeyim.’ Amedspor da 3 yıldır yöneticilik yapıyorum. Spor’u seviyorum. Ciddi anlamda sosyal etkinliktir. Toplumu doğru kanalize ederseniz, spor çok önemlidir. Ama farklı yere çekerseniz spor olmaktan çıkıyor. Biz, Amedspor olarak ötekileştirmeye karşı olan kesimler tarafından ciddi anlamda ilgi gören bir kulübüz.”
Amedspor, sizin için ne ifade ediyor?
”İlk geldiğimizde Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor’du. Amedspor olarak adı değiştirildi. Amedin bende yeri başkadır. Amed ismi özel bir isimdir. Diyarbakırın Kürtçe eski isimlerinden olması, insanlarda aidiyet duygusu gelişti. Bende de aynı şekilde aidiyet duygusu olduğu için Amedspor’da yöneicilik yapmayı kabul ettim. Yönetici olarak girdim. Asbaşkanlık yaptım. Şimdide başkanlığını yapıyorum. Benim için onurdur
Amedspor, neden haksız uygulamalar ile karşılaşıyor?
”Türkiye’de gündem çok değişebiliyor, insanların bakış açısı da değişebiliyor. Eğer, ülkede barış süreci devam ediyor olsaydı, bugün Amedspor hakikaten el üstünde tutulurdu. Ülkenin siyasal konjonktürüyle ilgili bir durumdur. Belki bu çözüm süreci bitmemiş olsaydı belkide Amedspor bugün destek verilen bir spor kulübü olacaktı. Ama gelin görün ki çözümsüzlük süreci başlayınca onunla ilgili Kürt ismiyle ilgili veya Kürt coğrafyasının, Kürt insanlarının veya sosyal demokrat diye nitelendirdiğimiz her insanın ilgi duyduğu odağına aldığı her şey alaşağı başladı. Amedspor’da bunlardan bir tanesidir maalesef. ”
Ayrışma derinleştikçe Amedspor, üzerinde baskı daha mı artıyor?
”Sonuçta Amed Diyarbakır’ın Kürtçe ismidir. Dolayısıyla şu andaki mevcut konjonktürden kaynaklı da Amedspor’a sempati duyanların tabanının Kürt olduğu gerçekliği vardır. Dolayısıyla mevcut konjonktür insanların bir araya gelmesini engelliyor. Amedspor’un üstündeki baskıların da temel nedeni insanların bir araya gelmektir. Yani inanın bugün ellerinde olsa belki Diyarbakır’da da seyircisiz oynatma kararı alınacak. Bugün baktığımızda isminin Amedspor olmasıyla beraber bugün 61. maçımızı oynadık. Ama, 42 deplasmanımıza ceza aldık. Bunun temel nedeni Diyarbakır ve bölgenin dışında yaşayan Amedspor’a sempati duyan Kürtlerin bir şekilde bir araya gelmesini engellemektir. Ben öyle düşünüyorum. dolayısıyla siyasi konjonkktüre göre Amedspor’a bakış açısı da değişebiliyor. Amedspor’da bundan olumlu veya olumsuz şekilde nasibini alıyor. Ama yapacak bir şey yok. Biz mücadelemize devam edeceğiz. Biz hep söyledik. Amedspor hiçbir zaman siyasetin içinde olmayacak. Siyasetten uzak durması içinde ne gerekiyorsa bende arkadaşlarımda bu anlamda bir emek içindeyiz çaba sarf ediyoruz. Ama maalesef yapılan bu baskılarla, ötekileştirmelerle, çirkin saldırılarla sizi bir şekilde oraya itmiş oluyor. Siz ne kadar uzak ta durmak isteseniz, yapılanlar sizi orada tutmuş oluyor.”
Amedspor’un siyasal bir kimliği var mı?
”Ben 3 yıldır bu kulüpteyim. Siyasal bir kimliğini göremedim. Amedspor olarak ne benden önceki yönetici ve arkadaşlar ve şahsım herhangi bir siyasal konuda açıklamamız olmamıştır. Gidin bakın arşivleri karıştırın. Bizim öyle bir şeyimiz olmadı. Biz bunu hep belirttik biz siyasetin içinde olmak istemiyoruz. Amedsporun siyasal bir kimliği vardır demek suçlamaktır. Siyasal kimliği Kürt isminden kaynaklıysa yapılacak bir şey yoktur. Baktığınız zaman Dersimspor’da, Bingöl’de, Cizre’de aynıdır. Hepsi sonuçta bu bölgenin takımlarıdır. Doğru analiz yapmakta fayda vardır. süreç neyi gösterir hep birlikte yaşayacağız. Deplasmanlarda yapılan çirkin saldırılar, ötekileştirme doğru işler değil, ülkeyi doğru yere götürmez. Ayrıştırma yaratır. Muğla valiliğinin veya Bodrum kaymakamlığının verdiği deplasman yasağı kararıyla ilgili ‘evlet adamlığı” diye bir yazı yazdım bugün. Devlet adamları toplumları, kültürleri birleştirmek bir araya getirmekle yükümlüdürler. Ayrıştırmak değil. Hele bu spor ve futbol ise kültürleri bir araya getirmek için ön ayak olunmalıdır. ”
Güvenlik veya risk denilerek taraftara deplasman yasağı getiriliyor. Ne diyorsunuz?
