Partisinin Bağlar İlçe Kongresine katılmak için Diyarbakır’a gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ‘Biz Diyarbakır’a gelince başka gidince başka konuşanlardan değiliz” dedi.
Sabah gazetecilerle kahvaltı yapan, daha sonra sohbet ederek sorularını yanıtlayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Bağlar ilçe kongresine katılmak üzere kalabalık bir grupla Bağlara geçti.
Kongre salonunda partililere hitap eden Ali Babacan, konuşmasında iktidar partisini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldı. İktidarın ülkenin bütün kazanımlarını tükettiğini söyleyen Ali Babacan, var olanı da tüketmeye devam ettiklerini belirterek şöyle konuştu;
“BİZİM ÖZÜMÜZDE SÖZÜMÜZDE BİR”
“Biz şöyle bir görünüp kaybolup gidenlerden de değiliz. Bizim özümüz sözümüz bir. Biz yıllarca bu ülkede yaşayan vatandaşımızın dini, kimliği ve yaşam tarzını konusunda ayrımcılığa uğramaması için mücadele ettik. 5 ay önce buraya geldiğimizde ne demiştik, ‘Bugünkü iktidar Kürt meselesini yeniden diriltti’ demiştik. Bugünkü iktidar bütün kazanımlarımızı tüketti, tüketmeye devam ediyor. Türkiye’yi hızla 90’lı yıllara götürmeye başladılar. Biz Kürt meselesini dirilttiler dedikten sona Sayın Erdoğan ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur’ dedi.”
İKTİDARIN ZİHNİYET SORUNU VAR
İktidarın halktan kopuk, ayrımcı, baskıcı ve hukuksuz uygulamaları ile ülkedeki her sorunun tek tek dirildiğini sözlerine ekleyen Babacan, “5 ay önce Diyarbakır’daki konuşmamda Ceylan Önkol’dan söz etmiştim. İdare mahkemesi ne yaptı, Ceylan’ın ölümünde ilgili bakanlığı yüzde 90 kusurlu buldu. Yüzde 10’nu da ot toplamaya çıkmış kızımızda buldular. Peki o yüzde 90 kusur varda, o kusurun bir sorumlusu açıklandı mı?. Kusur var ama suçlu yok. Daha acısı Ceylan’ın ailesi tam 12 yıl mücadele etti. Soruyorum şimdi bu mudur adalet, bu mudur insan hakları. Biz bu konuyu gündeme getirmesek acaba yargı süreci böyle işler miydi? İlla bizim hatırlatmamız mı gerekir. Bu ülkede hukuk her gün katlediliyor. Her gün insan hakları ayaklar altına alınıyor. Türkiye bunu hak etmiyor. Bugünkü iktidarın zihniyet sorunu var. Zihniyet sorunu çok ciddi bir hastalıktır” dedi.
5 DİL VAR, KÜRTÇE YOK
Babacan, partililere yönelik hitabında sözlerini şöyle sürdürdü; “Geçtiğimiz gün kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında bir destek programı açıklandı. Fikir güzel, sorun yok. Daha sonra açıklandı ki bu uygulama farklı dillerde hizmet veriyor. Ne güzel. Bu uygulamada Türkçe dışında 5 dil var. Fransızca bile var, zararı yok faydası var. Ama bu ülkede Türkçeden sonra en çok konuşulan Kürtçe yok. Böyle bir ayrımcılık yapılabilinir mi?. Bakın bu işin ucunda yaşam var, kadınların canı var. Kadının konuştuğu dille kavga edilir mi, böyle bir şey olur mu?. Bu nasıl bir pervasızlıktır. Kadına karşı şiddetle mücadele gerçek anlamda ölüm kalım meselesidir ve ayrımcılık yapılamaz.”
“ÜLKEYİ AYRIŞTIRMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ”
“Son dönemlerde sokak ortasında kendi kendilerine ilanı aşk ettiler. Sağa, sola her yere ‘Erdoğan’ı seviyorum’ yazıları yazıldı.” Diyen Babacan, “Diyarbakır surlarına bunun Kürtçesini yazdılar. Demek ki neymiş, bu milletin parasıyla taraflı Cumhurbaşkanına sevgi gösterme kampanyasında akıllarına Kürtçe geliyor, konu kadına şiddet olunca Kürtçe bilinmeyen bir dil oluvermiş. Bu meseleye tüm Türkiye bilsin diye söylüyorum. Bunun adı ayrımcılıktır, ayrıştırmaktır. İktidarın tüm ortaklarına sesleniyorum, bu ülkenin insanları bir birini seviyor. Bu millet birini seviyorsa siz merak etmeyin, yeter ki siz ayrıştırmayın. Sizin bu ülkeyi ayrıştırmanıza izin vermeyeceğiz. Size rağmen insanlar bir arada yaşama iradesini koruyacak. Ülkemizin insanı bir arada yaşamak istiyor” dedi.
“YARGIDA KUSUR VAR AMA SUÇLU YOK”
Babacan, “Son dönemlerde sağa-sola ‘Erdoğan’ı Seviyorum’ yazarken Diyarbakır surlarına da bunun Kürtçesini astılar. Cumhurbaşkanına sevgi gösterisi yapmaya gelince akıllarına Kürtçe düşüyor ama konu kadına şiddet olunca Kürtçe bilinmeyen bir dil oluyor maalesef.” şeklinde konuştu.
“SEÇİM KURALLARIYLA OYNAMAYA BAŞLAYAN PARTİNİN GİTME ZAMANI GELMİŞTİR”
Şu anki mevcut iktidarın seçim mevzuatıyla, siyasi partiler yasasıyla ve seçim yasalarıyla artık bir daha iktidara gelemeyeceğini savunan Babacan, “İşlerinin çok zor olduğunun farkındalar. Seçimi kazanamayacaklarını bildiklerinden oyunun kurallarını değiştirmeye çalışıyorlar ama beyhude. Yakın siyaset tarihi bunu göstermiştir ki hangi parti veya siyaset seçim kurallarıyla oynamaya başladıysa bilin ki onların gitme zamanı gelmiştir.” diye belirtti.
Türkiye’nin açıklanan ekonomik veriler arasında bir uyumsuzluk olduğunu dile getiren Babacan, şunları söyledi: “2021 yılı için yüzde 1,8’lik büyüdüklerini açıkladılar. TÜİK ekonominin yüzde 1,8 büyüdüğünü açıklıyor ve aynı kurum çalışan sayısının 3 milyon kişi azaldığını, çalışanların da daha az çalıştığını ve çalışma süresinin kısaldığını söylüyor. Bu hesabın içinden çıkabilen varsa söylesin. Milli gelirin arttığı söylenirken esnaf ve çiftçi gelirinin azaldığına ve memurun reel olarak satın alma gücü düştüğüne göre hangi milli gelir artıyor?”