Seçim ittifakları üzerine açıklamada bulunan Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, muhalefetin ilkeler etrafında bir araya gelerek ortak bir aday çıkarması halinde ilk turda kazanacağını söyledi.
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan ile seçim hazırlıkları ve seçim ittifaklarını değerlendirdi.
‘ERKEN SEÇİM KARARI AK PARTİ VE MHP’NİN KENDİ BEKASI İÇİN’
Erken seçime ilişkin partinizin değerlendirmeleri nasıl, bir erken seçim beklentiniz var mıydı?
Hepimizin bildiği gibi seçimlere 20 aylık bir süreç varken, hükümetin apar topar bir erken seçim kararı almasının temelinde şu hususlar olduğunu düşünüyoruz. İktidarın hem dış ilişkilerde hem de ekonomide yaşanan sıkıntılardan dolayı sürekli bir kan kaybı yaşamaktadır. Söz konusu bu kan kaybının 20 aylık bir süreçte devam etmesinin hükümete ciddi bir oy kaybı olarak halk tarafından fatura edileceği aşikârdır. Diğer taraftan Saadet Partisinin yükselişi ve Genel Başkanımızın yapmış olduğu değerlendirmelerin halk nazarında itibar görmesi, halkın gönlünde yer etmesi ve bunun süreç içinde seçimlere dönük olarak bir teveccühe dönüşmesi hükümeti oldukça telaşlandırmıştır. MHP cephesinden de benzer bir durumun İYİ Parti üzerinden yaşanması, MHP’nin de eteğini tutuşturmuştur. İYİ Partinin henüz teşkilatlarını yeterince oluşturmadan seçim sürecinin erkene alınması MHP açısından da tercih edilir bir durumdur. Erken seçim kararının arkasındaki bir diğer dinamik ise yerel seçimlerde alınacak başarısız bir sonucun genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de etkileyeceği hesabıdır. Çünkü başarısız bir yerel seçimin Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinde menfi bir etkisi olacaktı. Yine AK Parti MHP arasındaki Cumhur ittifakı yerel seçimlerde sahada aralarında oluşabilecek rekabet, kırılganlık olasılığı ittifakın çatırdamasına ya da yıpranmasına yol açabilecek potansiyelleri içinde taşıyordu. Bütün bun sebepleri bir arada düşündüğümüzde AK Parti ve MHP’nin erken seçim kararının, ülkenin, milletin birlik ve beraberliği, bekası için değil her iki partinin kendi bekaları için alındığı ortadadır. Diğer taraftan hazırlanan kanunların da seçimi kazanmaya dönük olarak AK Parti ve MHP ittifakının yararına alındığı gözler önündedir. Yani, erken seçimi kendi koltuklarını kaybetmemek üzere bir araya gelen iki liderin ortak kararı olduğunu söyleyebiliriz.
‘24 HAZİRAN TARİHİ TÜRKİYE’NİN AYDINLIĞINA AÇILAN BİR KAPI OLACAKTIR’
Bu seçim baskın bir seçimdir. Elbette ki muhalefet partileri biran önce seçimlerin yapılmasını ve mevcut iktidardan bayrağı devralmak isterler. Ama gerek iktidarın gerekse ortağının burada almış olduğu erken seçim kararı etik değildir. Seçimlere bir buçuk yıllık bir süreç var ve iki parti yaklaşık iki yıldır bir ittifak kurmuş ve sürekli olarak beyanlarında seçimlerin zamanında yapılacağını kesin bir dille ifade ediyorlar. Ama her ne hikmetse bir günde seçim kararı alıyorlar. Tabii ki, evden çıkarken bile ayakkabınızı alel acele giymek başkadır, uygun bir zaman diliminde rahat rahat giymek başkadır. Ama her halükarda 24 Haziran tarihi Türkiye’nin aydınlığına açılan bir kapı olacaktır. Saadet Partisinin iktidarına vesile olacak ve AK Partinin 16 yıllık iktidarı son bulacak.
‘SAADET PARTİSİ OLARAK, PARTİ AYRIMI YAPMADAN TÜM PARTİLERLE GÖRÜŞÜYORUZ’
Konuşmanızda, iktidarın muhalefeti hazırlıksız yakalama ve iki ayağını bir pabuca koymaya çalıştığına vurgu yaptınız. Seçimlere kısa bir zaman var ve Hayır cephesinde henüz ittifak görüşmelerinde bir netlik yok. Siz bu ittifak süreçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz parti olarak bir erken seçim beklentisi içindeydik ve Genel Başkanımız bu konuyu defalarca dile getirmişti. Bu kapsamda biz de teşkilatlar olarak gerekli hazırlıklarımızı tamamlama gayreti içindeydik ve esasında bizim için sürpriz olan bir durum yok. Erken seçim kararı değil ama seçim tarihinin bu kadar erkene alınması bir sürpriz oldu. Çünkü 20 aylık bir seçim süreci getirilip iki aylık bir zaman dilimine sıkıştırılmış oldu ve zaten tam da bu nedenle bu seçimi baskın bir seçim olarak değerlendiriyoruz. Bu da bizim seçim çalışmalarımızı daha da sıkıştırarak bir organizasyon içinde olmamızı gerektiriyor. Tabii bu durum ittifaklar için de zamandan dolayı bir sıkışıklığı beraberinde getiriyor. Biz parti olarak yetkili kurullarımızı toplayarak, Genel idare kurulu, il başkanları, il müfettişleri ile bir araya gelerek gerekli istişarelerimizi yaptık. Bunun öncesinde illerde gerekli istişarelerimizi yaptık ve bu düşüncelerimizi merkezimizle paylaştık. Genel merkezimiz ise tam yetkiyle diğer partilerle ittifak görüşmelerine başladı. Söz konusu ittifak görüşmeleri ise bu ay sonuna kadar sürecek. Saadet Partisi olarak, parti ayrımı yapmadan tüm partilerle görüşüyoruz. AK Parti, CHP, HÜDA PAR, İYİ PARTİ, HDP hiçbir partiye kapalı değiliz ve hali hazırda herhangi bir parti ile bir ittifak sağlanmış da değil. Burada mesele toplumun temel ihtiyacı olan, adalet, hukuk, insan hakları, refahta eşit pay alma, barış, kardeşlik ve kucaklaşma konusunda bir mutabakat sağlanmasıdır. Temennimiz bütün bu genel ilkeler etrafında bir konsensüs sağlanmasıdır.
