Eğitim Sen Diyarbakır Şube Sekreteri Hatice Efe, üniversite sınavının 27-28 Haziran’da yapılmasını “öğrenciler turizm sektörüne kurban ediliyor” şeklinde değerlendirirken, öğrencilerin sosyo ekonomik durumu düşünülmeden gerçekleşen uzaktan eğitimin eşitsiz olduğuna dikkat çekti
Koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirlerden biri de eğitime ara verilmesine dönük oldu. Jinnews’te yer alan habere göre eğitime verilen ara öğrencilerde gelecek kaygısı oluşturmaya başlarken, uzaktan eğitimden verim alamayan öğrencilerin yanı sıra üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler de endişe içerisinde. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 27-28 Haziran’da gerçekleştirilecek. Uzaktan eğitim ve sınav sistemini değerlendiren Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Sekreteri Hatice Efe, ara verilen eğitimin doğuracağı sorunların gençlerde gelecek kaygısına neden olduğuna dikkat çekti.
‘ÖĞRENCİLERİN ONLİNE EĞİTİME KATILIMI AZDI’
Pandemi sürecinde,eğitim sisteminde var olan eşitsizliklerin daha çok açığa çıktığını belirten Efe, uzaktan eğitime sağlıklı bir katılımın sağlanabilmesi için tüm öğrencilerin aynı koşullara sahip olması gerektiğine dikkat çekti. Uzaktan eğitime ulaşabilmek için akıllı telefon, televizyon, bilgisayar veya tabletin olması gerektiğini söyleyen Efe, “Bunların yanı sıra internetinizin de olması lazım. Diyarbakır’ın kimi ilçelerinde öğrencilerin online derslere katılımı çok azdı. Örneğin Sur ilçesinde bu oran yüzde 1’di. Kayapınar’a gelince sosyo-ekonomik seviyesi daha yüksek olan öğrencilerin katılımı artıyor. Hiçbir zaman yüzde 100 katılım olmadı ama en düşük oran, Sur ve Bağlar ilçesinde yüzde 1’lik veya yüzde 2’lik bir oran ile karşımıza çıktı. Bu, çok az öğrencinin uzaktan eğitimden faydalanabildiği anlamına geliyor. Yüzde 1’lik veya 2’lik verinin oluşmasını sağlayan da öğrencinin derse katılımı değil, bir defa giriş yapmış olmasıdır” dedi. Efe, birkaç defa online derslere dahil olduğunu ancak her sınıftan sadece birkaç öğrencinin katıldığını gördüğünü kaydetti. Birçok öğrencinin teknik sıkıntılar yaşadığını ve imkansızlıklar nedeniyle derslere katılmadığını söyleyen Hatice Efe, “Yüz yüze eğitimde, eşitsiz koşullar kamufle edilebiliyordu fakat uzaktan eğitim ile beraber dezavantajlı öğrencilerin ne kadar fazla olduğunu gördük. Eğitim dediğimiz yüz yüze verilen eğitimdir, bu nedenle de uzaktan eğitim verimli olmaz. Öğretmen ve öğrenci ilişkisinin sıcaklığı, birbirine dokunması, aynı ortamda olması, öğrencilerin arkadaşlarıyla aynı ortamda bulunması eğitimde önemlidir. Evinde oturup bilgisayardan bilgi almak eğitim değildir, o bilgi her türlü edinilir. Uzaktan eğitim ismi bile kullanılmamalıdır” ifadelerini kullandı. “Keşke öncelik sınav değil, öğrencilerin sağlığı olsaydı” sözleriyle alınan kararlara tepki gösteren Efe “Milli Eğitim Bakanlığı veya hükümet bir adım atarken ‘Öğrencilerimizin sağlığı nasıl olur, en iyi nasıl önlem alırız?’ diye kaygı duymalıydı. Öğrencileri bu kadar hazırlıksız yakalamak, sınavı erteleyip öne almak, üstelik bunu yaparken de veliye, eğitimciye, hiçbir sivil toplum kuruluşuna danışmamak, öğrencilerle bir anket çalışması yapmamak çok büyük bir eksiklik. Ortak bir istişare ile karar alınabilecekken, tek kişinin ağzından karar veriliyor” sözlerine yer verdi.
‘ÇOCUKLARI TURİZME KURBAN EDİYORUZ’
Turizm sektörünün canlanması için öğrencilerin kurban edildiğinin altını çizen Hatice Efe, hala riskli olan bir dönemde öğrencilerin sınava girmesinin doğru olmadığını dile getirdi. Efe, “Eğitim piyasaya eleman ve işgücü yetiştirmektir. Bunu hep bilirdik fakat bu kadar bariz yapılması da bizi bir kez daha bu acı gerçekle yüz yüze bıraktı. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim ile ilgili vereceği her kararı ortaklaştırmalı. Bu süreçte öğrencilerimizin motivasyonu düştü. Bu büyük bir psikolojik sıkıntıdır. Öğrenciler, bir yandan sağlık için kaygılanırken bir yandan da sınav kaygısı taşıyor. Öğrenciler sınava hazırlıksız yakalanıyor. Umarım sınav ortamında gerekli koşulları sağlayıp mesafeyi yakalarlar. Çünkü öğrencilerin maske ile sınavı çözmesi biraz zor. Şu anda düşünülmesi gereken telafi değil, öğrencilerin sağlığıdır. Geri dönülmez olan insanların sağlığıdır. Eğitim telafisi sonra da yapılabilir.”