Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin kongresi için dün (11 Ekim) Diyarbakır’a gitti. Babacan, kongredeki konuşmasının ardından sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ile bir araya geldi. Görüşmeyi değerlendiren STK temsilcileri, Babacan’ın “umut verici bir konuşma yaptığını fakat temkinli olmak gerektiğini” söyledi.
Babacan Kürt sorunu, ana dil meselesi ve kayyumlara ilişkin açıklamalar yaptığı dünkü kongrenin ardından Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları, oda ve sendika başkanları ile yemekte bir araya geldi. Toplantıda çoğunlukla STK temsilcileri konuştu, Babacan ile ekibi not aldı. STK temsilcileri, toplantıyı değerlendirdi.
KAYA: “BABACAN İLK KEZ KÜRT SORUNUNDA TOPA TAM GİRDİ”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Mehmet Kaya, toplantıya ilişkin şunları söyledi: “Babacan parti kurma sürecinden beri doğrusu ilk defa Kürt sorununda topa tam girdi. Beklenenden daha güçlü ve hızlı girdi. Gerek TSO’daki toplantıda ve kongrede yaptığı konuşmasında, gerekse akşam STK’larla yaptığı görüşmede net mesajlarını verdi. İlk defa güçlü bir sivil toplum kuruluşu bir siyasi aktör ile bir araya geldi. AKP iktidara aday olduğunda askeri vesayetin bitirilmesi ve Avrupa Birliği adaylığı süreçlerinde bölgedeki STK’lar ile böyle güçlü bir bağ oluşturmuştu. Babacan konuşmalarında ve STK’lar ile ilişkilerinde bunu yapacağının mesajını verdi. Bölge STK’larının beklentilerine uygun cevaplar verdi. Demokrasi anlamında ana dilde eğitim konusu dahil, beklenenin üstünde bir performans sergiledi, taleplere cevap verdi. Kürt sorunu ile ilgili çok net açıklama beklenmiyordu. Babacan’ın kendisi de ilgiden memnundu. Genel anlamda da medya, STK’lar, HDP dışı aktörler bir memnuniyet ifade ettiler. Davutoğlu’nun da daha önce açıklamaları oldu ama Davutoğlu, hükümetin en yetkili ismi iken yaşananlar konusunda Kürtler’e karşı inandırıcılık anlamında sorun yaşıyordu. Babacan böyle bir boyutu olmadığı için kabulü çabuk oldu. Erken bir kabul oldu. Babacan’ın Diyarbakır’daki açıklamaları, bekle gör politikası izleyeceği düşüncemizi bozdu. Bence bunu devam ettirecek. Sadece bölgeye yönelik açılımlar değil, yerel seçimlerde batıda ortaya çıkan durum ile birlikte tüm Kürtler’in duygularına hitap edecek bir politika izlemesi gerekir. Babacan, yerel seçimlerde Kürtler’in blok olarak hareket etmesinden de yola çıkarak, buna kayıtsız kalamayacağını gördü. Babacan’ın önemli avantajı ve AKP’den farkı, etrafında Kürt sorununa yaklaşımları nedeniyle AKP’den uzaklaştırılan güçlü bir kadro olmasıdır.”
YAVUZ: “DİYARBAKIR’DA SÖYLEDİKLERİNİ KARADENİZ VE BATIDA DA SÖYLEYECEK Mİ?
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Şube Başkanı Barış Yavuz, Ali Babacan’ın konuşmasına ilişkin şunları söyledi: “Sayın Ali Babacan, Diyarbakır kongresindeki konuşmasına 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ismini anarak başladı. Güzel de, Ceylan öldürüldüğünde kendisi başbakan yardımcısıydı. Bu coğrafyada Kürtler’in kulağını hoş gelen şeyleri söylemek önemli değil, icraat önemlidir. Burada söylediklerinin arkasında duracak mıdır? Konuşmaları ve STK’lar ile buluşup onların dinlemesi herkesi heyecanlandırdı ama icraat görmeyenleri pek heyecanlandırmadı. Ben toplantıda kendisine işkence rakamlarını sundum, not aldı, bu konuda çok hassas olduklarını söyledi. Gereğini yapacaklar mı göreceğiz. Her siyasi parti kuran gelip burada güzel şeyler söylüyor ama önemli olan burada söylediklerini gidip Karadeniz’de ve batıda da söylemektir. Samsun’da da Ceylan Önkol’u anlatsa, biz o zaman samimi olduklarına inanacağız. Söylem ile muhalefet yapıyorlar ama artık biraz işi eylemselliğe dökmek gerekir.”