‘GENEL MERKEZİMİZ TÜM PARTİLERLE GÖRÜŞMELERDE BULUNUYOR’
Saadet partisi, CHP ve HÜDA PAR ile görüştü. liderler görüşüyor ama yerelde durum nedir; siz yerelde ittifak görüşmelerini sürdürüyor musunuz?
Bizim Saadet Partisi İl Başkanlığı olarak zaman zaman Diyarbakır’daki tüm partilere ziyaretlerimiz oluyor. Bölgemizin sorunlarını istişare etme anlamında olsun kucaklaşma anlamında olsun bu tür ziyaretlerimizi rutin olarak sürdürüyorduk. Ülkemizin huzuru ve bu geminin batmaması açısından, birlik ve beraberliğe katkı sunacak fikir alışverişlerimizi hâlihazırda da sürdürüyoruz. Ama şuan için zaman darlığından kaynaklı ittifaklar üzerine Genel Merkezimiz tüm partilerle görüşmelerde bulunuyor.
MUHALEFET İLKELER ETRAFINDA BİR ARAYA GELİRSE BAŞARIR
HÜDA PAR’la ittifak görüşmelerinizde bir mutabakat sağlanırsa böyle bir ittifak bölgedeki güç dengelerini nasıl etkiler, muhafazakâr Kürt seçmen için bir çekim merkezi oluşturur mu?
Henüz kurulmamış bir ittifak üzerinden bir tahminde bulunmak yerinde olmaz. Henüz görüşmelerimiz sürüyor ve neticelenmeyinceye kadar bu konularda yorum yapmak doğru olmaz. Ama genel anlamda şunu ifade edebilirim; ilkeler bazında bir araya gelecek bir muhalefetin başarı şansı daha yüksek olacaktır. Biz parti olarak yüzde 50+1’in çok daha ötesini yüzde 60’ı hedefliyoruz. Bunun için de HDP’den HÜDA PAR’a, İYİ Parti’den CHP’ye geniş bir temsiliyetle oluşan bir ittifakın başarı şansını daha yüksek görüyoruz. Bunun için de partilerden öte ilkeler etrafında oluşmuş bir konsensüse ihtiyaç vardır.
‘AK PARTİNİN BÖLGEDEKİ OYLARINI ETKİLEYECEKTİR’
Kürt halkının AK Partiye vermiş olduğu desteğin temelinde Kürt meselesinin çözümü konusunda iyimser bir beklenti yatıyordu. Geçmişte AK Partinin Kürt sorununun çözümü üzerine oluşturduğu söylemler ve kimi olumlu adımlar bölge halkının AK Partiye teveccüh göstermesini sağladı. Halkta bu sorunun çözülebileceğine dair bir umut oluşmuştu. Ama AK Parti MHP ittifakından sonra bu umutlar kırıldı. MHP’nin Kürt sorununa yaklaşımı ırkçıdır ve milliyetçi söylemleri de yüksek dozdadır. AK Patinin MHP ile ittifak yapması demek Kürt sorununda bir çözüm geliştirmekten uzak düşmesi demektir ve bu da bölge insanında bir etki yaratacak, AK Partinin bölgedeki oylarını etkileyecektir. Bunu sahada görüştüğümüz birçok vatandaştan da duyuyoruz. MHP ile ittifaktan dolayı AK Partiye oy vermeyeceğini söyleyen vatandaşlarla çokça karşılaşıyoruz. Bunun yanında Genel Başkanımızın bölge halkı üzerindeki etkisinin katlanarak arttığına şahitlik ediyoruz. Bölge halkının partimize ciddi bir teveccühü var. Dik duruşumuzu tebrik eden, oyunu bize vereceğini ifade eden vatandaşlarımızın sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
MUHALEFET İLK TURDA KAZANABİLİR
Seçimler ikinci tura kalır mı ya da muhalefet ilk tura ortak bir adayla çıkabilir mi?
Şuan göründüğü itibariyle her partinin ilk turda kendi adayı ile seçime katılması halinde elbette ki seçimin ikinci tura kalma olasılığı yüksektir. Ama muhalefet bu aybaşına kadar ortak bir aday çıkarırsa seçimler birinci turunda zaten iş biter.
Kaynak: Tigris Haber Gazetesi