Diyarbakır’ın tarihini, eserlerini, kültürel varlıklarını
insancılığını anlatmaya gerek yok!
Artık tüm Türkiye ve dünyada neredeyse bilmeyen yok!
Misafirperverliğini de, dostluğunu da, arkadaşlığını da
dillendirmeye hacet yok
Bir ara sosyal deneyler yapıldı, bunu görmek için…
Aslında sosyal deneye de ihtiyacımız yoktu hani!
Çünkü biz denek değiliz, Diyarbakır’da laboratuvar değil…
Yine de ara sırada yapılıyor,
Yapılsın, ona bir diyeceğimiz yok
Amma illaki bizi tanımak istiyorlarsa gelip birebir, yüz
yüze tanısınlar,
Öyle bir dönem TV ekranlarında anlatılanlara inanılmasın.
Özellikle yaşı müsait olanlar 90’lı yılları bilir
Yazılı ve görsel basında biz ve kentimiz hep yanlış
tanıtıldı
Yanlış tanıtıldığı için Batı dediğimiz, İstanbul, İzmir,
Ankara ve diğer kentlerde yaşayan vatandaşlarımız bizi farklı algıladı hep…
Önyargılar oluştu
Diyarbakır’a gelmek istemediler, korktular
Onların da bir sucu yoktu tabi,
Ulusal yazılı ve görsel basın bizi kötü tanıtıyordu da
ondan…
Son dönemlerde iyi tanınmaya başlandık bence,
Önce tarihi mekanlarımız, ören yerlerimiz tanıtıldı
Türkiye’de hatta abartamamış olurum Dünyada eşi ve benzeri
olmayan Sur’larımız, Camilerimiz, Zerzevan Kalemiz ve daha bir çok
keşfedilmemiş tarihi yerlerimiz ön plana çıkmaya başladı.
Diyarbakır’da başta Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası olmak
üzere bazı sivil toplum kuruluşları Diyarbakır’ı doğru bir şekilde, doğru
ellerde yapılan tanıtıcı filmler yapmaya başlandı.
Fragmanları sosyal medyada yayınlanırken, izleme rekorları
kırıyor.
Demek ki ne imiş?
Bir kenti doğru tanıtmak çok önemli imiş!
Pandemi sürecine rağmen kentin tanıtımı sürüyor
Tanıtımlar devam ede dursun, Diyarbakır’a atanan eski Antalya
Valisi Sayın Münir Karaloğlu’nun bu kent için bir şans olduğu da yavaş yavaş
ortaya çıkıyor.
Halka inen, sorunları birebir yerinde inceleyen, devlet
adamlığından çok halkın içinden biri olarak görünen Sayın Valim Karaloğlu’nun
içten ve samimi duruşu da bu kentte yeni bir soluk getirdi diyebilirim.
Koşturuyor, girişimlerde bulunuyor, ama bunları yaparken,
başta bürokrasi olmak üzeri Oda, borsa,. Esnaf temsilcileri ve sivil toplum
örgütleri de dahi ediyor bu koşuşturmalarına…
Pandemi sürecinde sahaya inerken bile yanında hep Oda, Borsa
ve Esnaf temsilcilerini yanında bulunduruyor.
Sayın Vali Karaloğlu’nun, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ın isteği üzerine Diyarbakır’a gönderildiğini de bilenlerdenim.
Evet, Diyarbakır için bir şans olan Sayın Karaloğlu’nun bir
süre önce girişimleri sonucu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca gönderilen
ödenek ile tarihi surlar baştan sona kadar onarıma ve restorasyona alındı.
Sur diplerinde kalan yapılar da yıkılmaya başlandı
Onarım çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.
Bu kent tanıtımı için herkes elbirliğiyle çalışıyor.
Bu kent doğru tanıtılmayı hak ediyor vesselam
Bu geceli gündüzlü çalışmalar, tanıtımlar ve onarımlar
gelecekte büyük bir yatırıma gebedir.
Pandemi sürecinin sona ermesiyle Diyarbakır’ın turizmde hak
ettiği yere geleceğinden şüphem yok
Bilindiği gibi bir kentin bacasız fabrikası malum Turizmdir.
Başta Sayın Valim Münir Karaloğlu olmak üzere tüm
dinamiklerin bu kent için üzerine düşenden fazlasını yaptığını, yapacağını
biliyorum.
Herkes bu kent için kenetlenmiş durumda…
Büyükşehir Belediye eski Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bilgin’in
bir dönem sarf ettiği “Taşı’da bahtı gibi kara Diyarbakır” değil artık.
Makus talihi değişmeye başladı.
Özellikle İl Valimiz Sayın Münir Karaloğlu’nun, bürokrasi
üzerindeki ağırlığı hepimizin mamulüdür.
Kamu kurum ve kuruluşlar üzerinde etkisini hissettiriyor.
Bürokrasideki nokta atı
Çalışan müdür ve memur devri başladı
Geçmişte olumlu veya olumsuzluklar yaşandı bitti saygısızca!
Şimdi önümüze bakmanın zamanı…
Bu anlamda yakalanan bu senkrazisyonun devam etmesi en büyük
arzumdur.
Bu kentte yaşayan bir fert olarak, bir taş bırakan herkese
teşekkürlerimi iletirken.
Kentimizi bizden daha çok düşünen Sayın İl Valisi Münir
Karaloğlu’na minnettarlığımı ifade etmeden geçemeyeceğim.