AYDIN: “SİVİL TOPLUM İLE DİYALOG ÇOK ÖNEMLİYDİ”
Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın ise, Babacan’la görüşmeye ilişkin şunları aktardı: “Memleketin genel meselelerine ilişkin sorunlar ve çözüm önerilerini dinledi. Sivil toplum ile istişare yöntemi Türkiye’de çoktandır terk edilmişti. Bu anlamda önemli bulduk. Söylemlerini ne kadar hayata geçireceğini takip edeceğiz. Genel sorunların çözümü konusundaki açıklamaları kısmen tatmin edici. Elbette eleştirilerimiz var. Konuların sivil toplum ile müzakere edilmesini oldukça önemli bulduk. En azından temel meselelere değinmiş olması önemli bir giriştir ve başlangıçtır. Ama Türkiye’de siyasetçilerin söylemleri ile yaptıkları arasında ciddi uçurumlar var. Bu açıdan izleyip görmemiz lazım. Ne kadar hayata geçirilecek, bunları gözlemleyip değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır. Fakat sivil toplumu sürekli etkisizleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya dönük çalışmalar varken Babacan’ın STK’lar ile buluşması ve sorunları konuşması çok önemli bir yöntemdir.”
YURTDAŞ: “KAYYUMLAR KONUSUNDA SÖYLEDİKLERİ ÇOK ÖNEMLİYDİ”
DİTAM Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş, toplantıyla ilgili şöyle dedi: “Babacan’ın kullandığı dil, verdiği mesajlar, demokrasi, hak ve özgürlükler konusundaki, özellikle seçimler ve kayyumlar ilgili söyledikleri son derece önemliydi. Ceylan Önkol’a kadar bölgeye cezasızlık ile sonuçlanan ölümlerin anılması son derece önemliydi. Doğrusu, politikada ciddi olarak ihtiyaç duyulan, demokrasiyi, barışı ve özgürlükleri önüne koymuş bir başkan görünümü sundu. Tabii devlet tecrübesi de var, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) gibi bir dönem epeyice olumlar adımlar atmış bir gelenekten gelen biri olarak söyledikleri ve duruşu son derece önemliydi. Sivil toplum ile ilişkileri, proje düzeyinde çalışmak konusundaki niyeti ve bu konuda aslında parti olarak kurmay heyetinin birikimi ve hazırlığı son derece önemli özellikler. Kendi adıma çok umut ederek ayrıldım. Umut verici bir politik duruş gördüm. Dolayısıyla politikaya yeni bir soluk ve bakış tarzı getireceği de açıktır. Türkiye’de başkanlık rejimi ile birlikte tıkanan siyaseti açmak için önemli bir gücün toparlanmakta ve tohumların serpilmekte olduğunu görmek güzel. Diyarbakır’da sıcak karşılanması ve kabul görmesi tek başına yetmiyor. Geçmişte benzer duygusal çoşku yaratan hareketler oldu. Cem Boyner’de olduğu gibi. Bunun uzun soluklu olması ve bazı sınavlardan geçmesini beklemekte yarar var.”
ÇİÇEK: “MEVCUT KONJONKTÜRE GÖRE CESUR BİR KONUŞMAYDI”
Toplantıya katılan akademisyen Cuma Çiçek ise şu yorumu yaptı: “Mevcut konjonktüre göre cesur bir konuşmaydı. İçerik olarak da bence DEVA’nın bugüne kadar çizdiği sakin ve kavgadan kaçan çizgideki gibi yumuşak bir dili ve net mesajları olan bir konuşmaydı. Kürt meselesine dair gündemdeki kritik meselelerine değindi. Kayyumlar meselesine değindi. Demokrasiye dair net mesajlar verdi. Kayyum ve ana dile dair kapı açan net bir modeli ifade etmese de Kürtçe’nin yaşaması ve gelişmesi konusunda sorumlulukları hatırlatan ve DEVA adına taahhütte bulunan bir açıklamaydı. Hak ihlalleri vurgusu çok önemliydi. Cezasızlık meselesi devasa bir sorundur ve Babacan adalet, hak hukuk meselesinde cesur bir konuşma yaptı. Babacan’ın ana dil konusunda net bir model oluşturması lazım. Genel olarak, yol açmaya meyilli bir duruş vardı.”