Anayasa Mahkemesi (AYM), Diyarbakır’da doğum sırasındaki sinir zedelenmesi sonucu sol kolu sakat kalan kız bebeğin ailesinin yaptığı başvuruda, ‘kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı ile makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine’ karar verdi. Kararda ayrıca, Aktaş Ailesi’ne 9 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine ve ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına da hükmedildi.
Diyarbakır’da yaşayan hamile Sanihe Aktaş, doğum sancılarının artması üzerine 17 Mayıs 2001 tarihinde Diyarbakır Doğum Hastanesi’ne başvurdu. Aktaş, 2 gün sonra normal doğum ile 5 kilo ağırlığında kız bebek dünyaya getirdi. Zeynep adı verilen bebek ve annesi, işlemlerin ardından hastaneden taburcu edildi. Ailesi bir süre sonra, Zeynep’in sol kolunu kullanamadığı fark edince bebeği Diyarbakır Çocuk Hastanesi’ne götürdü. Yapılan muayenede, Zeynep’in doğum sırasında sol kolunda sinir zedelenmesi olduğu belirlendi. Bebeğin kolu ortopedik askıya alındı. Zeynep Aktaş’ın tedavisi daha sonra İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde devam etti. Anne Sanihe Aktaş ve eşi, doğumun yapıldığı Diyarbakır Doğum Hastanesi ve doğuma giren personel hakkında Diyarbakır 2’nci İdare Mahkemesi’ne 2007 yılında tam yargı davası açtı.
YARGILAMA 8 YIL SÜRDÜ
Aktaş Ailesi, Zeynep bebeğin kolundaki sinir zedelenmesinin, doğuma katılan sağlık personelinin yanlış ve ihmal içeren davranışı nedeniyle meydana geldiğini ileri sürerek, uğradıkları maddi ve manevi zararların karşılanmasını istedi. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu raporuna göre çocuğun doğum sırasında sol kolunun sakat kalmasında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Danıştay, maddi tazminat isteminin reddi yönünden kararı onadı, ancak olayın aydınlatılmasını sağlayacak verilerin bulunduğu hasta dosyasının muhafaza edilmemesi nedeniyle sağlık hizmetinin eksik ve kusurlu işletildiği kanaatiyle manevi tazminat yönünden ise kararı bozdu. 8 yıl süren davanın ardından Aktaş Ailesi’nin avukatları aracılığı ile onama kararına karşı karar düzeltme talepleri reddedildi.
AYM GENEL KURULU KARAR VERDİ
Aktaş Ailesi bunun üzerine AYM’ye başvurdu. Başvuru konusunda AYM Genel Kurulu karar verdi. Genel Kurul gerekçeli kararında, normal doğum yöntemiyle dünyaya gelen çocuğun ağırlığının 5 kilogram olduğunu, annenin doğuma hazırlanma sürecinde hastanede yatmasına karşın bebeğin doğum ağırlığının tespitinin yapılmama nedeninin anlaşılamadığını belirtti. Kararda şöyle denildi: “Çocuğun yaklaşık doğum kilosunun tespit edilmesi halinde normal doğum yöntemiyle doğum yapılmasının risk taşıyıp taşımayacağına dair bilgiye bilirkişi raporunda yer verilmemiştir. Karşılaşılabilecek riskli durumların öngörülmesi durumunda doğum şekline gösterilen rızanın değişebilmesi mümkün olduğundan rıza, riskler yönünden bilgilendirme yapıldığı takdirde geçerli kabul edilmelidir. Somut olayda başvurucuların, normal doğum yönteminin tercih edilmesinde karşılaşılabilecek risklerden haberdar edilmedikleri anlaşılmaktadır. Derece mahkemeleri kararlarında başvurucuların aydınlatılarak rızalarının alınıp alınmadığı tartışılmamıştır. Öte yandan, başvurucular doğumun ebelerin yardımıyla gerçekleştiğini, doktorun doğuma katılmadığını belirtmişlerdir. Normal doğum yöntemiyle gerçekleşen doğumların ebelerin refakatiyle gerçekleşmesi olağandır. Fakat acil durumda veya tıbbi karar alma süreçlerinde doktor bilgisine ve müdahalesine başvurulması gerektiği de dikkatten kaçırılmamalıdır. Bu durumda idarenin eyleminin tıp kurallarına uygun olduğu görüşünü içeren bilirkişi raporu esas alınarak verilen mahkeme kararının ilgili ve yeterli gerekçeye dayandığının kabul edilmesi güçtür.”
AYM gerekçeli kararında, çocuktaki sakatlığın sağlık personeli tarafından tespit edilemediği, başvurucular taburcu olduktan sonra farkına varıldığının anlaşıldığı da ifade edilerek, şunlar kaydedildi: “Yaşanan gecikmenin tedavi sürecine etkisine dair bilirkişi raporunda bir açıklama yapılmadığı gibi derece mahkemelerince de bu hususun tartışılmadığı görülmektedir. Başvurucu anneye ilişkin hastane dosyasının muhafaza edilmemesi nedeniyle sağlık hizmetinde oluşan kusurun neden sadece manevi zarar doğurduğuna ve herhangi bir maddi zarara yol açmadığına dair herhangi bir gerekçeye de yer verilmemiştir. Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin benzer başvurularda verdiği kararlar ve somut başvuruya konu yargılama sürecinin niteliği dikkate alındığında toplam 8 yıl 2 ay 21 günlük yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varılmıştır.”
AYM, ‘İHLAL’ VE ‘TAZMİNAT’ KARARI VERDİ
AYM Genel Kurul kararında, ‘kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı ile makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine’ karar verdi. AYM kararında, Aktaş Ailesi’ne 9 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine ve ihlallin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına da hükmetti.