Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, Diyarbakır’da günlük vaka sayısını bin 500’ü açtığını söyledi.
SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, salgın sürecinin başladığı dönemlerde hükümetin Mart ayının başından itibaren almış olduğu tedbirlerin önleyici olduğunu, fakat sonrasında ekonomik hassasiyetlerinden dolayı alınan tedbirlerin kentte salgını önlenemez bir boyuta ulaştırdığını ifade etti. Mart ayı ve sonrasında kentteki salgına ilişkin şu verilerine ilişkin “Mart ayının başında alınan önlemlerle kentte günlük vaka sayısı 95 idi, sonrasında 7 ila 8 ayda tedbirlerin genişlemesiyle beraber ciddi artışlar yaşandı. Bugün 2 bin ile 2 bin 500 kişi test yapıyor, bunların en az bin 500’u pozitif çıkarken, aldığımız bilgiler ile günde en az 7 ila 10 kişi yaşamını yitiriyor. Tedbirler sonrası 7 ila 8 ayda bin 400 sağlık emekçisi enfekte oldu, 17 sağlık emekçisi yaşamını yitirdi.” bilgisini paylaştı.
‘AŞI AÇIKLAMASIYLA VERİLER VERİLMEYE BAŞLADI’
Sağlık Bakanlığının 30 Kasım itibariyle günlük verilerin tamamını paylaşmaya başlamasına değinen Güldiken, “Nasıl oldu da daha düne kadar günlük hasta sayısı 5 bin iken, bugün vaka sayısı 30 binlere buluyor. Türkiye Halk Sağlığı arşiv verilerine bakılırsa Aralık ve Ocak aylarında dahi vakaların olduğu görülecektir. Biz bunu Aile Hekimleri’nden biliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü ile Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı veriler arasında fark var. Bu durum verilerin manipüle edildiğini, yine hükümetin kendi vatandaşını aldatmasıdır. Türkiye’de toplam hasta sayısı 500 binlerdeyken, neden bugün bir milyon 700 binlere çıktı. Dünya Sağlık Örgütü ‘Biz aşıları ülkelerdeki vaka sayılarına göre vereceğiz’ demesinden sonra bakanlık hasta ve vaka sayılarını bir tutup verileri vermeye başladı. Yoksa aşıları alamayacaktı. Çünkü bu durum küresel bir mesele, bu açıdan bu rakamları vermeye başladı. Bakın bazen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği raporlarda İstanbul’daki vaka ve ölüm oranları tüm Türkiye’de açıklanan dan fazla oluyor. Yani tam anlamıyla yönetememe ve gizleyememe hali hakim.” diye konuştu.
‘AŞI KORUYUCU BİR TEDBİRDİR’
Türkiye’deki aşı tartışmalarına da değinen Güldiken, genel merkezlerinin ve Türk Tabipler Birliği (TTB) Bilim Kurulu ile beraber çalışmaları olduğunu, konuya dair önümüzdeki günlerde açıklama yapılacağı bilgisini paylaştı. Salgınla baş edebilecek en iyi yolun aşı olduğunu dile getiren Güldiken, Türkiye’nin Çin’den aldığı 50 milyon dozun handikapları olduğunu ifade etti. Güldiken, “Aşının ülkeye gelmesiyle beraber aşıyı ilk olarak sağlık emekçileri kullanacak. Bunun nedeni de salgınla birebir mücadele edildiği için. Aşının yan etkileriyle ilgili bugüne kadar herhangi bir bilgi alınmadı. Ama aşının yaklaşık altı ay kişiyi koruduğu ifade edildi. Her şeyden önce aşı iyi bir tedbirdir. Çin’den getirilen aşı diğer ülkelerde üretilen pahalı aşılardan saklanabilirliği konusunda daha güvenilir.” ifadelerini kullandı.