”Kabul etmiyorum. Devletin valisi veya kaymakamının güvenlik gerekçesiyle mazretini kabul etmiyorum. Bu devleti aciz duruma düşürür. Bu devlet adamının vereceği karar değil. Bunu kınıyorum. Sizin işiniz orada güvenliği sağlamaktır. Diyarbakır’da güvenlik sağlanıyor. En sıkıntılı dönemlerde bize gelen takımlara herhangi bir yasak gelmedi. Eğer Diyarbakır’a sözüm ona sıkıntılı bir yerde ilin Valisi ve emniyet müdürü bu güvenliği sağlayabiliyorsa Türkiye’nin her coğrafyasında güvenliğin Amedspor içinde sağlanabiliyor olması gerekiyor. Bunun aslında güvenlik gerekçesiyle değil, sadece insanları bir araya getirmemek adına yapılan bir işlemdir. Devletin 500 insanın güvenliğini alamaz diye bir acizliği olamaz. Bodrumda yedek kulübemize saldırı oldu. Bunun açıklaması nasıl yapılacak. Onunda güvenliğinin alınması lazım. O zaman güvenlik nedeniyle oynatma. Veya çık deki Amedspor bir güvenlik zafiyetidir. Amedspor’u ben Türkiye’de top oynatmıyorum. Kulüp olarak kabul etmiyorum de o zaman.”
İki önceki hafta protesto etmiştiniz. Bodrumspor maçına çıktınız, neden?
”Sivas’ta yasak beklemiyorduk. Daha önce uyarmıştık ve çıkmadık maça. Neden Bodrumspor maçına çıktık. Bizler aklı başında insanlarız. Neyin getireceğini, neyin götüreceğini biliyoruz. Takımın ihraç edilmesi kimsenin harcı değildir. Biz mesajımızı verdik. Amedspor’un yeri geldiğinde söyleneni hayata geçireceğini ve kararlı olacağımızı ortaya koyduk. Belki bir değişim süreci yaratır dedik. Ama malesef yine aynı bakış açısı .
Deniz Naki ayrılmak zorunda kaldı, ne diyorsunuz?
”Her bireyin kendine ait hayata bakış açısı vardır. Siyasal düsüncesi vardır. Deniz Naki’nin de bir siyasal düşüncesi vardı. Zaman zaman bunları dile getirmiştir. Ama biz o kardeşimizi sprocu kimliğiyle gördük. Deniz Naki, hep bireysel düşünceşlerini ifade etmiştir. Kendi fikirlerini Amedspor ile bütünleştirerek konuşmamıştır. Kaliteli takıma güç takan süper ligde oynacak bir futbolcu. Ama gelin görün ki böyle bir sonuç çıktı. Devre arasında almanyaya giderken kampada katılmadı. Türkiye’ye gelmeyeceğini de açıklamıştı. Onunla ilgili yargının verdiği karar var. Almanya’da kaldı.
Spor kamuoyuna vermek istediğiniz mesaj var mı?
”Kamuoyundan şunu rica ediyorum. Amedspor haksız koşullarda rekabet ediyor. Çok ciddi zorluklar yaşıyoruz. Amedspor futbolcu transferi yaparken dil, din, ırk ayrımı yapmadan sadece futbolcu kimliğiyle kulübe ne katar düşünerek transferlerimizi yaptık. Sahada yapılan her türlü mücadeleye varız. Deplasmanda ırkçı, şoven söylemler spora yakışmıyor. Nasıl ki buraya geldiklerinde olumsuz yaklaşmıyor isek, teşekkür ederek gidiyorlarsa bizde gittiğimiz kentlerde o şekilde ayrılmak istiyoruz. Özellikle ülkenin mevcut durumundan kaynaklı ayrıştırmak çok doğru değil. spor kulübü olarak mücadeleye devam edeceğiz. Takdir edene de etmeyene de saygı duyuyoruz. Amedspor un haksızlıklara baskılara karşı duruşu dün ne ise bugünde öyle olacaktır. Yarında aynı olacaktır. Bundan hiç bir şekilde ödün vermeyeceğiz. Bunun karşılığı bizi yok etmek ise bunu zaman ve süreç gösterecektir. ” (habercilerden.com)