Geçtiğimiz aylarda Bitlis’in Güroymak ilçesinde kanaat önderi Abdülkerim Çevik’in öldürülmesinin ardından Batman’da benzer bir olay daha yaşandı. Batman’da iki aile arasındaki husumeti bitirmek isteyen aşiret lideri Ferit Özdemir öldürüldü. Barış elçilerine yönelik yapılan saldırıları değerlendiren siyaset ve İslami STK’lar, saldırıları kınayarak benzer saldırıların gerçekleşmemesini diledi.
Bitlis’in Güroymak ilçesinde, bölgenin tanınmış kanaat önderlerinden Abdülkerim Çevik, iki aile arasındaki husumeti sona erdirmek isterken uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Aradan geçen kısa zamanda benzer bir olay da Batman’da yaşandı. Batman’da iki aile arasındaki husumeti sonlandırmak isterken silahla karnından vurulan Raman Aşireti liderlerinden Ferit Özdemir hayatını kaybetti. Özdemir’in cenaze törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir’in de aralarında bulunduğu binlerce kişi katıldı. Kısa sürede ard arda yaşanan iki saldırıya dair Diyarbakır’da bulunan siyasi parti temsilcileri ve yöneticileri ile İslami STK’lardan tepki geldi. Söz konusu saldırılara ilişkin şunlar dile getirildi: “Son zamanlarda kanaat önderlerine dair bir itibarsızlaştırma politikası izleniyor. Bu basit bir suikast değil. Yapılan saldırılar siyasi bir kaostur ve bu noktada herkes tepki vermelidir.”
BOZAN: “İKTİDARIN TAVRI ÖLÜMLERİ TETİKLİYOR”
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, söz konusu saldırılara dair şunları söyledi: “İnsanoğlu sosyal bir varlık olduğu için birlikte yaşamak zorundadır. Birlikte yaşamanın vermiş olduğu durumdan dolayı arada anlaşmazlıklar yaşanabiliyor. Yaşanan sıkıntıların çözümü noktasında da bölgenin ileri gelenlerinden destek oluşturuluyor. Ne yazık ki bu barışa öncülük etmek isteyen iki kanaat önderimiz menfur bir saldırı sonucu hayatlarını kaybettiler. Bu noktada aslında husumetlerin sebeplerine inmemiz gerekiyor. Kavgalar genellikle ekonomik sebeplerden ortaya çıkıyor. Burada da iktidarın yanlış ekonomik politikası nedeniyle beklentiler artıyor ve karşılık bulunmayınca da kavgalar artıyor. Ayrıca bir diğer sebepte hukuksal alanda eksiklikler olmasından da kaynaklanan sorunlar var. Hukuk alanındaki eksiklikler vatandaşın kendi adaletini sağlama fikrinin fitilini ateşliyor. Bu noktada araya giren kanaat önderleri ne yazık ki saldırılara maruz kalıyor. Yaşanan saldırıların bir daha tekrarlanmamasını diliyorum.”
BUDAK: “DERİNDEN YARALANDIK”
AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Süleyman Serdar Budak ise şu ifadeleri kullandı: “Bu hadiseyi kınıyoruz ve Allah gani gani rahmet eylesin diyoruz. Barış elçilerinin böyle saldırılara maruz kalması bizleri üzüyor. Benzer saldırıların bir daha yaşanmamasını diliyoruz.”
ENSARİOĞLU: “TOPLUMSAL TRAVMA YAŞANIYOR”
Söz konusu saldırıları kınadıklarını dile getiren İYİ Parti Diyarbakır İl Başkanı Vejdin Ensarioğlu, “Genel Başkan Yardımcımız M. Salim Ensarioğlu bizzat taziye ziyaretlerinde bulundu. Konuya karşı tavrımız nettir ve kınıyoruz. Toplumsal olarak bir travma yaşıyoruz. Toplum sürekli bir gerginlik içinde olduğu için bunun yansıması olarak ölümler artış gösteriyor. Bu noktada gerek iktidar gerekse de muhalefet partileri olarak önlem alınması gerekmektedir” dedi.
