Diyarbakır SES Şubesi, Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde son günlerde gündeme gelen iddialarla ilgili bir açıklama yaptı.
Diyarbakır SES Şube adına açıklamayı yapan Eşbaşkanı Gönül Adıbelli, Diyarbakır Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne yönelik olarak çeşitli iddialar gündeme getirirken, söz konusu iddiaların araştırılması konusunda yetkililere çağrıda bulundu.
Diyarbakır Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde son zamanlarda ayyuka çıkan istismar, yolsuzluk ve hukuksuz uygulamalar ile ilgili bugün SES Diyarbakır şubesinde bir basın toplantısı gerçekleştirildi.
Açıklamayı, Diyarbakır SES Şube Eşbaşkanı Gönül Adıbelli okudu.
Sosyal Hizmetlerin, kadın, çocuk, engelli ve yaşlılar başta olmak üzere sosyal hizmetlere ihtiyaç duyan kesimlere ayrımsız şekilde ücretsiz, eşit, nitelikli, kamusal ve anadilinde hizmet sağlaması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Daha önce yaptığı hukuksuz ve usulsüz uygulamalar nedeni ile basını ve kamuoyunu bilgilendirdiğimiz hatta kurumdan hizmet alan çocukları reklam uğruna kurumun resmi web sitesi ve kendi kişisel sosyal medya hesaplarında yayınlayarak teşhir ettiği için Suç duyurusunda bulunduğumuz, Diyarbakır Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Halit Açar hakkında yine bir dizi hukuksuzluk, usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları bulunmaktadır. İl Müdürü Halit Açar’ın, bu derece pervasızca yaklaşımı sonucunda kurum içinde artık ayyuka çıkmış olan hukuksuz ve usulsüzlükleri son günlerde basına yansıyan haberlerde de göstermektedir ki kamu yetkilerini ve imkânlarını kötüye kullanmış ve Diyarbakır Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünü adeta ihmal ve istismar ederek kendi çiftliği haline getirmiştir. Basına yansıyan iddialar hakkında yaptığımız araştırma, inceleme ve şikâyetler sonucunda edindiğimiz bilgiler, durumun vahim bir aşamada olduğunu göstermektedir.”
Açıklamada sendikanın tespitleri ise şöyle sıralandı:
1-Sokak öyküsü ve Maddenin kötüye kullanımı sonucunda mahkeme kararıyla korunma ve bakım altına alınan çocuklara rehabilitasyon hizmeti sunmak üzere faaliyette bulunan Şehitlik Çocuk Destek Merkezi son zamanlarda Rant Projeleri aracılığıyla ihtisas alanı olan rehabilitasyon hizmetinden uzaklaşmış ve İl Müdürü Halit AÇAR’ın bir reklam aracına dönüşmüştür.
Rehabilitasyon hizmetinden faydalanmak üzere merkezde bulunan çocukların sosyal ve kültürel faaliyet alanı adeta ellerinden gasp edilerek bu çocuklar bina içerisinde sadece yatakhane ve yemekhaneye hapsedilmişlerdir. Bunun dışında bahçe ve spor alanları da ellerinden alınan çocuklar, otopark olarak kullanılan beton bir bahçeye mahkûm edilmiştir. Aile yanında yaşamlarını sürdürmekte olan çocukların bu projeyle kuruma gelmeleriyle birlikte rehabilitasyon aşamasındaki çocuklar ötekileştirilmiş, çocukların birbirinden olumsuz davranışlar öğrenme, suça eğilimi olmayan çocukların suça sürüklenme oluşmuştur. Çocukların yaşam alanlarının kısıtlanmasına neden olan bu projeler aracılığıyla reklam ve rant maksatlı harcamalar yapılmış; kuruluşun ihtiyacı olmayan malzemelerin alımı yapılarak kamu zararı oluşturulmuştur. Herhangi bir deformasyonu bile bulunmayan araç ve gereçlerin başka kuruluşların depolarına gönderilerek bu ranta alan açıldığı, bu konuda ciddi rakamların olduğuna dair şüpheleri doğrulamaktadır. Sosyal Hizmet anlayışından uzak tüm bu müdahalelerin amacı ve sonuçları rehabilite edilmek üzere kurum bakımında bulunan çocukları daha da güç durumlara sokmuş, kurumun gizliliği ortadan kalkmış; proje birimi olarak tanıtılan ÇODEM’de stantların açıldığı ve sosyal medya hesaplarında paylaşım yapıldığı tespit edilmiştir. Basılan broşürlerde ÇODEM adresinin yazıldığı görülmüştür. Bu rant hevesi ülkenin ekonomik olarak tasarruf tedbirlerinin uygulandığı bu dönemde kamu vicdanında sorgulamalara ve derin yaralar açılmasına; ev sahibi olan çocuklar kendi kuruluşlarında il müdür Halit AÇAR tarafından reklam yüzü olan projelere kurban edilmesine neden olmuştur. Bu konuyla ilgili 14.05.2019 tarihinde yerel basında çıkan haberin bir gün sonra haber linkinin erişime kapatılması, baskıyla geri çekildiği şüphesi oluşturmaktadır.
