Diyarbakır’ın Bismil ilçesine her yıl şubat sonu gelerek, yüksek gerilim hattı direkleri üzerinde yuva kuran leyleklerin yavruları yumurtadan çıkmaya başladı. Leyleklerin, yavrularını beslemek için Dicle Nehri kenarında avlandığı görüldü. Yaklaşık 15 yıldır bölgede leylekleri izleyen Prof. Dr. Ahmet Kılıç, bu yıl direkler üzerinde bulunan 51 yuvadan 49’unda kuluçkanın gerçekleştiğini, yavru sayısının 52 olduğunu belirtti.
Diyarbakır’a her yıl şubat sonu itibarıyla gelen leylekler, Dicle Nehri yakınında 20 kilometre boyunca süren sulak alanda yaklaşık 6 ay kalıyor. Leylekler, Diyarbakır-Batman karayolu kenarında, Bismil ilçesi yakınlarındaki yüksek gerilim hattı direklerinin üzerine yuva kurup, kuluçkaya yatıyor. Leylekler, eylül ayında büyüttükleri yavrularıyla sürüler halinde Afrika’ya göç ediyor.
Bu yıl da bölgeye gelip yuva yapan leyleklerin yavruları yumurtadan çıkmaya başladı. Anne leyleklerin ise yavrularını beslemek için Dicle Nehri kenarında avladığı görüldü. Yaklaşık 15 yıldır bölgede leylekleri izleyen Dicle Üniversitesi Diyarbakır Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kılıç, şunları söyledi: “Ülkemizde farklı yerlerde leylek popülasyonları mevcuttur. Bismil, leylek popülasyonu yoğunluğu, yuva dizilişi ve yavru yetiştirme başarısıyla diğerlerinden ayrılmaktadır. Uzun yıllardan beri düzenli olarak leylek popülasyon dinamiği Dicle Üniversitesi tarafından araştırılmaktadır. Diyarbakır-Batman karayolu üzerinde Bismil ilçesi yakınlarında bulunan yüksek gerilim hatlarındaki direkler leylek kolonisi tarafından yuva yerleri olarak kullanılır. Bu direklerin tercih edilme nedeni habitattaki (yaşam alanı) en yüksek yer olmasıdır. Leylek gibi büyük kuşlar yuvaya inerken ve yuvadan ayrılırken zorlanırlar. Bu eylem için büyük miktarda enerji harcanır. Bu zorlukların aşılması için yuvanın yüksek yerde olması gerekmektedir.”
YÖRE HALKI TARAFINDAN KUTSAL KABUL EDİLİYOR
Yöre halkının kutsal kabul ettiği leylekleri rahatsız etmediğini belirten Prof. Dr. Ahmet Kılıç, leyleklerin Anadolu’nun yaz göçmeni olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Kılıç, şöyle dedi: “Leylekler üreme için ilkbaharda Anadolu’ya gelip, sonbaharda kışlaklarına geri dönerler. Kışı Afrika’da (Nil Vadisi) Etiyopya ve Somali’de geçirirler. 6 bin kilometreden fazla yol alırlar. Yolculuk birkaç haftada gerçekleşir ve nihayetinde Diyarbakır’a ulaşırlar. Üremelerini gerçekleştirip, sonbaharda kışlaklarına dönerler. Şubat sonlarında leylekler Bismil civarında görülür. Leylek aynı yuvayı yıllarca kullanır. Eşler birbirlerini yuvadan dolayı tanır. Mart ayı içinde yuva kurma faaliyeti gerçekleştirilir. Mart sonu-nisan başında kuluçkaya başlarlar. Beş yumurta yaparlar. Kuluçka yaklaşık bir ay sürer. Yavrular mayıs ayı başından itibaren görülmeye başlanır. Dişi ve erkek kuluçkada olduğu gibi yavru bakımını da paylaşır. Yavru bakımı iki aydan fazla sürer. Bismil leylek kolonisi diğer kolonilerden yavru yetiştirme yönünden daha başarılıdır. Zira yuvalar Dicle Nehri’ne sadece 100-200 metre uzaklıktadır. Bu yakınlık yiyecek bulmada ve yavruların beslenmesinde büyük imkanlar sunar. Yavru yetiştirme ortalaması diğer bölgelerden yüksektir. Başka kolonilerde yuvada 1-2 yavru yetiştirilir. Bismil kolonisindeki yuvalarda 4-5 yavru yetiştirilebilmektedir.”
51 YUVADAN 49’UNDA KULUKÇA GERÇEKLEŞTİ
Direkler üzerinde bulunan 51 yuvadan 49’unda kuluçkanın gerçekleştiğini anlatan Prof. Dr. Kılıç, şunları kaydetti: “Gözlem yapılan 20 kilometre mesafede 51 yuva mevcuttur. Bunlardan 49 yuvada kuluçka gerçekleşmiştir. Görünen yavru sayısı 52 tanedir. Bu sayı önceki yıllardan oldukça düşüktür. Bunun sebebi, kurak geçen kış ve ilkbahardır. Yağış az olan yıllarda bitkisel üretim azalır. Bitkisel üretim azalınca bunlarla beslenen otçullar da azalır. Dolayısıyla leyleklerin besini de azalır. Leylekler av olarak kurbağa, kertenkele, eklembacaklılar (böcekler), toprak solucanı ile beslenir. Alanda av az olunca leylek yavruları da az besinle yetinmek zorunda kalmaktadır. Leylek yuvalarında besin azlığı dolayısıyla yavru sayısı düşmektedir. Küresel ısınma, yaşanan kuraklığın sebebidir. Kuraklık dolayısıyla tüm canlılar etkilenmektedir. Besin ağının bir elemanı olan leylek türü de yavru sayısı dolayısıyla zarar görmektedir.”