ÖZMEN: “BİR ÂLİM BİR ÂLEME BEDELDİR”
Diyanet-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Özmen, şöyle konuştu: “Tarih boyunca kanaat önderlerimiz hep saygı ile karşılanmışlardır. Ancak son dönemlerde onlara yönelik yapılan saldırılar bizleri düşündürmektedir. Toplumumuz öz değerlerinden kopmuş, yeni nesil aslını yitirmeyle karşı karşıya kalmıştır. Bunun sonucunda da kanaat önderlerine saldırılar artış gösteriyor. Unutulmamalıdır ki bir âlim bir âleme bedeldir. Ancak siyasiler bu konuda yeteri kadar hassasiyet göstermiyor. Biraz daha hassas olmaları gerekmektedir.”
GÖKDEMİR: “KANAAT ÖNDERLERİ İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR”
Diyarbakır ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, konuya dair şu ifadeleri kullandı: “Bölgemizde halkın keskin çizgileri vardı. Şeyhler, hocalar ve kanaat önderleri oldukça saygın bir konumda yer alıyorlardı. Ne yazık ki son dönemde onlara yönelik bir itibarsızlaştırma söz konusu oldu. Yapılan saldırılar basit bir suikast değil tam aksine siyasi bir kaosun dışa vurmasıdır. HDP zamanında kendince barış heyeti olarak bir komisyon kurdu ve bölgenin saygın kanaat önderlerine karşı bir tepkili tutum sergilenmesine zemin hazırladı. Onun sonucunda vatandaş kendi değerlerinden uzaklaştı ve çözümü silahla, kanla aramaya başladı. Kanaat önderlerimize sahip çıkmamız gerekmektedir.”
TOSUNLU: “HERKES SAKİN OLMALIDIR”
Güçlü Sanayici ve İşadamları Derneği Bölge Başkanı ve kanaat önderi Mervettin Tosunlu, “Yaşanan menfur saldırılar yüreklerimizi yaktı. Ölümlere dur demenin zamanı geldi. Masumca barışın sağlanmasına gönül veren değerli şahsiyetlerin öldürülmesi bizleri derinden yaralıyor. Tüm tarafların sükûnet içinde ve barışçıl davranması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
TALAY: “DUYARLI OLMAMIZ GEREKİYOR”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski encümeni ve kanaat önderi Yusuf Ziya Talay ise şunları söyledi: “Güneydoğu’da çok iyi ilim ve irfan sahibi önderlerimiz var. Onlara karşı alınan bu tutum bizleri çok üzdü. Bu tür menfur olayların yaşanmaması için toplumca duyarlı olmamız gerekmektedir. Tüm vatandaşların kanaat önderlerimize karşı daha özverili yaklaşması gerekmektedir.”
ERDEM: “BARIŞ MÜCADELESİ BALTALANIYOR”
Yeniden Refah Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ali Erdem, “Bölgede etkin ve halk nezdinde saygı gören sözleri dinlenilen insanların hedef alınması sanki bazı güçler tarafından engellenmek barış ve huzur ortamını sağlamaya çalışanların mücadelesini baltalamaya yönelik işler olduğu açıktır. Bölgenin sosyolojik yapısı ele alındığı zaman kanaat önderlerinin ne kadar etkin olduğu ve toplum tarafından sözlerinin dinlenildiği, hatırları ile olmazları yaptırabildikleri bir gerçektir. Yani şimdi şöyle mantık çerçevesinde düşünecek olursak, hadi diyelim o gergin ortam da kin ve intikam duygusu ile tansiyon yükseldi atışmalar oldu ve silahlar ateşlendi ne hikmetse bu kurşunlar hep tek atış ve hedefi isabet ile olayın en merkezinde ki en kilit isme yönelik oluyor. Bizlere düşen sağduyu ile toplumun değerlerine her zaman olduğundan daha fazla sahip çıkmak koruyup kollamaktır. Barış ve huzur ortamını tesis etmek için herkesin elini taşın altına koyması lazım. Bir toplumun huzur ve güven ortamı yok olursa inanın o toplum devletsize varacak kadar kötü sonuçlara yol açar. Asayişin olmadığı toplumların akıbetinin ne olduğunu gerek komşu ülkelerde gerekse dünyanın farklı ülkelerinde görebiliyoruz” dedi.
Kaynak: Güneydoğu Güncel