2-15.05.2019 tarihinde yerel basında çıkan haberde; yaklaşık 6 ay önce faaliyete başlayan Lice Sosyal Hizmet Merkezinin tadilatının yapılması aşamasında bir takım usulsüzlükler yapıldığı iddia edilmektedir. Bu iddialara göre hizmet binası ihale yapılmadan onarılmış ve tüm çalışmalar bittikten hatta kurum faaliyete başladıktan sonra ihale yapıldığı, ihale şartnamesine uyulmadığı ifade edilmektedir. Bu durumda yapılan ihalenin, bir ranta yasal kılıf uydurulmak amacıyla yapıldığı şüphesi uyandırmaktadır.
3-Ayrıca Kayapınar Sosyal Hizmet Merkezinde çalışan emekçilerin, 15 Mayıs 2019 tarihinde almaları gereken maaşları zamanında yatırılmamış, çalışanlar mağdur edilmiştir. Söz konusu kuruluşun Müdürü Akif KARAGÖZ’ün Maliye Bakanlığı tarafından kurumsal hesaba aktarılan memur maaşlarını yatırmayarak başka hesaba aktarmak suretiyle zimmete geçirdiği tespit edilmiştir. Akif KARAGÖZ hakkında daha önce çalıştığı Batman Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde Kadrolu İl Müdür Yardımcısı iken Yolsuzluk suçlaması ile soruşturma açıldığı ve bakanlık müfettişleri tarafından tedbiren kadrosu alınıp Öğretmen olarak Diyarbakır’a gönderildiği ve bir daha idarecilik yapılması dahi uygun görülmediği de bilinmekteyken hangi maksatla kim tarafından böyle bir yetki verildiği de ayrıca önemlidir.
Açıklamada ayrıca yetkililerin söz konusu iddialara ilişkin görev ve sorumluluklarını hatırlatan şu sorular yöneltildi:
*Daha önce Genel Merkezimiz tarafından bakanlığa sunduğumuz rapor ve yaptığımız suç duyurusuna dair herhangi bir işlemin yapılmamış olmasının nedeni ve bu yaşananlarda yetkililerin sorumluluğu nedir?
*Kayapınar Sosyal Hizmet Merkezinde vekâleten görevlendirilen Akif Karagöz’ün yerine çalışabilecek liyakata sahip başka personel yok muydu? Yaklaşık 450 personeli bulunan Müdürlükte özellikle Akif Karagöz’ün tercih edilmesinin nedenleri nelerdir? Adı geçen şahsın bulunduğu konumu kullanarak personel maaşı dışında para aktarımı yapılıp yapılmadığına ilişkin denetim talimatı verildi mi?
*Rehabilitasyon amaçlı hizmet veren Çocuk Destek Merkezinin, bu projeyle birlikte sosyal hizmet anlayışının en ufak zerresiyle bağdaşmayan değişiminden bakanlık yetkilileri ve Diyarbakır Valiliği haberdar mıdır? Adı geçen projeler; Çocuk Destek Merkezinin içerisinde hangi kanun kapsamında ve usullerle açıldı? Onayı kim/ler verdi?
*Şehitlik Çocuk Destek Merkezinin, “atıl” kuruluş olarak değerlendirildiğine dair duyumlar mevcuttur. Bir kuruluşun atıl olarak değerlendirilmesinin maksadı nedir? Bir kuruluşun atıl olarak değerlendirilmesindeki ölçüt, içerisindeki çocukların nicelikleri midir? Eğer bu kuruluş “atıl” ise yasal yollardan dönüşümü neden yapılmamıştır?
*Gizlilik, mahremiyet ve can güvenliği ilkelerini ihlal eden, çocukları teşhir ederek çalışan yetkililer ve görevliler tarafından, mağdur kadın ve çocuklara yönelik, riski önleme görevi layığıyla yerine getirilebilir mi?
*Bu projenin yürütücülüğünü yapan kişi ve birimler, kamunun imkânlarını kullanarak harcadıkları bu yüksek meblağlı paralarla yapılan harcamaları, kimin ya da kimlerin onayıyla yapılmaktadır? Proje ve harcamalar, kim tarafından ve ne şekilde denetlenmektedir? Projenin özellikle Çocuk Destek Merkezinde yürütülmesinde hedeflenen amaç nedir? Kuruluşun zimmetindeki malzemelerin akıbeti nedir?
*Lice Sosyal Hizmet Merkezi ile ilgili iddialara ilişkin Bakanlık ve Valiliğin herhangi bir soruşturması var mıdır? Tadilat işlemleri bittikten sonra ihale yapılmasına neden gerek duyulmuştur? Devlet görevlileri ve yetkililerinin kanunu sadece göstermelik olarak kullandıkları görülmektedir. Bu ranta kimler ortak edilmiş ve kimler tarafından neye karşılık peşkeş çekilmiştir?
*2019 yılı itibari ile personellerin maaşlarını aldığı bankanın değiştiği de göz önünde bulundurularak yeni dönem için anlaşılan bankanın işlem sisteminin bu tür kişilere fırsat sağladığı herkes tarafından bilinirken kurum yöneticileri, komisyon üyesi olan kurum yetkilileri ve yetkili sendika bunu göz önünde bulundurmuş mudur?
*Daha önce devlet bankası ile daha güvenilir bir sistemde çalışılırken güvenilirlikten uzak bir sistemle hizmet veren bu bankaya geçilmesi hangi gerekçelerle açıklanmaktadır?
