Diyarbakır Yeniden Yaşam Kanserle Mücadele Dernek Başkanı Şükrü Abay, “Kendi evlerinde hastalar kanserle baş başa bırakılarak evlerinde ölüme terk edildiler. Ölümle baş başa bırakıldık. 80 üzerinde kişiyi kaybettik” dedi.
Covid-19 pandemisi nedeniyle hastanelerde tedavi gören vatandaşların tedavi süreçlerinde aksamalar yaşandı. Özellikle yoğun kemoterapi ve radyo terapi süreci ile mücadele veren kanser hastaları bu süreçte tedavide aksaklıklar yaşadı. Kanser hastalarının bu zorlu süreçte yaşadıkları sıkıntılar dile getiren Diyarbakır Yeniden Yaşam Kanserle Mücadele Dernek Başkanı Şükrü Abay, bu süreçte tedavi göremediklerini ve ölümle baş başa bırakıldıklarını söyledi.
“PANDEMİ SÜRECİ KANSER HASTALARI AÇISINDAN REZALETLERİN YAŞANMASINA NEDEN OLDU!”
Pandemi sürecinin kanser hastaları açısından rezaletlerin yaşanmasına yol açtığını ifade eden Abay, şunları söyledi:
“Daha önceden övünerek her türlü tedbiri aldık diyen hastane yetkilileri pandemi sürecinin başlamasıyla olağanüstü bir panik içerisine girdi. Bu sürecin bazı kesimler tarafından abartıldığını deyim yerindeyse at iziyle it izinin birbirine karıştırıldığı bir sürece dönüştürüldüğünü düşünüyorum. Bu süreç kader arkadaşlarımız açısından korkunç ve de tarihi bir olumsuzlukla geçti. Bu bizim için felaket oldu.
“15 MART’TAN İTİBAREN TEDAVİLERİ KESİLDİ”
Kader arkadaşlarımıza teknolojik yollarla ulaşmaya çalıştık ancak yüz yüze görüşmelerimiz olmadı. Bu süreç içerisinde hiçbir arkadaşımızın tedavi görmediğini, randevu alamadığını, randevusu olanların da randevularının iptal edildiğini gördük. 15 Marttan itibaren tedaviler kesildi. Haziran’ın ortalarına kadar kimse tedavi alamadı. Başka ilden gelen hastalar geri gönderildi. Kendi evlerinde hastalar kanserle baş başa bırakılarak evlerinde ölüme terk edildiler. Ölümle baş başa bırakıldık. 80 üzerinde kişiyi kaybettik. Diyarbakır’da daha önce hiç görmediğimiz bir tabloya ulaştık. Vefat eden arkadaşlarımızın sayısı daha fazla bile olabilir. Pandemi bahanesiyle, psikolojik travmasıyla kanser hastaları olarak sanki hasta değilmişiz gibi basite alındık.
“ARAŞTIRMA VE DÜ’DE HİÇBİR KANSER HASTASI KEMOTERAPİ TEDAVİSİ GÖRMEDİ”
Araştırma hastanesi, Dicle Üniversitesinde hiçbir kanser hastası kemoterapi tedavisi görmedi. Buna müdahil olmaya çalıştık ama yetkililer cevap bile vermediler. Bizlere kulaklarını tıkadılar. Bölümün kemoterapi odaları boş olmasına rağmen bizim tedavilere devam edilmedi. 3-4 aylık süre boyunca kemoterapi tamamen durdu. Tedavinin yanında ameliyat bile olunmadı. Ameliyatlar hala bile yapılmıyor. Büyük kısmı araştırma hastanesinde yapılıyordu ama oranın ameliyathane kısmı pandemiye çevrildiği için doğum hastanesine aktarıldı ama orada da hafta bir gün 1 veya 2 ameliyat yapılıyor. Kimseye sesimizi duyuramıyoruz. Herkesin güzel bir bahanesi var ve pandemiyi bahane ediyorlar. Kanser hastalarının kendilerinden beklenti içinde olmasını bile istemiyorlar. Son günlerde kemoterapi başladı ama oralarda da yine yeteri kadar haber alamıyoruz. Özellikle araştırma hastanesinde sorumlu onkologlar bizimle irtibata geçmeye çekiniyorlar. Hastaları temsil ediyoruz ama bizi muhatap almıyorlar. Biz sadece kanser hastaları için mücadele veriyoruz. Hastaların durumunu sorduğumuzda bir cevap bile bulamıyoruz. Sorumlu onkologlar neden bizden rahatsızlık duyuyor, neden bize cevap vermek istemiyorlar? Bize cevap verdiklerinde kaybettiğimiz arkadaşlarımızın neden vefat ettiğini anlamış olurduk. Ama kimse bizlere açıklama yapmıyor.
“KANSER HASTALARI İLE İLGİLİ BİR TEDBİR ALINMADI”
Yeni bir tedbir alınmadı açıkçası önlemler konusunda mevcut imkanlarla devam ediliyor. Araştırma hastanesinde kanser hastaları ameliyat edilmeyip doğum hastanesine gönderiliyorsa bu tedbir değil de göz boyamadır. Ameliyatları yapan cerrahlar bile bunun tedbir olmadığını sadece ameliyatların yapılmak için yapıldığını söylüyorlar. Doğu ve Güneydoğu’nun tamamından gelen hastalara tedavi yapılamıyor. Ekonomik durumu iyi olan hastalar İstanbul, Ankara gibi metropollere giderek tedavi olup memleketlerine dönüyor. Diyarbakır’da kanser hastalarının yüzde 80’inden fazlası dar gelirli, yoksul olduğu için metropollere gidemiyor. Evinden hastaneye gidip gelince bile dolmuş parası bulamıyorlar. Kanser hastaları sahipsizlikle karşı karşıyalar. Yetkililere sesimizi duyuramıyoruz.
“KANSER HASTALARININ BÜYÜK BİR KISMA YOKSULLUKLA MÜCADELE EDİYOR”
Kanser hastalarının büyük kısmı ne yazık ki yoksullukla mücadele ediyor. Kanser hastaları Diyarbakır’da genelde yoksullardan oluşuyor. Kanser hastalarının evinde biri en kötü asgari ücretle çalışıp eve ekmek getiriyordu ve onunla idare ediyorlardı. Ancak pandemi ile beraber işsiz kaldıkları için aç, susuz olarak kanserin üzerine yoksullukla da mücadele etmeye başladılar. Diyarbakır Kızılay, Diyarbakır Müftülüğü ve hayırseverler bizlere gıda, kurban eti yardımında bulundu. Diyarbakır Kızılay’ı 170 aileye gıda yardımı, nakdi yardım, giyim yardımı ve çocuk bezi yardımı yaptı. Diyarbakır Müftülüğü 300 kilonun üzerinde kurban eti yardımında bulundu. Ayrıca başka hayırseverler de yardımlarını ulaştırdılar”
Kaynak: Güneydoğu GÜNCEL